T.B -1-

1.3K 34 47
                                    

İnsanlar hep her yattığında sabahları güneş ışığıyla uyanmayı diler. Ama o ancak filmlerde gerçekleşen birşeydir.

İşte bu sabahta telefon mesajı yüzünden uyanmıştım. Komodine uzanıp telefonu aldım ve açıp mesajlar kutusuna girdim. Okumaya hiç niyetim yoktu. Tahmin ettiğim gibi Sude'den gelmişti. Mesajı okumadan;

Kime;Sudecik
Uyuyorum, uyanınca mesaj atarım.

yazıp yolladım. Telefonun tuş kilidini kapatıp kendimi tekrar yatağa attım kii neyle karşılaşayım!!! SOĞUK bir YATAK! Anında yataktan kalktım ve

''Off sude bu sabahta uykumu kaçırdın'' diye mırıldanıp yatağa oturdum ve gözümü ovaladım. Arada bir gözüm telefona kayıyodu. Acaba okusam mı? Merakıma yenik düşüp telefona uzanıp aldım ve açtım. Mesaj kutusuna girip attığımdan bir önceki mesaja baktım.

Kimden;Sudecik
Bize gelir misin acil? Sana gerçekten ihtiyacım var.

Acaba ne olmuştu? Eğer sevgilisinden ayrılmış olsaydı çağırmaz gelirdi demek ki daha önemli bir şey. Hemen mesaj yazdım.

Kime;Sudecik
Geliyorum bekle.

yazdım ve telefonu yatağa fırlattım ve banyoya koştum. Aynanın önüne geçince yüzümü ekşittim. Çok kötü gözüküyordum. Hemen musluğu açıp yüzümü yıkadım.Sonra saçımı taradım ve fon çektim. Ben fondaten banyosu yapanlardan olmadığım için hafiften fondaten sürdüm ve banyodan çıktım. Gardrobumun önüne geçip beyaz şort, mavi salaş t-shirt ve mavi vanslarımı giydim ve evden çıktım. Sudelerin evi biraz uzak olduğu için taksi çevirip bindim.

***

Evin önüne gelince taksimetreye bakıp parayı verdim ve taksiden inip eve doğru yürüdüm. Evin önüne gelince tam zili çalacakken mesaj geldi. Zile basıp telefonumu cebimden çıkarttım ve mesaja baktım.

Kimden;Sudecik
Zile sakın basma annem sinirli patlayabilir sana paspasın altındaki anahtarla sessizce gir.

''Ah sude önceden mesaj atsaydın ya'' diye mırıldandıktan sonra paspasın altındaki anahtarı alıp koşarak arka bahçeye gittim. Hemen ardından kapı açıldı ve

''Kim o?'' diye bir ses duyuldu. Sonra bir kaç mırıldanmadan sonra kapı kapandı. Mırıldanmaları duyamamıştım zaten duymakta pek içimden geçmiyor. Sessizce evin önüne geldim ve sessizce anahtarla kapıyı açtım. Etrafa baktıktan sonra bir ajan gibi girip kapıyı kapattım ve fişek hızıyla sudenin odasına çıktım. Kapıyı açmaya çalıştım ama kilitliydi.

''Gider misiniz lütfen? Yalnız kalmak istiyorum'' dedi.

''O zaman niye çağırıyosun?! Gidiyorum ben.'' dedim ve tam inicekken

''Yaa bekle Mira annem sandım açıyorum'' dediğinde zafer kazanmışçasına geri döndüm. Sudenin açtığı kapıdan içeri girdi- Girmez olaydım bu ne laan! Karşımda şuan pijamalı -tipi kaymış bir pijama-, dağınık saç -aynı şekilde yine tipi kaymış- ve şişik gözlü bir sudee! Ağzım açık bir şekilde hala sudeye bakıyodum.

''Yaa bakmayı kes o kadarda kötü değilim'' derken açık olan ağzımı kapatıyodu.

''Neresi kötü değil lan cin çarpmışa dönmüşsün'' deyince sudenin yüzü düştü.

''Her neyse noldu anlat bakalım'' deyip yatağın ucuna oturdum, oda oturdu ve

''Ya işte çok kötü bişey oldu'' dedi ve biraz duraksadı.

''Sude insanı çatlatmada anlat'' dedim siper edercesine.

''Ya işte annem ve babam kavga etti ve...'' dedi ve duraksadı. Devamını tahmin etmiştim az çok ama belki başka bir şeydir diye umarak 'Eee' gibisinden bi bakış attım.

Tatlı BelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin