4. Bölüm

5 1 1
                                    


Öyle kolay aşık olmam - Can Ozan, Damla Eker

Dedikleri mekana gelmiştik, zaten yolda yeterince içtiğimden yarın hiç bir şey hatırlamayacağımın farkındaydım, barın olduğu yere yaklaşıp yanıma gelen barmene "Viski" dedim, üc saniye sonra uzattığı bardağı üç yudumda içtim, Ateş yanıma gelmişti, "Çok içmedin mi?" Kafamı salladım, "Sen mi diyorsun bunu, bir şişe cini tek başına içtin," parmağımı dudağına bastırdım, "sus istersen." başını salladı, "İstemem." diye cevap verdi, "Sen var ya Asena, insanı çıldırtırsın, kuş gibisin, her an uçacakmışsın gibi, fazla elimi sıksam, ölürsün, bıraksam uçarsın, ölmeni istemiyorum, öl istemiyorum, yaşa istiyorum, benden çok yaşa, buruş buruş olana kadar yaşa, bakır saçların bembeyaz olsun, yaşlanalım, birlikte yaşlanalım, aynı evin içinde." Yutkundum, birlikte yaşlanalım demişti, bana demişti, "Ateş, çok sarhoşum, yarın hatırlamayacağım, bana yarında birlikte yaşlanalım der misin?" Küçük bir çocuk gibi gülümsedi, "Derim Asena"

"Aşıksın bana." dedim, gülerek, "Aşık değilim, olabilirim. Her an." dediğinde gözlerimi kocaman açtım, "Aşıksın." dedim yaklaşarak, biraz daha yaklaştı, "Belki." diye yanıt verdi, "Ama benimle yaşlanmak istiyorsun, hemde buruş buruş olana kadar, aşık olmasan, eminim buruş buruş halimle yaşamak istemezdin." gülümsemesi genişledi, "Sen buruş buruş halinle de çok güzel olursun." Elimi yanağına koydum, ve baş parmağımı yeni çıkan sakallarında gezdirdim, "Ne o, tıraş mı ediceksin?" Güldüm, "Berber tıraş etsin seni" dedim, elimi çektim, "Burak, Sezgi'yi öpmüş." şaşkınca yüzüme baktı, "Ne demek öpmüş, ne zaman öpmüş, niye öpmüş, sevgililer mi?" ofladım, "Of Ateş, sevgili değiller, flörtler." Kaşlarını çattı, "Siz flörtlerinizin hepsini öpüyor musunuz?" Bende kaşlarımı çattım, "Ne alaka dağdan mı indin Ateş, ben öpmüyorum valla, niye sen öpüyor musun?" Kafasını salladı, "Niye öpme gereği duyayım ki? Her flörtümü hemde, herkesi öpebilirsin, ama öptüğün herkeste aynı hissetmezsin, önemli olan, öptüğünde kalbinin hızlanıcağı insanı öpmektir." Gözlerine baktım, o da gözlerini kaçırmadan bana bakıyordu, "Öptün mü?" Diye sordum, anlamaz şekilde baktı, "Kalbini hızlandıran o kişiyi, öptün mü?" Belli belirsiz gülümsedi, "Öpmedim." Gözlerimi gözlerinden ayırmadım, "Sen öptün mü?" diye sordu, cevap verdim, "Öptüğümde kalbimi hızlandıracak birisini, bulamadım, öpmedim yani." Gülümsemesi genişledi, "Hiç aşık olmadın yani?"

"Kolay kolay aşık olabileceğimi sanmıyorum, bir insanın normal şartlarda yapmayacağım şeyleri bana yaptırabilmesi, olanaksız. Aşk, insanı aptallaştırır. Kimseye aşık olmam ben." dedim, "Yaşına göre faza büyük konuşuyorsun bücür."
"Emin ol Ateş abiciğim," dedim ve kafamı yana yatırdım, "yaşıma göre çok fazla şey yaşayıp gördüm." Başını salladı.

"Emin ol, ateş kızılı, bende çok şey yaşayıp gördüm, aşk aptallık değildir, kirlenmiş bir kalbin temizlenme fırsatıdır, karşındaki kişiyle çocuk olabilirsin aşık olduğunda, sen hiç kalbi kirli bir çocuk gördün mü?"

