🫀⁸

363 37 46
                                    

Geçiş bölümü olduğu için kısa oldu ama umurumda değil. Nasılsa kimse gıkını çıkarmıyor, çoğu kişi ghostlayıp sadece okunma sayısı verip gidiyor...

"Ayrıca yb ne zaman ?" Ya da "Yb at" gibi yorumları görmezden geliyorum. Canım istedikçe bölüm atacağımı belirtmiştim zaten. Tekrar hatırlatayım dedim...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Lisa's pov

"Yarın görüşürüz" de ne demek oluyordu ?

Geceden beri bu cümleyi düşünmekten uyuyamamıştım...

Sabah şirkete gitmek için yataktan kalktığımda, kendime sert bir kahve hazırladım. Çünkü uykusuzdum ve tüm gün uykulu gözlerle etrafta dolaşmak istemiyordum...

Şirketten içeri girdiğimde her zamanki gibi selam veren herkese selam verip, çıtırlara da göz kırptıktan sonra asansöre bindim.

İndiğimde ise, sekreterimin karşısındaki bekleme alanında oturan Jennie'yi gördüm. Bacak bacak üstüne atmış, telefonuyla ilgileniyordu...

Gergince yutkundum. Ona doğru yaklaşınca beni gördü ve tebessüm ederek ayağa kalktı;

J: Ağaç oldum ortak ya, nerede kaldın ?

Anlamsız bir ifadeyle bir Jennie'ye, bir sekreterime baktım. Ardından tekrar Jennie'ye dönerek;

L: Ortak mı ?

Diye sordum...

Tek kaşını kaldırıp, alay edercesine kıkırdadı;

J: Bana sakın haberinin olmadığını söyleme...

L: Ne diyorsun Jennie ? Hiçbir şey anlamıyorum...

Derin bir nefes aldım ve kravatımı genişlettim;

L: Odamda oturup konuşalım. Ayaküstü anlatılabilecek bir şeye benzemiyor gibi...

Kısaca başını sallayıp beni takip ederken, sekreterime ricada bulundum;

L: Bize iki soğuk kahve. Sütsüz ve şekersiz olsun.

Ofise girince asistanlarıma da günaydın diyerek, Jennie'yi kendi odama buyur ettim.

İçeri geçip kendi koltuğuma oturdum, Jennie de sol çarprazıma oturdu.

L: Anlat bakalım, ne ortaklığıymış bu ?

J: Ailemle yeniden Seul'de yaşamaya karar verdik. Fakat buradaki her şeyi geride bıraktığımız için, şirketimizi yeniden kurmanın zor olacağını fark ettik. Derken babam, Manoban Şirketleri'nin bir ortağa ihtiyacı olduğunu duymuş ve kısa bir süreliğine hem kendi düzenimizi yeniden kurmamız açısından, hem de şirketlerinize yardım açısından ortak olmaya karar verdiler. Bu karar ise henüz dün konuşuldu ama bizimkilerin düğünü olduğu için konusu açılmadı...

Cümlesini bitirdiğinde, şaşkınlıkla yüzüne baktım. Gerilmiştim... Neden bundan haberim yoktu ve neden Jennie'nin ailesine denk gelmiştik ? Ortak olacak başka şirket mi kalmamıştı...

Düşünceli bir şekilde alnımı sıvazlarken, birden telefonum çaldı. Arayan babamdı. Hemen açtım;

L: Alo ?

L.b: Kızım, günaydın.

L: Günaydın baba.

L.b: Kusura bakma, burada saat farkı olduğu için seni aramayı unuttum. Dün de düğün telaşı derken... Her neyse... Jennie hanım uğradı mı şirkete ?

L: Evet.

L.b: Güzel ! Öyleyse sana anlatmıştır neler olduğunu...

L: Evet baba, konuştuk...

L.b: Şu an iş için Fransa'da olduğumu biliyorsun. Gelince detaylı konuşuruz, daha Jongun beyle tekrar toplantı yapıp anlaşma imzalayacağız ama, ben gelene kadar Jennie hanımla şirketi yönetin, dosyalarla ilgilenin...

L: Peki.

L.b: Ha, bu arada Lisa. Odanı bugün ikiye böldür, diğer yarısında Jennie hanım çalışsın. Zaten anlaşmaları birkaç ay kadar kısa sürecek. Sonrasında odanı eski hâle çeviririz... Şimdi gitmem gerek, öpüyorum...

Telefon yüzüme kapanınca, elimdeki cihaza tip tip baktım.

Bir bu eksikti...

Neden her şeyden en son haberim oluyor ?!

Derin bir nefes aldım;

L: Her şey âni gelişti... ama babam da anlatınca, kafamda tamamen oturdu... Ne diyelim... Öyleyse hayırlı olsun.

Diyerek gönülsüzce elimi uzattım. O da parmaklarımın ucunu hafifçe kavradı ve yapmacık bir tebessüm etti;

J: Teşekkürler...

Masamdan destek alarak kalktım;

L: Bugün ikimiz de izinliyiz. Çünkü birazdan bu gördüğün odayı iki bölüme ayrılması için ustaları çağıracağım...

Sessizce başını sallayarak orta sehpadan çantasını aldı ve kalkıp kapıya ilerledi. Odadan dışarı çıktığımızda, asistanlarıma gerekli bilgiyi verdim be ustalar çağırmalarını söyleyerek ofisten çıktım.

Asansörde aşağı kata inerken, Jennie'yi kısaca süzdüm; hâlâ lisedeki kadar seksi bir vücudu vardı, fakat artık daha olgun ve kadınsı olduğu için, bedeni dikkat çekiyordu...

Kirli düşüncelerden sıyrılarak, gözlerimi gizlice dikizlediğim dekoltesinden çektim ve sertçe yutkunarak sordum;

L: En son sekiz yıl önce görüşmüştük. Pek iyi bir görüşme olmasa da... Her neyse... Bilirsin, birbirini tanıyan ama yıllar sonra ilk defa görüşen insanlar yeniden tanışmak ister... Yani... Birbirimizi yetişkin hâllerimizle tekrar tanımak için yemeğe çıkalım mı ? Bunu bir nevi iş yemeği olarak da düşünebilirsin...

Asansör otoparkta durunca, bakışlarını nihayet bana çevirdi. Yüzünde öyle umursamaz bir tavır vardı ki; lisede bana sırılsıklam âşık olan kızdan eser yoktu...

Gergince yutkundum. Yine o yapmacık tebessümünü yüzüne takınarak cevap verdi;

J: Üzgünüm ama daha önemli işlerim var. Yarın görüşmek üzere...

Dedi ve hiç beklemeden kendi arabasına binip gitti.

Galiba geçmiş yüzünden bana sinirli olmalı...

♠♠♠♠♠

Daha bunlar iyi günlerin Lisa...



You Can't Hold My Heart +18 (Jenlisa) ✓tamamlandı✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin