6

792 47 3
                                    

Barış Alper; Mezarlığa gittim.

Beste; Annem o mezarlıkta mı?

Barış Alper; Evet.

Beste; Konum atar mısın?

~

Barış konumu attıktan sonra arabaya bindim ve navigasyonu açtım. Gözlerimden yaşlar sürekli akıyordu. Ne kadar silsemde yenisi ekleniyordu.

Annemi bile hatırlamayan ben onun mezarına gidiyordum. Yol bittiğinde başımı sol tarafa döndüm. Mezarlık. Arabamı öylece bırakarak arabadan indim. Bir araba daha vardı.

Elimde telefonla mezarlığın içini resmen turluyordum. Birisi elimden tuttuğunda o kişiye baktım. Çakma sarışın olduğu belli kıvırcık saçlı ve benden uzun biriydi.

"Siz kimsiniz?"

"Barış Alper." dedi. Gözlerimi ağlamaktan açamıyordum resmen. Elimden tutup beni başka bir yöne yönlendirdiğinde sesim çıkmamıştı.

Adımlarımız bir mezarlığın önünde durdu. Mezar taşının üstünde yazan isimi okudum. Sevgi arslan.

Elimi Barış'ın elinden çektim ve mezar taşının yanına gittim. Elimle mezar taşına dokunduğumda gözümden yaşlarda akmaya başlamıştı.

Mezarın üzerine yeni koyulduğu belli olan çicekler vardı. Muhtemelen Barış koymuştu. Kendimin bile duyamayacağı bir şekilde konuşmaya başladım.

"Neden yanımda değilsin Anne?" Başımı mezar taşına yasladım ve ağlamam daha da şiddetlendi.

Omzumda bir el hissettiğimde başımı mezar taşında kaldırdım.

"Ağla ama bunu benim yanımda yapma Beste." dedi, Barış. Gözlerimi ondan çekip mezar taşına baktım. "Söylesene, sen hiç unuttuğun birini özledin mi, Barış Alper?"

Sorduğum soru karşısında sessiz kaldı. Bu sessizliğine gülümsedim. Biraz daha mezarlıkta durduktan sonra ayaklanmıştım.

"Nereye?" dedi.

"Sahile ineceğim, biraz toparlanmam gerek." önüme dönüp gidecekken tekrar kolumdan tuttu.

"Bende gelebilir miyim?" kafamı olumlu anlamda salladım. Gitmeden önce son kez arkamı dönüp annemin mezarına baktım.

~

Sahilde kumlara uzanmış gökyüzünü izliyordum. Barışta yanımda oturuyordu. Gökyüzü karanlıktı. Yıldız kaydığını gördüğümde barışa seslendim.

"Bak yıldız kayıyor Barış." elimle gökyüzünü gösterdim. "Dilek tuttun mu?" dedim, merakla.

"Hayır, zamanım yoktu." olduğum yerde doğruldum ve ona baktım. "Dileyeceğin bir şey varmı ki?"

"Evet." biraz ona yaklaştım ve gülümsedim. "Ne dilerdin?"

"Tekrardan vedalaşması gerekmeyen, iki insan olmamamızı dilerdim."

'bin dilek hakkım
olsaydı; ben hepsinde
yine seni dilerdim.'

Sonsuz Ol / Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin