0.3

58 6 4
                                    


selam kankalar

bu bölüm olayların başlangıcı gibi olacak

iyi okumalar

öneri şarkı: Do I Wanna Know? - Arctic Monkeys

--------------------------------------------------------

Deniz'in Gözünden

 Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda havanın çoktan kararmış olduğunu gördüm. Olduğum duruma bakarsak eve gelir gelmez ağlamış ve uyumuştum. Gözlerim kızarık ve şişikti, şuan biri beni böyle görse hayatımın rezilliğini yaşardım büyük ihtimalle. Oturacak pozisyona geldiğimde aklıma sabah denizde yaşadıklarımız geldi. O anları hatırladıkça istemsizce kızarıyordum. Sırtımı başlığa dayayıp elime ayıcığımı aldım.

"Sayın Ayıcık Çelik, evlilik teklifinize kesinlikle evet diyorum!" dedikten sonra ayıcığa sımsıkı sarılıp bıraktım ve odamdan çıktım. Yüzümde nedensiz bir sırıtış vardı. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra saçlarımı düzelttim ve odama dönüp telefonumu şarjdan çıkardım. Şarjı tamdı, airpodslarımı alıp dışarı çıktığımda saat akşam dokuzdu. Abim zaten evde değildi, yüksek ihtimal ofisinde yarın toplantı yapacağımız adamların kayıtlarını okuyordu. Ona haber etmeden evden çıktım. Kaykayıma binip bisiklet yolundan çarşıya doğru yol aldım. 

 Süt mısır almayı ve sahilde oturmayı planlıyordum. Kulaklığımda çalan "See U Later" ile beraber kaykay sürmek oldukça eğlenceliydi. Üstümde siyah tayt şort ve oversize bir tişört vardı. Yolda herhangi birinin beni tanımasından korktuğumdan tek başıma dışarı çıkarken görünüşümü elimden geldiğince değiştiriyordum. Evde yaptığım dağınık topuz ve şişmiş göz altlarıyla berbat göründüğümün farkındaydım, uzmanlığımın güzellik olmasına rağmen.

 Bir mısırcıda durdum ve baharatlısından büyük boy mısır aldım. Bir yandan onu yerken tam kaykayıma binecektim ki karşı kaldırımda yürüyen İdil ve Yağız'ı gördüm. Selam versem mi vermesem mi diye düşünürken İdil çoktan beni farketmişti. El sallayarak Yağız'ı çekiştirdi ve yanıma geldiler. Kırk yılın başı bir yalnız kalmak istemiştim, o da çöpe gitmişti. Hiç bozuntuya vermeden ikisiyle selamlaştım ve ayaküstü muhabbet ettik. 

 Yanlarından ayrıldığımda içime soğuk sular serpilmişti. İkisi zaten sinemaya gidiyormuş meğer. Dokuz buçuk seansına yetişmek için resmen koşuyorlardı. Umarım yetişirler ki beni tekrar bulamazlar umudundan onlar için dua ettim ve sahile doğru sürmeye başladım. Yaklaşık 5 dakika sonra oradaydım. Taşlı yoldan gitmeye dikkat ederek kaykayımı kolumun altına sıkıştırdım ve bankların birine oturdum. Arka tarafım ağaç doluydu, bu sahil sabahki geldiğimize hiç benzemiyordu. Her yer kayaydı resmen. Saate bakmak için telefonu açtığımda  21.46 olduğunu gördüm. Kilidini açıp birkaç fotoğraf çekecekken aklıma Kerem ile konuşmam gerektiği geldi. Hemen rehbere girip numarasını çaldırırdım. İlk arayışımda açmasa da 2.de açmıştı.

...telefon konuşması

Kerem: Buyur?

Deniz: Nasılsın Kerem?

Kerem: Seni neden ilgilendiriyor ki?

Deniz: Ee şey, sabahki ola-

Kerem: Vicdan yaptığını biliyorum Deniz, neredesin?

Deniz: Ha, ee ben şeydeyim... Bi sahildeyim.

Kerem: Konum at.

...konuşma sonlandırıldı

|| DÜŞMAN ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin