Sabah kalktığımda şiddetli yağmur yağıyordu bu yağmurla yola çıkamadık akşama kadar süren yağmur durmak bilmedi."hyung bu yağmur neden durmuyor?"
"Bende bilmiyorum,bir işaret sanki"
Kaşlarımı çattım ve ona baktım"Nedemek istiyorsun hyung?"
"Hissediyorum jeon senin için iyi şeyler olacak ama bizim için pek emin değilim"
"Bu da ne demek hyung kendine gel bu yolda tek başladım,ve üç kişi ile devam ediyorum ve edicem de lütfen böyle konuşma"
Namjoon hyung
"Sen bakma ona olmicak anda tutar altıncı his şeysi"
Yağmur durmuştu yola çıkmıştık
Tedirgindim o kadar çok tedirgindim ki ya yağmur daha fazla yağarsa ya vaktinde varamazsam?Dediğim gibide oldu yağmur öyle bir yağdı ki gününde varamadım yağmur yağdı ben ağladım ağlayaşım şiddetlendi yağmur da şiddetlendi şimdi ne yapacaktım hiç bir fikrim yoktu 6 gündür yoldaydık sanırsam son şansım da gitmişti
"Jeon ağlama lütfen seni oraya sokacağız "
"Ama nasıl hyung?.. geç kaldım"
İç çekti Jin hyung"Şimdi şöyle ki az ileride ki orman var ya orası deltanın ormanı tamamen yasaklıdır kimse girmez o ormana delta kızgınlık zamanlarında ya da dönüşmek için gelir eğer o ormandan girersen yolun kısalacak ve hemencecik şehre varacaksın zaten yasaklı bölge olduğu için seni gören asker ve ya başka biri olmicak "
"Sizde geliyorsunuz değil mi?"
İkisi birbirine baktı ve iç çekti"Üzgünüz orda aranıyoruz ve yakalanırsak başımız belaya girer"
"Ama hyung ben tek ne yapacağım koca ormanda"
"Korkma sen çok güçlüsün bunun üstesinden gelirsin hem yolun sonunda yaşancak güzel hayatını düşün "
Ona kocaman ama kocaman sarılmıştım
"Hazırım hyung hadi yapalım "
Saatler süren yolun sonundaydık onlarla ayrılma zamanıydı kısa sürede onlara o kadar çok bağlanmıştım ki
"Sana söz veriyorum jeon tekrar görüşecegiz"
"Evet ben ve namjoon hyung'un seni görmeye gelecek "
Ağlamaya başlamıştım
"Hadi git bizide ağlatacaksın"
"Size sözüm olsun bende bir gün sizi bulup iyilik yapacağım beni kurtardığınız gibi kurtaracagım"
Son kez sarılıp ormana gitmiştim
Deli gibi korkuyordum vahşi bir hayvan çıkarsa şuracıkta bayılabilirdim daha kötüsü olamazdı ne de olsa delta bula bula benim gelicegim gün ormanda olucak Halide yok zaten değil mi ?bu düşüncelere dalmıştım ki atım bir anda tepelenmeye başladı karşıda birşey görmüştü
"Sakın ol"Atan zar zor inip atımı sakınleştirmiştim kafasını okşayıp
"Sakın ol yanındayım birlikte olduğumuz yolda bir birimizi bırakmak anlaşıldı mı?"
Sakinleşmişti ama hâlâ bir huzursuzluk vardı üzerinde bende üzerine çıkmadım sakince yola devam ederken çalıların ordan bir hışırtı duydum ki atımda korktu ve kaçtı ne olduğunu anlayamadım bir anda tuttuğum ipi çekiştirdi onu tutmaya çalışırken yerde sürüklendim ve birçok yerim kan içinde kalmıştımve atım zifiri karanlığa gömülüp gitmişti tüm malzemem de onunla gitmişti elimde birtek gaz lambam vardı korku ile yola devam ediyordum ama hissediyordum bir gölge beni takip ediyordu deli gibi titremeye başlamıştım ben korkarken gaz lambam sönü Verde ve bir daha da yanmadı bir ağacın oraya çöktüm ve ağlamaya başladım bacaklarımı kendime çektim ve kafamı göğsüme gömdüm o hışırtı sesleri yaklaşıyordu ve omzumda bir el hissetim kafamı kaldırmak istemiyordum korkuyordum
Ama duyduğum kalın ve otoriter ses"Senin burda ne işin var küçük"
Kafamı kaldırdım iri bedeni , geniş omuzları vardı bunlar beni korkutmaya yeterken gözleri gözleri karanlıkta bile öfkesini belli ediyordu ateş atıyordu gözleri olduğum yerde biraz daha geriledim yere eğildi
"Ne işin var demedim mi?soruma yanıt ver"
Delta mıydı yoksa başka birimiydi ne diyeceğimi bilemedim
"Ben..ben şehre gidicektim ama attım beni yarı yolda bıraktı "
gözlerimi kapatıp ağlamaya başladım
"ağlamayı kes"
sesi o kadar derindi ki dudaklarımı birbirine bastırdım gamzelerim ortaya çıkmıştı gözlerinin içine baktım
"Sustum bana zarar verme ben gideyim olmaz mı?"
Yakınlaştı ne yapacağımı bilmiyordum aklımda deli sorular vardı bir anda kolumdan tutup beni kaldırdı
"Benimle gel yaralarını temizleyelim"
Ya bana zarar verirse"Yok...benim birşeyim yok "
Bileğimden tuttu öfkeli bakan gözleri yumuşamış tı şuan
"Sana zarar vermiyeceğim omega"
Güvendim ona nedensizce öyle bir bakıyordu ki gözleri insanın ikna olmama gibi bir şansı yoktu.yanında ilerliyorum ve ağlamamak için dudaklarım birbirine hâlâ kapalı tutuyor göz yaşlarım hâlâ gözlerimden düşüyordu aniden kafasını bana çevirdi Ve güldü gülüşü çok güzeldi kare bir gülümsemeye sahipti
"Neden ağlıyorsun?"
Anlatmalımıydım o kim buranın deltası mıydı yoksa bu düşünce ile gözlerim kocaman açıldı tabii bu iri cüse bu koku
"Ne oldu"
"Kimsin...yoksa sen buranın deltası mısın?!"
Kötü yazıyorum biliyorum beceremiyorum ama yarımda bırakmak istemiyorum,okuyup yorum yaparsanız mutlu olurum ayol 💅💃 öptüm sizi bayss bebişlerim 🙋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencian
FanfictionKendi ülkesinden kaçan bir omega,ve kendi ülkesinde ve kalbinde onu ağırlıyan bir delta