Kamp (gxg)

Lüzumsuz Savaş

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorumm🌸

Çardakta sigara içerken Elif'i görmesinin üzerinden 3 gün geçmişti.Bu süreçte Elif bakışlarına karşılık verse bile bakışlarını hemen kaçırıyordu.Böyle olmasını pek anlamlandıramamıştı.İşin garip tarafı Elif'in arkadaşları Mehir'i gördükleri zaman imalı imalı gülüyorlardı.Hiçbir şey anlamıyordu Mehir ama üzerinde de durmak istemedi. Bugün Antalya'yı gezeceklerdi.Toplam 8 grup vardı ve ilk 4 grup yarın, geriye kalan son 4 grupta bugün gezecekti.Mehir 8. gruptaydı eğer Elif'in grubu da son 4 gruptan biriyse beraber gezebileceklerdi.Oda arkadaşlarıyla hazırlandı ve kahvaltıya gitti.Kahvaltıda Elif'i görmüştü yine gözleri kesişmişti. Bu sabah ona gülümsemek istedi ve yaptı da ama Elif ona boş bakışlar atıp yemeğine dönmüştü. Mehir bu harekete gerçekten çok bozulmuştu.Sinirle yemeğini yedi.Yemek bittikten sonra hemen yola çıkacaklardı.Son süslenmelerini de yaptı ve otobüsü bekleme alanına geçti.Moralinin bozuk olduğunu anlayan Didem sormuştu.
+Canım noldu sana böyle yüzünden düşen bin parça
-Bir şey yok ya aklıma bir şey takıldı sadece
+O kız mı?
-O kız derken?
+Ya balım anlamıyorum mu sanıyorsun gözlerin sürekli bir yerlere gidiyor ve gözlerinin hep nereye baktığı belli
-Bak olayı yanlış anlamışsın düşündüğün gibi değ-
+Lezbiyen olabilirsin ne var bunda
-Nee saçmalama heteroyum ben ya böyle şeyler düşünme lütfen
+ Gözlerin öyle demiyor ama neyse
Mehir tam ağzını açacağı sırada otobüs gelmişti açık kalan ağzını kapatmak zorunda kaldı.Didem nasıl bunları düşünebilirdi aklı almıyordu. Dışarıdan durum gerçekten böyle mi gözüküyordu? Daha dikkatli olmaya karar verdi içinden.Son 4 grup içerisinde Elif yoktu bu yüzden otobüste değildi. İlk kez belki de Elif'i görmediğine sevindi.Çünkü şuan büyük utanç içerisindeydi.
Otobüsün ilk durağı Düden Şelalesi olmuştu.Tüm gruplar arabadan indi ve öğrencilere toplam 45 dakika verildi.Didemle hızlı hızlı gezen Mehir her yerin fotoğrafını çekti.Kendisinin ve Didem'in fotoğraflarını da çektikten sonra otobüslerin oraya geri geçtiler.Sayım yapıldıktan sonra herkes otobüse bindi ve şehir merkezine doğru gittiler.Burada da öğrencilere 1 saat 45 dakika gezme süresi vermişlerdi. Mehir beyin kanaması geçirmeden günü tamamlamayı istedi.Süreleri dolunca tekrardan otobüslerin önünde toplandılar ve otobüslere bindiler.Mehir bir an önce kendini odasına atmak istiyordu öyle de oldu.Odaya gelince direkt uyudu Mehir.Akşam yemeği için kızlar tarafından uyandırıldı ve birlikte yemeğe gittiler.Elif'i görmüştü göz göze de gelmişlerdi ama umursamadan devam etti.Öyle harekete böyle cevap dedi kendi içinden.Kızlarla yemeklerini yediler ve bir şeyler planladılar.
Mehir,Kübra,Merve badminton oynama kararı almıştı.Oynanacak en doğru yer basketbol sahasıydı tabi ki.

Mehir arkadaşlarıyla eğlenceli vakitler geçiriyordu.Ta ki Elif'in basketbol sahasına girmesini görene kadar.Elif de arkadaşlarıyla toplanıp basketbol oynamaya kararı almıştı.Mehir'in elleri terliyordu sanki oynarken.Elif oraya kaçamak bakışlar atıyor geri oyununa dönüyordu.Mehir de bakmadan durduramıyordu kendini.İçinden kendine çok kızdı.O sırada yan tarafına gelen basketbol topuyla düşüncelerden ayrıldı.
-Hey! Topu atabilir misin?
Bu ses Elif'e aitti. Mehir başını salladı ve gözlerini ondan ayırmadan topu potaya attı.Top fileye çarpmadan girmişti.
+Tabi kii seve seve.
Elif bu harekete karşı gözlerini kısarak baktı.Aralarında soğuk bir savaş başlamıştı sanki.Mehir geri oyununa döndü büyük bir zevkle.Sanki o gece tüm dengeler değişiyor gibiydi.