letter to my stranger

158 24 9
                                    


~Rica etsem eklediğim şarkı ile okuyabilir misiniz? Hatta Spotify'dan döngüye alarak okursanız sevinirim. Teşekkürler~

~

Bu mektup, her hangi bir zaman dilimi içerisinde bana az da olsa sevgi göstermiş olan herkes içindir...

Bedenim ne zaman bulunacak bilmiyorum. Ne zaman merak edileceğim ve üstümdeki bu kandan ne zaman kurtulacağım hiç bir fikrim yok. Belki yıllar geçer ve bedenim burada çürür. Belki unutulurum ve böylece biter. Ya da belki bir gün gelir de, Sirius abim olduğunu hatırlarsa beni merak eder. En son yaralarımı kendi elleriyle iyileştiren abim, belki şimdi kendi açtıklarını kapatamayacağını öğrenir. Belki öldüğümü öğrenirse üzülür. Ya da 'aptal budala' der. Bilmiyorum.

Bildiğim tek bir şey var ki o da devam etmeyeceğim. Ama her neyse.

Bu mektup, ileride olur da biri beni tanımak isterse diye. Çünkü kimse beni tanımaz. En sevdiğim rengi, en sevdiğim kitabı, en sevdiğim insanı kimse bilmez, bir ben bilirim bir de bu kağıt parçası bilir benim içimi. O yüzden, eğer yaşamım boyunca beni tanımak istemeyen her hangi biri kararını değiştirip bana değer vermeye kalkarsa bu kağıdı bulacağını umuyorum. Hatta ilk itirafımı edeyim, bu mektubu en çok Sirius'un bulmasını istiyorum. Kararını değiştirip beni tanımasını istiyorum. Çünkü beni o kadar tanımıyor ki doğum günümü bile bilmiyor. Sirius, ben 25 Haziran'da doğdum. Ve ben bu mektubu yazıyorken takvim 24 Haziran'ı gösteriyor. Saat 21.49, iki saat on bir dakika sonra 16 yaşıma gireceğim. 16 yaşın benim için ne anlama geldiğini bilmelisiniz.

Belki en baştan başlamalıyım.

Black ailesi, saf kan takıntısı olan, neredeyse tamamı Slytherin'lerden oluşan, asil ama bir o kadar acımasız bir ailedir. Black ailesinde yaşamak zordur. Özellikle de anneniz ve babanız Walburga ve Orion Black ise. Black ailesinin bir başka takıntısını söyleyeyim size, Cruciatus laneti. Çocuklarına uygulamayı çok severler.

Evet, Sirius bu yüzden kaçtı. Her gün ayrı bir acı, ayrı bir işkence vardı. Ama ben kaldım. Kaldım çünkü katlanabileceğimi düşündüm, ailemi bırakamayacağımı, bunun için fazla güçsüz olacağımı düşündüm. Ama yanıldım, beni güçsüzleştiren ailemdi. Bırakmalıydım. Neden mi? Çünkü biz Black'ler idik. Biz kötüydük, biz ölüm yiyenlerdik.

16 yaşa dönelim.

Ailem 16 yaşıma bastığım an beni bir ölüm yiyen yapmak istiyorlar.

Ama ben bunu istemiyorum.

Bu yüzden bu mektubu yazıyorum. Çünkü ben bu gece, 16 olduğum an öleceğim.

Ama ondan önce, hâlâ anlatmak istediklerim var. Biraz da hayatımın güzel geçen kısımları.

Aslında bilmiyor. Onun haberi yok. O, benim hakkımda hiç bir şey bilmezken ben onu her şeyiyle tanıyorum. Eskiden aşka inanmazdım, saçmalık olduğunu düşünürdüm. Ama ben birine o kadar derinden bağlandım ki, ancak o zaman anlayabildim aşkın nasıl bir şey olduğunu. O kadar sevdim ki her gün yeni bir Amortentia hazırladım kendime, sırf kokusunu içime çekebileyim diye. Odamın her yerine döktüm, yastığımı bile onun kokusuyla kutsadım. Sırf ona biraz daha yakın hissedebileyim diye.

Elimde hiç bir fotoğrafı yok. Eğer olsaydı belki ona bakarak ölmeyi denerdim. Belki zor olurdu onu bir daha görememek ama denerdim işte.

Çünkü,
Kabul ediyordum, hayat çekilmezdi.
Ama bir yandan da o vardı hayatta. Ölümde bulamadığım kadar büyük bir güzellikti.

strangers | jegulus Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin