Bir süredir hapishanedeydim. Yaklaşık 1 haftadır. Her ne kadar erkekler hala beni garipsiyor olsalar da eskisi kadar değillerdi.
Yine hapishanede dışarı çıkıp hava almamıza izin verdikleri bir zaman bütün erkeklerin bir yerde toplanıp bir kişiye boyun eğiliyorlardı. Merak edip oraya doğru yürüdüm ve o erkek topluluğunda en arkada olan birine sordum.
"Ne oluyor?" Soruma karşı çocuk bana hafifçe kafasını kaldırdı ve konuştu.
"Yeni olduğun için bilmiyorsun, ama büyük patron karanlık odadan çıktı" Her ne kadar büyük patronun kim olduğunu bilmesemde çok tehlikeli biri olduğunu anlayabiliyordum. Karanlık oda, hapishanede sorun çıkaranların haftalar yada aylar boyu kaldığı bir yerdi. Yemek daha az verilir gün ışığına çıkamazlardı oraya girenler.
Hafifçe parmak ucumda yükselip 'büyğk patron' dedikleri çocuğu görmek istedim. Biraz daha yükselince çocuğu gördüm. Kahverengi saçlı siyah gözlü yakışıklı biriydi. Yanağından başlayıp çenesine doğru inen yara onu çok havalı gösteriyordu. Yaşı ise en fazla 16'ydı, yaşıt sayılırdık.
Ona bakarken bir anda yüzünü bana çevirdi ve gözlerini üstümde gezdirmeye başladı. Biraz daha baktıktan sonra yizğnde bir sırıtış ile bana doğru yürümeye başladı. Arkasında 5 adam vardı.
Biraz daha yanım ayaklaştı ve sertçe çenemden tutarak yüzümü onunkine yaklaştırdı.
"Sadece 3 hafta karanlık odadaydım ve buraya çok güzel bir hatun gelmiş" her ne kadar çenem acısada bir şey yapamıyordum, ben öyle 'yok gururum kırılmasın' tarzı kızlardan değildim, yani bir olay olduğunda gururumu değil kendi güvenliğini düşünürdüm. Zaten şu zamna kadar ne guru kalmış ki bende boşuna hava atayım?
"Artık benim sürtüğümsün" Karşımdaki o 'büyük patron' dedikleri kişi yüksek sesle herkesin duyması için bağırmıştı. Adamın arkasında 5 kişi vardı, dediğim gibi hiç gururumu düşünmem, öldükten sonrada bir boka yaramaz o gurur. Hafifçe gülümseyip karşılık verdim.
"Olur" Bu tepkime karşı ilk başta şaşıran çocuk ondan sonra gülümseyip çenemi bırakmıştı. O çocuğu onaylamam sadece beni güvende tutmayacaktı, bir de beni herkein üstünde bir rütbeye çıkaracaktı. Bunun için sürtük rolü oynamam gerekse bile.
Çocuk kokunu bekime dolayıp bana sırıtarak baktı.
"O zaman bundan sonra benle takılacaksın" hafifçe ve istemeye istemeye kafa salladım. Çocuk ise buna daha fazla gülüp beni belimden çekerek bir köşeye gitti ve beraber oturduk. Tabi arkamızdan o 5 moronda geldi.
*Sonraki gün yemekte*
Öğle yemeği yemek için yine yemekhaneye inmiştim. Yemeğimi yerken karşıma oturan kişi ile kafamı heycanla yukarı kaldırdım. Ama gördüğüm yüz ile geri tabağıma çevirdim. Normalde Yuri gelip otururdu karşıma, fazla yakın olmasakta konuşurduk beraber,şu an ise karşımda ismini öğrenemediğim o 'büyük patron' oturuyor.
Yemeğimi çatallarken alttan alttan ona bakıyordum, her baktığımda beni izlediğini görüyor ama gözümü kaçırmıyordum en son merak ettiğim soruyu sordum.
"Adın?" Tek kelime ile sorduğum şey yüzünden çocuk bana garip bir şekilde bakmıştı. Ben ise omuzumu silkip bir cevap vermesini bekledim.
"Machi, seninki ne?" Onun sorduğu soruya direk ve tek kelime ile 'Aya' diye cevap verdim. Yemeğin diğer kısımlarını konuşmadan sessizlik içinde geçirdik.
Yemek bitip gardiyanlar dışarı çıkmanızı emrettiğinde yerimden kalktım. Machi'de benle beraber kalktı ve yanında yürüyerek bahçeye çıktık. Bahçeye çıktığımız an Machi kolumu sertçe çekerek beni bir köşeye doğru çekti.
