- 11 -

265 31 4
                                    

Bölüm Şarkısı: Imagine Dragons - Dream

Mutlide Asrın var

Kalbim sanki maratona katılmışım gibi hızlı çarpıyordu. 

Uzun boylu kumral saçlı adamın gözü bana kaydı. 

''Kız benimle.'' Dedi sert bir sesle Kayra. 

Nasıl yani? O düşündüklerim yani Kayra beni buraya. Hay aklıma sıç. İyice paranoyaklaşmışım. 

Saliseler içinde nasıl bir öykü kurmuşum ben öyle kafamda. 

''Tanıştırmıyacak mısın beni bu güzel bayanla Kayra ?''

Elimi uzatıp ben Asrın diyecektim ki Kayra benden hızlı çıkıp ''Tanıştırmayacağım.'' dedi.

''Hep böyle kabaydın.'' deyip elini uzattı. 

'' Ben Burak. Tanıştığıma memnun oldum.'' dedi. Kayranın elini belimde hissettiğimde gideceğimiz yere yön veriyordu. Adamdan uzaklaştığımızı anlayınca Kayra'dan uzaklaştım. Sert bir şekilde elini çekti ve yüz ifadesi sertti. 

''Benimle gelmemeliydin.'' dedi sinirli gözlerle. Abi ben anlayamıyorum seni. Bir gülüyorsun. Çok güzel gülüyorsun hemde. Sonra sinirleniyorsun. İki saniye sonra yine gülersin. Ya sen ne dengesizsin.

''Kapıdan içeri girmeme izin vermemeliydin o zaman. '' 

''Ne yani. Dışarda mı bıraksaydım? Bilmediğin sokaklarda başına kim bilir ne halt gelir.'' 

''Senin korumana ihtiyacım yok. Kendimi koruyabilirim. '' dedim. Bağırıyorduk resmen herkesin ortasında. Yapmadığımız şey değil ama.

''O yüzden mi beni buralarda bırakma diye yalvarıyordun?'' dedi. Yumuşamaya başlamıştı. Ne dedim ben? Biliyorum yani.

''Ben mi yalvardım. Haha'' dedim yapmacık bir şekilde gülerek. 

Kavgalarımıza soluksuz devam ederken aramıza boynunda bir kart olan, adının Can olduğunu boynundaki karttan anladığım adam yanımıza gelerek '' Kayra hoşgeldin. Hazırlan istersen. Bundan sonraki maça seni ayarladım.'' dedi. 

Ringe baktığımda iki kişi düvüşüyordu. Burada kick boks maçlarının yapıldığını anladım. Aferin bana. Tabi ya. Anlaşma bu olmalıydı. Giyinmek için gittiğinde ondan başka tanıdığım olmadığı için peşinden gittim. Yolda yavaş yürüyordum. O çoktan odaya girmişti. Giyinmesi için bekliyecektim. Bir süre sonra Kapıyı çaldım ve içeriye girdim. Koruyucu malzemelerini masaya koyuyordu. Altında siyah kapri tarzında bir şey vardı. Üstünde bir şey yoktu. Kasları vardı. Sırtında mükemmel bir dövme vardı. Kolundaki dövmeyi de yeni yeni çözmüştüm. Çünkü t-shirtten pek belli olmuyordu. Gözlerimi kaçırdım hemen ve açıklamaya çalıştım. ''Ya dışarısı baya kötü kokuyor  bende gireyim dedim. Daldım biraz ama.'' 

Bir eline kırmızı boks eldivenini geçirdi. Diğer elini geçirmeye uğraşıyordu ama yardıma ihtiyacı var gibi gözüküyordu. Bir şey söyliyecek gibi oldum ama sonra hiçbir şey söylemeden yanına gidip elini eldivene geçirmesine yardım ettim. Kaskının masada olduğunu gördüm. Kaskı elime aldım. Bir şey demediği için kaskı bırakmadım. Kafasına doğru getirdim. Elim ıslak saçlarına değdi. Yavaşca kaskı başından geçirdim. 

İkimizde bir şey söylemiyorduk. Sadece bakışmak yeterli gibiydi. 

Sanırım bende dengesizim. Az önce kanlı bıçaklı gibi olduğum adamın kafasına şimdi kask geçiriyorum.

O zaten bana garip garip bakıyordu. 

Kapıdan çıktık. Ringe doğru ilerledik. İçerisi ilk geldiğimden daha kalabalıktı. Demir parmaklıklardan içeri girmeden önce '' Dikkatli ol. '' dedim. 

Tamam mı, Devam mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin