Kapının önünde oturan jimini görmem ile yanına gittim beni gördüğün de şaşkınlıkla gözlerini büyütü
"Jungook!"
Ona kocaman sarıldım
"Jungook ne kadar korktum biliyor musun"
Diyip birkez daha sarıldı içeriden gelen birses"Güzelim kim gelmiş"
Sanırsam yoongi hyungdu kapıdan çıktı ve beni görünce şaşırdı
"Merhaba "diyip el salladım
"Yoongi hayatım zaten anlatmıştım sana kendisi jungook "
Bana selam vermişti
"Hoş geldin jungook ama nasıl geldin sınırdan geçmen imkansızdı "
"Herşeyi anlatıcam ama birkaç saat dinlenebilir miyim?"
Jimin sanki önemli birşeyi unutmuş gibi
"O kadar yoldan geldin yorgunsundur birde oturmuş seni soru yağmuruna tutuyoruz hadi gel sana odanı gösteriyim"
Oda ya girmiştik beyazın tonları ile doluydu hemen bir duş alıp yatağa yattım yorgun ve üşüyordum geçmesini bekledim lakin geçmedi daha fazla titremeye başladım kesik kesik etrafı görmemeye başladığımda birşeylerin ters gittiğini yataktan kalkmaya çalıştım ama kalkamadım zar zor olsa da jimine seslendim
Uyandığımda meraklı üç gözle karşılaştım yanımda delta duruyordu şaşırmıştım ne işi vardı
"İyimisin?"
Sesi korkumuş geliyordu kulağa
"İyiyim efendim"
Neden bende korkmuş hissediyorum ve kalçamdan belime doğru olan acı diniyordu.
"Bizi çok korkutun jeon"
"Sanırım sürekli yağmurun altında kaldım üşütüm sanırım"
"Eve gidelim sana çok iyi bakıcam"
Onun bu haline kıkırdadım hâlâ yorgun hissediyordum kendi mi ve içim de bir his deltayla olmak istiyorduonun güzel kokusunu içime çekmek istiyordum
"Ben gideyim artık jimin ona iyi bak misafirimiz ilk günden hastane ye düşü verdi kendimi suçlu hissediyorum"
Jimin:ona çok iyi bakacağım efendim
Kelimeleri üzerine basa basa demişti delta bana döndü
"Kendine dikkat et jeon jungook "
Sadece başımla onayladım o gittiğin de jimin hızla yanıma geldi
"Yoongi odadan çık az"
"Ne oldu jimin"
Kaşları çatıktı birşeyden emin olmak ister gibi
"Pijamanı çıkar"
"Ne diyorsun"
"Çabuk yoksa zorla yaparım"
Hızla pijamamı çıkardım karşılaştığım şeyle çok oldum mavi çiçekler kalçamdan bellime doğru uzanıyordu
"Bu ama nasıl"
O an tüm herşey aklıma oturdu jimine baktım
"Sen onun vitasısın"
Kelimesi beyninde yankılanmıştı hissetmediğim duyguları hissetmek kalçamda ki sızı herşeyi anlamdırdı ne diyeceğimi bilmeden jimine baktım dona kalmıştım aklıma ilk gelen soru acaba onun vitası olduğumu biliyor muydu?
"Onun vitası olduğumu biliyormudur sence?"
"Tabii ki jungook senin kötü olduğunu hissetti birden eve daldı adını bağırdı seni alıp hekime yetiştirmeye çalıştı kesinlikle farkında ve sizin için çok tehlikeli çiçekleriniz yeni oluşmuş şuan onun yanında olmadığında acı çekecek aynı şekilde sende"
"Ama jimin nasıl gideyim yanına ya istemezse ne yaparım "
Jimin dudaklarını büzüp üfledi
"Cidden çok bahsısız birisisin"
Olduğumuz odanın kapısını yoongi ve hekim girmişti
"Jeon bey durumunuz gayet iyi birkaç şifalı ilaçlarla iyileşirsiniz hiç birşeyiniz kalmicak" diyip çıktı
"Jungook iyi olmana sevindim efendi varken birşey diyemedim kusura bakma şimdide gitmem gerekiyor aşağıda araba var jimin ile dikkatli olun " diyip başımı okşadı bnei tanımıyor olmasına rağmen böyle davranması abim gibi hissettirmişti
taehyung
Onu orda bırakmak istemiyorum lakin kurdum ciddi anlamda söz dinlemiyor du annemin yanına gidip bu konuyu konuşmak istiyordum hızlıca eve geldim
"Anne"
"Efendimm "
"Odaya gelir misin önemli birşey konuşmamız lazım"
" Benimde seninle önemli birşey konuşmam lazım"
Yanıma hemencecik gelmişti
"İlk sen başla bu önemli olan şeyde nedir?"
"İlk sen söyle anne ben nasıl bir konuşma yapacağımı bilmiyorum"
Annem şaşırmıştı çünkü beni ilk defa böyle gördüğünü biliyordum o omega beni feci devirmiş ti
"Bak oğlum vitani bulamadık ama dert etme biliyorsun ki prenses Diana sana aşık ve bende düşündüm ki ona şans ver yuvanı kurarsın prenses'e sizi konusturucam dedim eğer sende istersen bir konuş derim sen ne dersin?"
Annem konuştukça kan beynime sıçrıyordu çünkü jeon jungook varken o prenses benim için bir hiçti sakince anneme olanları izah edicektim
"Anne ormana gittiğim gün bir omega ile karşılaştım ülkeme kaçak girmeye çalışıyordu"
Annem gülmüştü"Eeeee oracıkta ölmüştür o niye anlatıyorsun ki"
"Ölmedi anne ilk görüşte onu takip ettim çok masumdu ben ilk görüşte kalbime bir yanan ok düştü anne onun karşına çıktım ormanda onula konuştum ülkeme aldım dokundugum da bayıldık anne o benim vitam çıktı onu arkadaşının evine bıraktırdım kendinden o kadar habersiz ki çiçeklerini fark etmedi galiba bugün hastalandı şimdide yanından geliyorum anne çok temiz bir çocuk gördüğüm en güzel gözlere sahip en temiz neden den gelmiş ülkeme onu gözlerimle bile bakmaya korkuyorum kirletirim diye ve kurdum onu öyle bir istiyor ki söz geçire miyorum ne prenses nede başka bir soylu ben o çocuğu istiyorum Vita mı"
Annem şaşkınlık bana baktı ve güldü ellerini çırptı
"Damadımı görmek istiyorum nerde yaşıyor!?"
Ona kocaman güldüm tabiki yerini söylemicektim sonra hemen damlayıp sıkacaktı omega mı ona söylemiyeciğime dagir işaretler yaptım sonra kızgınlıkla
" Delta fallan dinlemem alırım ayağımın altına seni kim o adı ne tipini bahset azıcık hadi bee"
"Bembeyaz teni bar anne küçük dudakları küçük burnu var dudakları hep kırmızı boyu çok kısa ve çok zayıf kendileri bir erkek olmasına rağmen güzel bir vücudu var beni bunlar etkilemedi aşırı utangaç bir tip dona kalıyor gözleri gezegen gibi ülkemi sersem gözlerine yutar öyle güzel gözleri varki ve gülüşü... Beni bittiren parçalardan"
Annem Gülüç tonla
"Oğlum o çocuk için şair olucak yakında "
Diyip beni göğsüne bastırdı"Umarım mutlu olursun onunla küçüğüm "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencian
FanfictionKendi ülkesinden kaçan bir omega,ve kendi ülkesinde ve kalbinde onu ağırlıyan bir delta