Ona anlamaz bakışlarla bakarken kolumu tutşu sertleşti. Etrafta ki kişiler bize bakıyor ama öachi'sen korktukları için bana yardım etmiyorlardı.
"Hani benim sürtüğümdün? Benle hiç konuşmuyorsun bile!" Sinirle söyledikleri şeyler yüzünden ağzım açık kaldı. Ben kimseyle konuşmuyomki...
Diğer eliyle yüzüme vurdu. Evet gerçekten eli ağırdı ve vuruşları sertti. Bir kaç kere daha vurunca bağırmaya başladım. Elimi tuttuğu için hareket edemiyordum, zaten duvara yaslamış hareketlerimi kısıtlıyordu öküz.
Bir kaç kez daha bağırdıktan sonra arkadan bir ses duydum ve gülğmsemeye başladım. Biri beni kurtarmaya gelmişti.
"O ellerini kızın üstünden çek machi" kafamı biraz yana yatırıp kimin konuştuğuna bakınca bir oğlan gördüm karşımda. Saçları siyah ve sarı'ydı. Boğazında bir kaplan dövmesi vardı ve çok havalı duruyordu. Kulağındaki küpeler, çocuk her hareket ettiğinde sallanıyor ve hoş bir tını çıkarıyordu.
Çocuk bize doğru yaklaştı ve machi'nin kolumu tutan elini tutarak çekti. Machi'nin bu tutşunu kaldırabiliyorsa güçlü bir çocuk olmalıydı.
Machi biraz korkarak ellerini benim üstümden çekti. Nasıl yani? Machi bu çocuktan korkuyormuydu? Ne kadar güçlüydü ki bu çocuk?
"Ve burdan git" Çocuğun bir kez daha konuşması ile machi yine korkulu bakışlarla ona baktı, ardından yüzünü bana çevirdi de kızgın bir şekilde bakmaya başladı, ve konuştu.
"Senle işim bitmedi sürtük" bunu dedikten hemen sonra hızlı adımlarla yanımızdan ayrıldı. Diğer çocuğun yanına giderek biraz soğuk bir şekilde konuştum.
"Şey teşekürler" Bana soğuk gözlerle baka çocuk hafifçe kafasını salladı ve ordan uzaklaştı. Ben ise geri kalan günüme devam ettim, ama günümün her saati o çocuğu düşünmekle geçmişti.
Ben....
Etkilenmiştim...
~the end~
Bu bölüm diğerlerine göre kısa oldu ama aklıma fazla fikir gelmio....
Yani....Yanisi yok nie hala okuyon?
.
.
.
.
.
Karşim gitsene
.
.
.
.
.
Timam timam hadi sölüom
.
.
.
.
.
S
E
N
İS
E
V
İ
Y
O
R
U
M
💜💜(Amacım keisnkikle hikayeyi uzatmak diil)
![](https://img.wattpad.com/cover/346911910-288-k550061.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴄ̧ɪᴋɪɴᴄᴀ ʙᴜʟᴜꜱ̧ᴜʀᴜᴢ (ᴋᴀᴢᴜᴛᴏʀᴀ x ʏɴ)
De Todo𝔹𝕚𝕫𝕚𝕞𝕜𝕚 𝕟𝕠𝕣𝕞𝕒𝕝 𝕓𝕚𝕣 𝕒𝕤̧𝕜 𝕙𝕚𝕜𝕒𝕪𝕖𝕤𝕚 𝕕𝕖𝕘̆𝕚𝕝𝕕𝕚. 𝔹𝕚𝕫 𝕓𝕚𝕣 𝕠𝕜𝕦𝕝𝕕𝕒 𝕪𝕒𝕕𝕒 𝕤𝕠𝕜𝕒𝕜𝕥𝕒 𝕓𝕦𝕝𝕦𝕤̧𝕞𝕒𝕕𝕚𝕜. 𝔹𝕚𝕫𝕚 𝕒𝕣𝕜𝕒𝕕𝕒𝕤̧𝕜𝕒𝕣𝕚𝕞𝕚𝕫 𝕓𝕦𝕝𝕦𝕤̧𝕥𝕦𝕣𝕞𝕒𝕕𝕚. 𝕓𝕚𝕫 𝕚𝕜𝕚 𝕜𝕒𝕥𝕚𝕝 𝕠𝕝𝕒�...