orman ev

17 2 1
                                    

hava çoktan kararmış Güneş yerini Ay' a bırakmıştı. Egeyle saatlerdir yoldaydık. onun kararlı ilerleyişi nereye gittiğimizi biliyor izlenimi veriyordu. ama ne o konuşuyordu ne de ben. suspus olmuş Ay'ın ışığında ilerliyorduk ki Ege :

+ sonunda vardık, burada güvende oluruz.

karanlıktan çok belli olmuyordu ama bir orman evi olduğunu seçebiliyordum. Ege bu evden daha önce hiç bahsetmemişti. gerçi o hiçbir şeyden bahsetmezdi. bundan da bahsetmemesi doğaldı. eve girerken anahtarı çok araması gerekmedi. paspasın altından aldı eliyle koymuş gibi bulması bu evin ona ait olduğunu kanıtlıyordu. eve girdiğimde biraz inceleme imkanım oldu. ev iki katlıydı, alta katta salon ve mutfak bulunuyordu. üst katta da birkaç oda. bu evi tuhaf yapan yapısı salonunun camdan oluşmasıydı. 

+ dışardan evin içi görünüyor mu ?

+ hayır, ayrıca camlar çok sağlam endişe gerektirecek bir durum yok.

o kadar yorulmuştum ki üst katta bir odaya yerleştim. yerleşmekten kastım çantam ve bendik sadece. kafamdaki düşüncelerle uyuyakalmışım. sabah kalktığımda güzel kokular geliyordu burnuma. aşağı indiğimde Ege'nin nerden aldığını bilmediğim malzemelerle kahvaltı hazırladığını gördüm.

tüm bunları nereden aldın? 

+  dolapta tutuyordum zaten. hadi gel soğutmadan yap kahvaltını ben atıştırdım bir şeyler şimdi gidip yakacak bir şeyler bulmam gerekiyor.

fazla kurcalamadan bir yere yerleştim. bu çocuğun yeni bir yanını daha fark etmiştim gerçekten güzel yemek yapıyordu. ve benden kat ve kat daha fazla hamarat olduğu kesindi. tüm bunları hazırlaması için erken kalkması gerekiyordu. ben erken kalkmaktan hoşlanmazdım. bir zorunluluğum olmadığı sürece tabii. Ege gideli çok olmamıştı ama dışarda bir ses duyuldu. Ege'nin gelme olasılığı yoktu öle değil mi? öyleyse bu sesler de neyin nesiydi. bunu öğrenmenin tek yolu vardı o da bakmaktı. yavaşça kapıyı araladım...

kimim benWhere stories live. Discover now