"Gördüm, on iki yaşında kalbi kirden atamayan kendimi gördüm, bakma burda böyle oturduğuma, belki dışardan kalbim temiz duruyordur, benim kalbim altı yaşındayken zehrin tohumları ekildi kalbime." Güldüm, acının tatlı tebessümüydü, bazen insan sadece gülerdi, ağlamasına bile izin verilmezdi, benim o yaşta ağlamama bile izin vermemişlerdi, ben ağlamayı unutmuştum, rüyalarımda hatta kabuslarımda bile ağlayamıyordum. "İçindeki çocuğu bırak o zaman Asena, iyileşsin, bırak sevsin, aşık olsun, içindeki çocuğun beynini bulandırma, aşk kötü değildir, aptallık, hiç değildir." Bu sefer ben olumsuz anlamda başımı salladım, "Neyse ne, boşversene." Oturduğum yerden kalktım, "Lavaboya gidiyorum." Ateş kolumdan tuttu, "Gelmemi ister misin? Biri bir şey der, bir şey yap-" gülerek lafını böldüm, "Bana kimse elini bile süremez, ben istemediğim sürece, alkolün içinde yüzmüş dahi olsam, dokunan eli kırabilirim, merak etme, çıktığım o ringlere çıkarken, ölümü göze alıp çıkıyordum ben, birinin koruması yoktu. İstersem seni de yere serebileceğimin, farkındasındır." Kolumu bıraktı, dudağının tek kenarı yukarı kalktı, ona arkamı dönüp lavabonun olduğu tarafa yürümeye başladım, tuvaletim vardı, tuvaletlerin olduğu yere yaklaştığımda Sezgi'yi gördüm, az önce de gözlerimle aramıştım ama bulamamıştım, önünde birisi vardı, Burak olmalıydı, bir kaç adım daha attım, Burak değildi, "Hay sikiyim" adımlarımı hızlandırıp o tarafa gitmeye başladım, Sezgi beni gördüğünde ağzıyla, "Yardım et" dedi, önünde duran adamın arkasına geçip hızlı bir hareketle ters kelepçe yaptığımda adamın yüzünü göremesem bile şoka uğradığını biliyordum, sıktığım için çırpınmaya başladı, kafamı kulağının yanına götürdüm, "Biraz daha sıkarım, o boynunu kırarım, duydun mu? Çırpınma, boşuna kendini daha fazla yorma, çünkü canımı daha faza sıkarsan, bende senin canını daha fazla yakarım." Adamı erkekler tuvaletine sürükledim, Sezgi'de arkamdan geliyordu, içerdeki adamlar doğal olarak dik dik baktıklarında, onlara döndüm, "Ne bakıyorsunuz, çıkın, mekanı başınıza yıkarım" adamın biri yanımdan geçerken "Deli midir nedir" diye söylendiğinde, dizine yediği sert tekmeyle yere düşmesi bir olmuştu, düşerken başını sertçe vurduğu için muhtemelen bayılmıştı, yerde yatıyordu, kafasının arkasını vurmuştu, eğer bir hastalığı yoksa, o darbeyle ölmesi mümkün değildi, sorun yoktu, Sezgi'ye "Nabzına bak şu itin" dedim, başını salladı, paniklemişti, "Sezgi panik olma" dediğimde tekrar başını salladı, tuttuğum adam hala çırpınıyordu, boynunu biraz daha sıktığımda elime değen elinin buz kestiğini hissettim, zorlarsa ölürdü, ölürse de kendi zorladığı için ölürdü, kabinin kapısını açtım, adamı içeriye attığımda derin bir nefes aldı, nefes almasına fırsat vermeden saçlarından tutup kafasını kaldırdım, kaldırdığım gibi klozete sokmam bir oldu, "Amına koyduğumun çocuğu, seni sikerler, sen kimin ne olup olmadığını bilmeden yanaşmaya çalışırsan, hele ki zorla, seni çok sikerler, duydun mu?" Kafasını kaldırdım, nefes nefese kalmıştı, "Duydum, duydum, bırak, o orospu arkadaşını da istemiyorum, dokunmadım bile" kafasını tekrar batırdım, "Düzgün konuş orospu çocuğu!" Kafasını kaldırdım, "Özür dile" dediğimde nefes nefese tekrar konuştu, "Siktirin gidin" kaldırdığım kafasını klozetin mermerine vurdum, bayılmaması için sert vurmamıştım, "Sezgi çantamı at." Attığı çantayı bakmadan diğer elimle yakaladığımda içinden özel tasarım olan çakımı çıkardım, "Ulan, seni sallamayla katır katır kesmek vardı da, avukat olucam, ona dua et. İbnenin sıçtığı"  saçlarından tutup kafasını kendime doğru döndürdüm, elimdeki çakıyı açtım, nefes nefese kaldığından agzından nefes almaya çalışıyordu, çakıyı açık olan agzından soktuğumda boştaydı, bir yere saplamamıştım, gözleri korkudan irice açıldığında garip sesler çıkarmaya başladı, "Korktun mu, aaa, üzülürüm ama bak" çakıyı diline saplayıp aşağı doğru indirdim, acı dolu çığlığı tuvaleti dolduran gürültülü müzik sesini bastırıyordu, dışardakilerin duymadığına emindim, çakıyı dilini tamamen ikiye ayırdıktan sonra agzından çıkardığımda, acıdan bayılmış vaziyette yatıyordu, Sezgi'nin olduğu tarafa bakmadan lavaboya gittim önce çakıyı sonra ellerimi yıkadım, aynadan elbiseme baktım, kan yoktu, saçlarım da iyi görünüyordu, Sezgi'ye bakmak istemiyordum, muhtemelen onu korkutmuştum, o en değer verdiğim insanlardan biriydi, benden uzaklaşsın istemiyordum, ama şuan ona bakmaya gücüm yoktu, beni bir çok kez ringde görmüştü, yaptığım şeyleri de biliyordu, hatta bir çoğunu sadece o biliyordu, ringi hayatımdaki herkes bilirdi, ama geri kalan her şeyimi ayrıntısıyla bilen oydu, sadece o, ama gözünün önünde birinin dilini kesmiştim, bunu ilk görüşüydü, ve korkunçtu, cakımı ellerimle birlikte kurulayıp çantama attım ve içinden gloss çıkardım, Ateş bir şey anlamamalıydı, dışarda olan kimse içerde ne olduğunu bilmemeliydi, gloss sürdüğümde derin bir nefes verdim, saçlarımı ellerimle düzelttim, ve sonunda Sezgi'ye dönme cesareti buldum, keşke dönmeseydim, gördüğüm manzara karşısında zoraki şekilde gülümsedim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 09 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AvHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin