soulmate | chanlix

iki | sakla.

O garip gecenin ardından geçen iki haftada da Felix kardeşleriyle pek baş başa kalma fırsatı bulamadı. Ne zaman uygun bir an yakalasa Christopher iyi bir bahaneyle diplerinde bitiyor ya da çoktan alınmış bir randevusu ortaya çıkıyordu. Her belirdiğinde onlara ait vakti çaldığından içinde kabaran kıskançlık duygusunu da katınca bu ortada pek fazla dolaşan misafirden hayli rahatsız olan Felix, gitmesine gün saymaktan başka bir şey yapamıyordu. Tabii, eline geçen her kozu ona alttan alta laf sokmakta kullanmak hariç.

Bilinen kıtaların en meşhur alfasını ağırlamanın, sürekli Felix'in çevresinde bulunmasının yanı sıra diğer dezavantajları da vardı. Örneğin; daha sonradan Seungmin'den öğrendiği üzere hesapta yoksa dahi herkes dünya gözüyle Christopher'ın kurdunu görmeyi arzuladığı için ayak bastığı her ülkede mutlaka bir av düzenleniyordu. Babası da soylularını mutlu etmek için pekala bu geleneği gerçekleştirmekten geri durmamıştı. Ve işte şimdi Felix, peşinde ufak azarlamalarını dinlediği yardımcısı Seungmin ile birlikte neredeyse koşar adımlarla arenaya ilerliyordu.

Zaten istemediği birini, onca soylunun ortasında alfasıyla göğüs kabartırken izlemek Felix için eziyetten başka bir şey değildi çünkü bugün mutlaka en iyi ihtimalle beş patavatsız lord ona kendi kurduyla ilgili bir gelişme olup olmadığını soracak, olmadığını duyunca diğerlerinin attığı acıyan bakışlarını sunacaktı. Arenanın kraliyet ailesine ayrılmış kısmına giriş yapmadan önce durup kendini hazırlama ihtiyacı hissetti ancak anında arkasında hafifçe hissettiği Seungmin'in dokunuşuyla devam etmek zorunda kaldı. Zamanları yoktu.

Babasını ve lordları selamladıktan sonra çalan borularla hoşbeş etmesine lüzum kalmadan yerine geçti. Aralarında Jeongin ve abisi Changbin'in de bulunduğu alfa ekibi sahaya çıkarken izlemeye koyuldu. Hepsi sıra sıra isimlerinin duyuruluşunun ardından kopan alkış ve çığlıklar eşliğinde toprak sahanın ortasına ilerliyordu. Felix, Jeongin'in dikkatini çekebilecekmiş gibi yerinde hafifçe öne kaydı ancak nasıl olduysa kardeşi yerine hemen yanındaki Christopher'ın gözlerini kazandı. Jeongin'in ruhu dahi duymuyordu.

Nihayet tüm alfalar yerini aldığında son bir tezahürat koptu, Kral ayağa kalkıp hepsini kutladı ve kutsadı. İşaretiyle öten farklı nameli ve uzun bir boruyla da avı resmen başlatmış oldu. Ev sahibi Veliaht Prens'in öncülüğünde alfalar birer birer kurtlarına dönüşüyordu.

Abisi dönüştü, Jeongin dönüştü... Sürüp giden dönüşüm boyunca Felix hepsini hayranlık ve imrenmeyle izledi. Yalnız geriye etkinliğin asıl kahramanı kaldığında, Christopher insan formuyla etrafındaki kurt sürüsünün tam ortasına geçtiğinde içinde yeniden kabaran duygulara engel olamadı. Göğsü kaynıyor, heyecan ve hafif bir öfke hissediyordu fakat yine de meşhur alfayı merak ettiğinden gözlerini bir saniye dahi çekemiyordu. İşin esas garip yanı, Christopher'ın da gözleri tüm bu süre zarfında Felix'ten ayrılmamıştı.

Belki bir kuşun kanat çırpışı kadar sürede gerçekleşen dönüşüm baştan sona bütün arenada derin bir iç çekişe sebep oldu. Bulunan yüzlerce kişi Christopher'ın bembeyaz kürklü alfasını hayranlıkla süzerken aralarında nefesi ciddi manada kesilen biri vardı. Kralın beşinci oğlu Felix, akciğerleri çalışmayı bırakmış halde donakalmıştı.

Kalbi gümbür gümbür atıyordu. Alfanın gözlerinin içine bakarken ritminin yüksekliğiyle adeta buradayım diyen şah damarı boynunu zorluyor, zihni muhteşem bir kaosun içinde yolunu bulmaya çalışıyordu ve Felix bulunduğu karmaşanın içinde tek bir doğruyu ayırt edebiliyordu. Alfaya gitmesi gerektiği dürtüsü bedenini kıpır kıpır ederken onda bir terslik olduğunu sezen Seungmin sayesinde koltuğunda sabit kalabildi.

Alfalar, Christopher'ın da dönüşmesiyle bu defa da kurt formunda Kral'ı selamladılar. Ardından çalan müzik eşliğinde arenayı terk edip av bitene değin alanı gösteri ekibine bıraktılar. Rengarenk giyinmiş dansçılar çeşitli akrobatik hareketlerle izleyenlere hoş bir sahne sunarken Felix git gide fenalaşıyordu. Destek almak adına sıktığı koltuğunu bırakabildiği ilk aralıkta ayağa kalktı. Kendisine endişeyle bakan Seungmin'e ''Bir bahane uydur.'' diyerek çıkışa yöneldi.