ii• come back...be here

588 49 55
                                    










Bipolar ve overthinker kişiliğimi Madison aracılığıyla size aktardığım bir bölüm olacak kemerlerinizi bağlayın kanser olacaksınız 😼

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Bipolar ve overthinker kişiliğimi Madison aracılığıyla size aktardığım bir bölüm olacak kemerlerinizi bağlayın kanser olacaksınız 😼










🗝️ˋ°•*⁀➷

I guess you're in New York today
I don't wanna need you this way















"Çok sıkıldım!"

"Durmadan şunu söyleyip durma! Tamam ben de sıkıldım ama yapabileceğim bir şey yok."

"Ya senin gidecek yerin falan mı yok, niye burada başımda bekliyorsun?" Bunu sormam feci bir şekilde ironik çünkü onun gitmesi şu an en son isteyeceğim şey...

"İlk geldiğimde seninle tam bu konu hakkında konuşacaktım ama biraz fazla agresif çıktın-"

"Magazinden bahsediyorsan neredeyse 24 saat oldu çoktan gitmişlerdir." Kendimden çok emin konuşmuştum ama bana kaşlarını kaldırarak
'mi acaba' der gibi bakınca hala gitmediklerini anladım. "Yok artık!"

O an aklıma pek kullanılmayan hastanenin arka kapısı geldi, ona söyleyip söylememek arasında kaldım çünkü magazincilerin olmadığı o kapıyı öğrenirse muhtemelen bir saniye bile düşünmeden çıkıp giderdi. Tıpkı onun gibi...

"Sanırım artık şöhretin başına bela olmaya başlamış."

"Sadece benim başıma bela olsa keşke..." Galiba ilk defa karşılıklı ciddi bir şekilde iletişim kurmuştuk. Bu da bir ilerleme...










☁️*:・゚。➷*❞











Hastane yemeği yemekten kusacaktım artık ve her aklıma bu yemekleri 1 ay boyunca yemek zorunda kalacağım geldiğinde daha da kötü oluyordum.

Hemşireye kendim yiyebileceğimi söyleyip biraz kovar gibi odadan çıkmasını sağladım. O söylenerek çıkarken aynı anda kapıdan ismini unuttuğum sarışın yabancı elinde bir kese kağıdıyla içeri girdi. Artık adını bir şekilde öğrenmem lazım böyle olmaz.

"Upps, sanırım hemşire bir şeye fena halde sinirlenmiş." Somurtarak 'şakanın sırası değil' der gibi baktım ona.

"Benden bu leş gibi yemekleri yememi isterse tabii ki onu sinirlendiririm." Yatağın yanına bıraktığım yemeğe bakıp yüzünü buruşturdu.

"İstersen bunları yiyebilirsin kantinden aldım bunun da tadı mükemmel değil ama kötünün iyisi işte..." Elindeki kese kâğıdını gösterdi, muhtemelen içinde hamburger vardı.

"Tekrar gidip aynısından bana da alamaz mısın niye kendi yemeğini bana veriyorsun ki?" O kadar açtım ki hiç sorgulamadan da elindekileri alıp yiyebilirdim.

reputation//verstappenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin