Komşu Komşunun Külüne (Gıdıklama Hikayesi)

Standart Bir Sabah

Eylül ayına girmemize rağmen Antalyanın sıcağı inanılmaz yükselmiş insanı bezdiriyordu.
Üniversitenin açılmasına yeni dönemin başlamasına 1 hafta kalmıştı. Ben ise erkenden öğrenci evime gelip temizlik,eşya yerleştirme işlerini aradan çıkarmıştım.
Rutinlerime önem gösterdiğim için üniversiteye yakın bir yerde spor salonu üyeliğimi yine aktifleştirmiştim. Günlerden Salı saat sabah 8 alarmım çalmadan 5 dakika önce uyanmıştım. Yataktan kendimi yere bırakıp her sabah çektiğim 70 şınavı çekip, vücudumu esnetmiştim.
Mutfaktaki kahve makinasında hazırda beklettiğim kahve için düğmeye basıp duşa girip çıktım. Altıma şort geçirip demlenmiş kahvemi elime alıp balkona çıktım. Saate baktığımda 9 a geliyordu. Yaşadığım bina 4 katlıydı bende 3. katındaydım ama kot farkından ötürü sanki 2. katta gibiydim. Binanın önüne beyaz bir doblonun yanaştığını gördüm.
Dobladan 175 boylarında sarı saçlı vücudu fit olan bir kız indi, üstünde sporcu sütyeni altında ise bisikletçi taytı vardı. Kız doblonun bagaj kapağını açıp içeriden koliler indirmeye başlamıştı. Büyük ihtimal binamda ki boş dairelerden birine çıkacak bir öğrenciydi. Kahvemden bir yudum aldığım sırada kolilerden birini güçlükle kaldırdığını gördüm. Centilmenlik olsun diye yardım lazım mı diye seslendim.
Kız- Yok hayır teşekkür ederim üstesinden gelebilirim.
Kız lafını bitirmesinin ardından kaldırıma takılıp elindeki koliyi yere düşürüp koliyi patlatmıştı.
Ben- Emin misin ? . Diye geri seslendim
Kız- Sanırım biraz yardım fena olmaz.
Lafın üstüne üzerime kısa kollu yazlık gömleğimi geçirip yalandan iki düğmesini ilikledim ardından sokağa çıktım.
Uzun yıllardır sporla içli dışlı olduğum için vücudum fit ve kaslıydı. Güçlü kollarımla patlattığı koliyi yerden kaldırıp sağlam bir kolinin üstüne koydum.
B- Ben Berk bu arada.
Kız- Çok kabayım bende Dilara bu arada.
Dilaraya yakından baktığımda sporla uğraştığından iyice emin oldum; kürdan gibi değildi ama balık etlide değildi güzel bir vücudu vardı. Koli taşımasına yardım ederken konu konuyu açtı. Dilara 3. sınıf hukuk öğrencisiydi. Yoga ve platesle  uğraşıyordu.
Karşı daireme taşındığını söyledim ona.
D- Komşu komşunun külüne muhtaçtır lafı gerçekmiş desene.
Eşyalarını taşımasına yardım ettikten sonra bir yorgunluk kahvedi ikram etmek istedi. Bende ona karmaşanın içinde değil de kendi evimde içememiz fikrini sundum. Seve seve kabul ettikten sonra dairemin kapısını açıp içeri buyur ettim. Ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi. Ayakları tahinimce 37 numaraydı beyaz babet çorabının içinden beyaz ojeleri gözüküyordu, aklımdan vücudunda kötü bir yer yok herhalde diye geçirdim.
Kahveyi demleyip ikram ettikten sonra sohbete başladı.
D- O kadar yardım ettim kahveyi de sen ikram ettin olmaz ama böyle.
B- Evdeki o kargaşada uğraşmaya değmez evini yerleştirdikten sonra içerim kahveni.
D- Seve seve. Evin çok güzelmiş bu arada.
B-Teşekkür ederim. Eşyalı kiralık daire olabildiğince dekora edip güzel bir yaşam alanı kurmaya çalıştım.
D-Bak o gayet açık zevkilisin.
B-Sana yardım eden kimse gelmedi mi arkadaşın ve ya ailen kendi başına uğraşıyorsun ?
D- Kendi başıma bir şeylerin üstünden gelmeyi kendime görev biçtim. İnsan kendi başına bir şeyler başarınca güçlü oluyor.
Aslına baktığında haklıydı bende benzer bir kafadaydım.
Saatin akşam üstü 4 olduğunu fark ettik. Zaman çok hızlı geçmişti spor planım ve rutinim bugünlük bozulmuştu. Geçen bu vakit için değeceni düşündüm.
Dilara tekrar teşekkür edip kalktı tekrar görüşürüz diyerek çıktı.
Biraz daha oyalandıktan sonra yatağama geçip uyumaya hazırlandım. Telefonumu elime aldığımdan instagramdan Dilaranın istek attığını gördüm. Onaylayıp geri istek attım çok geçmeden isteğimi onaylayınca biraz profilini inceledim. Fotoğrafları çok güzeldi ama bir detay dikkatimi çekmişti her fotoğrafta ayakları gözüküyordu zoom attığımda fotoğrafa çok güzel birer parça olduklarını fark ettim. Gıdıklama dürtülerim kabartmaya başlamıştı. İrademi güzel bir şekilde yönetebildim için kendimi bastırdım ve uykuya daldım...