🫀⁴ m

1K 37 37
                                    

Jennie's pov

Lisa'nın beni öptüğü gün, çıkışa kadar Rosé'ye hiçbir şey anlatamadım. Çünkü şoktan çıkamamıştım...

Sık sık başımın etini yemiş, arada azarlamıştı. Nihayet anlattığımdaysa şoka girdi ve sağlıklı düşünmem için beni uyardı.

Bense hep bu fırsatın ayağıma gelmesini istediğim için arada kalmıştım. Rosé'nin de haklılık payı vardı elbet, ama hislerim daha ağır basıyor gibiydi. Neyse, bakıp göreceğiz...

~

"Ertesi gün"

Lisa, bugün okula gelmesine rağmen ilk derse girmemişti. Nedenini düşünmekten derse odaklanamadığım için, ister istemez stres olmuştum...

Sonunda zil çaldı ve rahat bir nefes aldım. Çaktırmadan Lisa'yı aramak için ayağa kalktım. Sınıftan çıkacağım sırada Rosé, arkamdan seslendi;

R: Nereye ?

Hay aksi ! Rosé'yi unuttum...

Gergince yutkundum ve ardından yüzüme bir tebessüm yerleştirerek arkamı döndüm;

J: Lavaboya.

Birkaç saniye yüzüme baktı. Ardından derin bir iç çekti;

R: Peki, kantine sonraki teneffüs gideriz öyleyse...

Kısaca başımı salladım ve sakin bir şekilde sınıftan çıktım.

Tüh ya, yemedi !

Oflaya poflaya okulun bahçesine inerek Lisa'yı aramaya başladım. Çok geçmeden bulduğumdaysa, birinci sınıflardan bir kızla samimi şekilde konuştuğunu gördüm.

Gıcık olmuştum. Fakat sonra, onun her zamanki Lisa olduğunu kendime hatırlatarak yanına yaklaşmaya başladım.

(Benim enayilik)

Beni fark edince kızı yollayıp lakosunun yakalarını düzelterek genişçe gülümsedi ve bana doğru döndü;

L: Nini !

Deminki kızdan dolayı gerilsem de, zorla tebessüm ettim;

J: Okula geldiğini gördüm ama derse girmeyince merak ettim...

Mahçup bir şekilde elini ensesine attı;

L: Canım istemedi ya...

Başımı sallayıp;

J: Anladım...

Dediğimde, yanıma yaklaşıp parmaklarının tersiyle yanağımı okşamaya başladı;

L: Bugün bir ayrı güzelsin, Nini...

Yine her zamanki gibi heyecanlanmıştım... Çekingence gülümsedim;

J: T-teşekkür ederim...

Eğilip yanağımdan öptü ve geri çekilerek elimden tuttu. Beni ilk öptüğü köşeye götürüyordu...

Oraya geldiğimizde, aç kurtlar gibi dudaklarıma bakıp kendi dudaklarını yaladı. Fakat ona sormam gereken bir şey vardı...

Bu yüzden hamlesini yapmasına müsaade vermeden söze girdim;

J: Dün bana, beni istediğini söylemiştin. Bunun anlamı ne ?

Bakışlarımı yere indirerek yutkundum. Çünkü bu kısımdan Rosé'ye bahsetmemiştim. Kafam karışıktı ve bu cümlenin birçok farklı anlamı kafamın içinde dönüp durmuştu...

Sormayacaktım ama içimde daha fazla tutamadım.

Sorduğum soru karşısında önce şaşırdı. Ardından güldü ve çenemi kavrayıp baş parmağıyla okşadı;

You Can't Hold My Heart +18 (Jenlisa) ✓tamamlandı✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin