T.B -3-

514 18 14
                                    

En sonunda otoyolu bulduğumuz da ikimiz de büyük bir "Oh!" çektik. Sude söze başlayarak

"Şimdi ne yapıcaz" dedi. Biraz etrafa bakıp düşündüm.

"Otostop bence en iyisi" dediğimde Sude

"Bak canım burayı görüyor musun? Burdan araba geçmiyor şansımıza gelirse zaten buradan ne kadar düzgün insan geçebilir ki?" dediğinde oflayıp yere oturdum. Sude şaskınca yüzüme bakıp

"Ne yapıyorsun?" üstüme bakıp tekrar sudeye döndüm.

"Sude canım o kadar ormanda koştuk dinlenmek en doğal hakkımız" deyip kendimi savundum. Tabi savuncam koş koş nereye kadar abi! Bizde insanız dinlenelim azıcıcık. Sude'de

"Haklısın" deyip yanıma oturdu.

***

Aradan yarım saat geçti ama kimse yok!

"Sudeee kimse yok yaa!"

"Evet kimse geçmedi" biz böyle kara kara otururken önümüzde 2 motobisikletli çocuk durdu. Bizde apar topar ayağa kalktık. Çocukların ikisi de kaskları çıkarıp bize baktı. Vallaha allah bi tip vermiş valla! Neyse fesatlaşmak yok!!

"Siz yola oturmuş ne yapıyorsunuz?" dedi içlerinden biri.

"Sanane!" diye çıkıştım. Yanı ona ne dimi haklıyım!

"Yolun ortasında oturunca sormak en doğal hakkımız" durduğumuz yere bakınca haklı olduğunu anladım. Ama ben neyim ZEYTİNYAĞI! Üste çıkma da sınır tanımam yağni!

"Bak çıcığım biz böyle kimse geçmiyor diye yayılalım dedik sen de dur geçebilir miyiz de geç" Üste çıktım ama haklımıyın NOĞ!!

"Zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışma çünkü haksızın!" Aha napcam ben şimdi. Ben öyle suspus olmaya devam ederken Sude araya geçti ve

"Bakın tamam geçin de bir şey sorucam size" ne sorucak heyecan dorukta! Öbür motosiklet teki çıcık konuştu.

"Sor da geçelim!"

"Buralardan otobüs veya taksi geçer mi?"

"Hayır bizi bulduğunuza şükredin. Burdan sık sık biri geçmez geçerse de pek düzgün birinin geçiceğini sanmıyorum"

"Tamam" dedi Sude çaresizce.

"Siz ne yapıyorsunuz burda?" diye sorduğunda araya girip

"Bizi birileri kaçırdı sonra buraya kaçtık"

"Bulmaları an meselesi isterseniz atlayın arkamıza götürelim sizi gideceğiniz yere" Sude kulağıma eğilip

"Sence Alara? gidelim mi onlarla?" dedi.

"Başka çaremiz yok ki mecburen" dediğimde Sude onlara dönüp

"Geliyoruz" deyip otuz iki dış gülümsedi. Otuz iki dişi de gözükmedi ama neyse.

"Tamam geçin arkamıza" dediğinde Sude egoist olmayanın arkasına geçip oturdu ve kaskını taktı.

"Nasıl ya ben bu egoist'in arkasına mı oturucam" dediğimde bana dönüp

"Egoist?" dedi sorarcasına bende bir şey demeden arkasına oturdum ve kaskı taktım. Eğer konuşsaydım zeytinyağı o bende su olucaktım susmak en iyisi. Motobisikletin kollarını sıkıca kavrayıp bana doğru hafifçe eğildi

"Bana egoist demenin cezasını çekiceksin" dedi ve gazı kökledi. Arkaya doğru düşücekken hemen beline sarıldım.

"Düşücektim hayvan" dediğimde aniden fren yaptı. Önümde olmasaydı şuanda hastaneye gidiyo olucaktım. Kaskını çıkartıp bana döndü.

''Egoist? Hayvan? Biraz fazla ileri gitmedin mi küçük hanım?''

''Sen benim küçük olduğumu nereden biliyorsun? Ya aynı yaştaysak ya ben senden büyüksem?'' dediğimde güldü.

''Sen benden büyüksün pek öyle gözükmüyo küçük hanım'' deyip kaskını taktı. Sude'ler de gelip yanımız da durdu.

''Sude size gidicekmiş adresi verirsen götürücez''

''...''

''Ben orayı bilmiyorum Poyraz sen biliyor musun?'' Adını öğrendim huhuu adını öğrendim! Poyraz kaskını takıp

''Biliyorum'' dedi ama kesin duymamıştır ben bile zor duydum.

''Biliyo-'' sözümü bitirmeden gaza bastığı gibi beline sarıldım. Tabe tedbir bizim işimiz! En sonunda eve geldiğimizde motobisikletten inmemle abimin bana sarılması bir oldu ayrılınca

''Neredeydiniz siz çok merak etti-Bunlar kim?'' dediğinde arkama bakıp tekrar abime döndüm

''Bizi buraya onlar getirdi ondan öncesi uzun hikaye anlatırım şey size de teşekkü- Neredeler''

''Daha demin gittiler''

''Teşekkür de edemedik''

''Ne teşekkürü? Niye teşekkür ediyosun sen onlara?''

''Kıskanç abicim hani getirdiler ya onlar bizi buraya ondan yani andırsıtend''

''Hee andırsıtend ya andırsıtend'' Kahkaha ata ata Sudeyle içeri girdik. Sude insan gibi koltuğa otururken ben hayvan gibi atladım. ANEEEY! Aniden kalktım ve üstüne hayvan gibi atladığım çıcığa baktım. Çıcık, çıcık diğil mübarek! Allah'ım bir tip verm- Fesatlaşma Mira Fesatlaşma!

''Kız sen Bora'nın üstünde ne yapıyorsun?'' dediğinde abime döndüm sonra

''Ben koltuğa otururken görmemişim onu işte sende niye burda ben varım falan demiyorsun?'' ZEYTİNYAĞI'yım demiştim size!

''Oha Mira koskoca çocuğu görmedin mi?'' Heh şimdi ne bok yiycem!

''Sude odama çıkalım mı?'' Sude lütfeğn Tağam de!

''Tamam'' Canım kankişkoom. Sudeyle beraber odaya çıkarken abim arkadan bağırdı

''Sen bana olayı anlatıcaktın''

''Sonraaaa!'' deyip hemen odaya girdim ve hemen tavşanlı pijamalarımı ve pandufumu giyip yatağa hayvan misali atladım.

''Sudee! Kolyem-Sude kolyem yok!'' Elimile boğazımı aradım ama yok nerede olabilir o benim uğurlu kolyem!! Hemen yataktan kalktım. Odayı taradım ama YOK! Yere oturup ağlamaya başladım. Susun tabi ağlicam o benim uğurlu kolyem!

''Yaa Mira buluruz üzme kendini'' deyip yanıma oturdu

''Nasıl bulucaz ormandan geçtik Sude ya orda düştüyse??'' Ağlamam gittikçe hızlanırken kapı çaldı.

''Miraa! Kapıya bak'' diye böğürünce abim göz yaşlarımı silip kapıyı açmaya indim. Kapıyı açtım ve .....


Bu bölüm uzun oldu ne zamandır yayınlamamıştım şimdi ki bölüm onun hıncı işte. Neyse bu bölüm candyygirlsu'ya ithafen. Burdan Mor İnehleriz Biz! ;P ve Dikkat Mal Çıkabülü grubuna selamlar! Multimedya'daki Poyraz. Neyse BB öptüm :* <3

Tatlı BelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin