3. Bölüm

10 2 0
                                    

Asena okuduğu okulun karşısındaki duraktaydı, onu izlediğimin farkında değildi, çok saf bir kız gibi duruyordu, masum ve saf, babasına nasıl bir kötülük yapmış olabilirdi ki? Gerçekte fotoğraflardan çok daha güzeldi, koyu kahve gözleri, bakır upuzun dalgalı saçları, üstüne giydiği kırmızı tişört ve siyah şort her ne kadar basit olsa da kendisi güzel olduğu için, güzel duruyordu basit değil, yiğidi öldür hakkını yeme demişler, her ne kadar öldürecek olsam da, hakkını yemeyecektim, güzel kızdı, hemde çok güzeldi, düşünceli görünüyordu, sanki kafasını kurcalayan bir şeyler var gibiydi, daha sonra durağa bir kaç insan geldi, o halinden eser yoktu, yüzüne gülümsemesini yerleştirdi, artık hiç bir şey düşünmüyor gibi duruyordu, ama görmüştüm, düşünüyordu, iyi bir oyuncuydu, kesin maskeleri, sahte gülüşleri vardı, gerçekten iyi bir avukat olurdu bu kızdan, eğer yaşayabilseydi tabi, ama ne yazık ki, beş ayı vardı, bir anlığına düşündüm, bu kız ailesine, daha doğrusu babasına ne yapmış olabilir?
_

Yine aynı klasik rutinimde sürünüyordum. Sıkıcıydı. Durakta oturmuş bekliyordum, taksi geçmesini, taksi durağını aradığımızda açan olmuyordu kaç kere şikayet etmiştik, değişen bir şey olmamıştı, bizde mecbur oturup ne zaman geçer diye bekliyorduk "Ne düşünüyorsun?" Tanımadığım sesin sahibine baktım, "Efendim?"

"Ne düşündüğünü sormuştum."
"Pardon, şey tanışıyor muyuz acaba?" Güldü ve yanıma oturdu, "Hayır tanışmıyoruz, ama tanışabiliriz, ben Deniz." Elini uzattı, anlamsız gözlerle ona bakmaya devam ettim, "Ee, hadi ama," bende elimi uzattım, "Şimdi ismini söylemen gerekiyor." Güldüm, "Memnun oldum Deniz, Asena ben." Elimi geri çektim ve bana bir şey sormak istermiş gibi bakan Deniz'e bakmaya devam ettim, sarı saçları ve mavi gözleri vardı, hafif uzun saçları dalgalıydı, elmacık kemikleri çıkıktı, yüzü gayet simetrik duruyordu. "Ee, nasılsın?" Diye sordu Deniz, "İyiyim, üç saniye önce saçma şekilde tanıştığım arkadaşım Deniz. Sen nasılsın?" Sesli şekilde güldü ve cevap verdi, "İyiyim, bence bir ara kesinlikle buluşmalıyız, ne dersin? Mesela yarın konser var, ve bende fazladan bir sürü bilet var, gelmek ister misin? Arkadaşların da gelebilir."

"Sen, daha az önce tanıştığın birini konsere mi çağırıyorsun, ben mi yanlış anladım?" Diye sordum şaşkınca, fazla hızlı olmuştu, "Hayır, doğru anladın, üstelik bir insanla tanışabilmen için vakit geçirmen gerekir, sen benimle vakit geçirmezsen, ben seninle vakit geçirmezsem, nasıl tanışacağız?" Az önce adının Deniz olduğunu öğrendiğim çocuğa şaşkınlıkla bakıyordum, beni 3 dakika içinde konsere davet etmişti. "Tamam, o zaman sen düşün, düşündükten sonra bana söyle, nasıl fikir turunç?"

"Bana turunç dedin, hayır yani, tek sorun bu değil ama, yani, sen yeni tanıştığın birini, konsere çağırıyorsun ve üstüne, üç dakika içerisinde lakap mı takıyorsun? Hayatımda tanıdığım, pardon, tanımak üzere olduğum en garip insan falansın."

"Tanısan seversin, ee, düşündün mü, geliyor musun arkadaşlarınla konsere?"

"Hayır, düşünmedim, düşünmeye fırsatım olmadı, tanışalı sadece üç dakika oluyor, nasıl düşünebilirim, bu kadar çabuk." Cebinden telefonunu çıkardı, ve bir şeyler yazıp bana verdi, "İnstagramını yaz, akşam haber verirsin, evet, ya da hayır, bir şey yazmazsan, evet olarak kabul ederim ve gelmezseniz üzülürüm." Hayatımın en hızlı tanışma faslıydı, "Ha sen ciddisin" başını salladı, manyak olma ihtimali var mıydı? Sanırım evet. Telefonunu alıp Asena yazdım, en üstte çıkmıştım, profilime basıp takip isteği attım, "Akşam yazarım, manyak çocuk."

"Manyaklar iyidir, sevin manyakları" Deniz gerçekten manyaktı, gözüme bir yerden tanıdık gelmişti, ama çözememiştim, "Kimin konseri?" Diye sordum, "Dolu Kadehi Ters Tut" diye yanıt verdi, sevdiğim bir gruptu, hatta en sevdiklerim arasındaydı, "Severim" dedim sadece, "Seviyorsan gelirsin" Emindim, Deniz manyaktı. Çalan korna ile sesin geldiği yere baktım, Ateş oradaydı, Arabadan inip yanıma yürüdü, "Ateş, ne işin var burada?" duran arabaya baktım, "Ve bu araba kimin?" Ateş gülümsedi, "O araba benim, ve burdan geçiyordum seni görünce eğer halâ taksi bekliyorsan, eve bırakabileceğimi söylemeye geldim." Gözlerini benden ayırıp Deniz'e düz bir ifadeyle baktı, "Merhaba, Deniz ben." Deniz yüzüne bir gülümseme yerleştirdi, "Merhaba, Ateş ben de." Ateş gülümsemesine karşılık vermemişti, "Eve bırakma teklifin cazip geldi." Dedim Ateş'e, gözleriyle ettikleri çatışmayı susturmak için, anlayamadığım bir gerilim olmuştu aralarında, daha tanışalı üç dakika bile olmamıştı, "Ateş, sende konsere gelir misin? Asena'ya konsere gelip gelmeyeceğini sordum, daha cevap vermedi, yeterince biletim var, sende gelebilirsin." Ateş güldü, "Yarınki konser mi?" Diye sordu, Deniz başını salladı, "Asena gideriz derse, gideriz." Bana baktı, "Düşünmem lazım, bakma öyle boşuna." Oturduğum yerden kalktım ve Ateş'in arkasına geçtim, "Görüşürüz Deniz, artık eve gitmem gerekiyor, hazır eve bırakabilecek biri varken..." Dedim, Ateş arkasını dönüp bana baktı, "Kullanıldığımı hissettim şuanda, kırdın beni." Gülümsedim, "Neyse ki seni kullanmıyorum Ateş." Tekrardan Deniz'e baktım ve el salladım, "Görüşürüz Asena." Dedi, arabaya doğru ilerledim ve kapıyı açıp içine oturdum. Ateş'de gelip sürücü koltuğuna oturduğunda arabayı çalıştırdı, "Araba kullanmayı biliyor musun sen?" Diye sordu, gülümsedim, "Sence?" Başını öne eğdi ve o da gülümsedi, "Biliyorsun tabii, sormak hata." Arkasına yaslanıp gaza bastı.

AvHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin