Christopher'ın hislerini ve esas hikayeyi dinleyen Felix, artık daha ılımlı davranıyordu. Hâlâ gelgitleri, kıramadığı inadının getirisi sivri dili ve omegasına uyum sağlama çabasıyla biraz bocalasa da en azından artık köşe bucak kaçmıyor, çay davetlerinde bulunuyor yahut gündüzünde zaman geçirme fırsatı yakalayamadığı gecelerde Christopher'ın odasına gitmekten çekinmiyordu.
Christopher da ilgisini daha açık belli eder olmuştu. Felix'in sevdiği şeylere yakından alaka gösteriyor; sandalyesini çekmek, kapısını açmak, yemeğini onun için küçük parçalara ayırmak gibi jestlerini hat safhada tutmaktan geri durmuyordu. Kaderleri bağlanmış iki genç yetişkin, bir haftadır akıllarını ve kalplerini de bağlamak için çabalıyordu.
Onların bu yakın hallerini fark eden kardeşleri, bilhassa Jeongin de takılmadan yapamıyordu elbette. Jeongin'in imalarına nasıl karşılık vereceğini şaşıran Felix, Christopher'ın açık açık flört iması yapmasına da apayrı utanıyordu. Ve bu ani duygu değişimleri yüzünden artan feromonları daha çok panik yapmasına sebep oluyor, kendi açıklamadan ortaya çıkmasından endişeleniyordu. Neyse ki böyle zamanlar için de Christopher'ın çözümü vardı. Felix'in feromonlarını kendi baskın feromonlarıyla gölgeleyerek burunlardan ırak tutuyordu.
Yine o anlardan birini atlatmış, Jeongin artan feromonlardan huzursuzlanan alfası yüzünden yanlarından erken ayrılmak durumunda kalmış, Felix oturduğu yerde iyice mayışmışken çay fincanını tabağında çevirdi Christopher. ''Felix,'' diyerek dikkati üzerinde topladı. ''Biliyorsunuz ki burada sonsuza kadar kalamam.''
Felix birkaç gündür aklına takılan meselenin açılmasıyla doğruldu. Muhtemelen tahmin ettiği şeyi duymak için tüm miskinliğini üzerinden attı. Christopher fincanıyla oynamayı bıraktı, Felix'in tam gözlerinin içine bakıyordu. ''Geçirdiğimiz süreden inanılmaz keyif aldım. Sizi omeganızdan bağımsız, yalnız gerçek kişiliğinizle tanımak daha önce tatmadığım, şimdi ise bağımlısı olduğum hisleri de deneyimlememe sebep oldu.''
Christopher hafifçe öne uzandı, Felix'in masadaki sol elini kavradı. ''Ve eğer siz de arzu ederseniz bu hisleri ömrümün sonuna değin yaşamak isterim.'' Diğer eli işlemeli ceketinin iç cebine gitti. Çıkardığı küçük kutuyu açıp zarif bir yüzüğü göz önüne çıkardı. ''Sarayımı yuvam yapar mısınız?'' Felix cevap veremedi. Omegasını babasına açıklaması gerektiğini duymayı bekliyordu, bir evlilik teklifi değil.
Christopher sessizliği doldurmaya devam etti. ''Sizinle farklı bir hikayede tamamen kalpleri uyuştuğu için birleşen aşıklar olmayı da isterdim elbet fakat lütfen mazur görün, kurtlarımızın uyumuna da hayran kalmıyor değilim.'' Tuttuğu eli hafifçe okşadı Christopher. ''Mesafenin uzunluğu nedeniyle tek başıma dönemem ve düğün belki kralların fikrine göre belirlenen bir tarihte yapılacak ancak bizim aramızdaki münasebete tamamıyla siz yön vereceksiniz. Her şeyin sizin dileğinizce olacağını garanti edebilirim. ''
Sonları mutlaka evliliğe çıkacaktı. Ruh eşleriyken başka bir şansları yoktu ancak Christopher'ın bunu direkt olarak Kral ile konuşup Felix'in fikrini almadan yapmak yerine böyle davranması hoşuna gitmişti. Kafasını salladı. Parlak gülümsemesi yüzüne yayılırken sağ elini çıkardı masanın üstüne. Christopher da yüzüğü takmak için beklediği işareti almış oldu.
''Çok yakıştı.'' Christopher yüzüğü taktığı elini parlayan gözleriyle inceledi ve ufak bir buse kondurdu. Bakışlarını Felix'in yüzüne çıkarıp onun da yüzünde aynı ifadeyi gördüğünde mutluluğu ikiye katlandı, arka plandaki kurtları ise adeta sarhoş olmuşlardı.
''Christopher,'' Felix ayaklandı, dizleri yardımıyla sandalyesini geriye itti. ''Size sarılmak istiyorum.'' Bu, Christopher'a karşı ilk kez omegasının bahanelerinin ardına sığınmadan adım atışıydı.
![](https://img.wattpad.com/cover/347459890-288-k104030.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
soulmate | chanlix
FanfictionDoğa Ana'nın ruhunun diğer yarısını da dünyaya yollamak suretiyle onu kutsadığından bihaber halde her dolunayda kurdunun ortaya çıkmasını umut ediyordu. Felix kendini noksan sanıyordu, kurdu ise sabırla eşini bekliyordu. chanlix omegaverse