Burası sihirli bir evren sihirli bir dünya. kral eris babası ve annesinin beklenmeyen ölmünden hemen sonra ki gün kral ilan edilmişti. Lily ise ablasının gölgesinde büyümüş bir kızdır. ablası kral ile yakınlık kurabilmek için şatoya giderken yanına...
"Kralım ama neden? Benim gibi güzel ve işini iyi yapan biri dururken neden o?"
Diye sordu ablam
"Kralın sözüne karşı mı geliyorsun!"
Dedi sinirle. Hâlâ çenemi tutuyordu. Eli çenemi sinirle sıkınca sessizce inledim. Kral duyunca elini gevşetti.
"Hayır efendim asla böyle birşeye cüret edemem"
"İyi sen gidebilirsin. Muhafızlar lily'in eşyalarını yarın sabah almaya gelirler"
"Peki efendim"
Dedi yine ablam ve çıkıp gitti
"Hiç gerek yoktu ben gider alırdım efendim"
"Yorulmanı istemem. Layla sana etrafı gezdirsin daha sonra akşam ki balo da görüşürüz lily"
"merhaba ben layla"
"Bende lily"
"Hadi gel sana etrafı gezdiriyim. Yaklaşık 500 odası olan bu yerde 86 oda 50 banyo 47 mutfak 55 salon 70 misafir odası ve 40 tane de revir bulunuyo. Ve 2 adet bahçesi bulunuyor. Hadi gel senin için bir oda seçelim."
"Gerek yok çok kalacağımı sanmıyorum. Bir misafir odası yeterli olur."
"Hadi ama ciddi misin sen? Kralın daha önce böyle bir şey yaptığını hatırlamıyorum. Sen bir ilksin ve bu yüzdende tabi kide kendine ait bir odan olacak. Bence seni en iyi yansıtan oda bu."
Geçtiği büyük kapıdan geçtim ve gözlerime inanamadım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Hem güzel hemde eşyalarını koyabilmen için boş. Ve bu da odanın banyo kısmı"
Yine geçtiği kapıdan geçtim
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bunlar çok fazla"
"Değil mi? Bence de mumlar fazla olmuş istersen söndürelim."
"Hayır. Herşey gayet güzel sadece bir hizmetçi parçası için fazla değil mi?"
"Hizmetçi mi? Burada yeterince çalışan var zaten. Kral seni yanına almak istedi sadece."
"İyi de neden böyle birşey yapsın ki ?"
"Onu da krala sen sorarsın. Öğlen yemeğinden sonra kralın çay saattidir. O zaman gidip sorabilirsin bence. Gerçi b7na pek gerek kalmayacak gibi."
"Oda ne demek?"
Gelen kralın uşağını görünce ne demek istediğini anlamıştım.
"Leydi lily'di değil mi?"
"Evet benim"
"Kral sizi istiyor."
"Tabi hemen geliyoruz."
Diye lafa atlayan layla hemen uşağı yolladı.
"Ve daha 1 saat bile olmamışken bu ne hız. Kral hakikaten seni sevmiş olmalı."
"Öyle mi dersin"
"Aynen öyle Hadi inelim beraber"
Aşağı inip kralın huzuruna çıktık. Ama bu sefer muhafızlar yoktu.
"Layla sen çıkabilirsin."
"Peki efendim."
Daha referans bile yapamamıştık. Yapmaya kalktığım sırada
"Önümde eğilmene gerek yok. Yanıma gel."
Dediğini yapıp tahta yaklaştım. Oda tahtan inip yanıma geldi. Bu sefer yanağımı tuttu.
"Geçen sefer çenende kapatıçı olduğunu fark ettim. Acaba sebebini sorabilir miyim?"
"Şey bunu söylemesem daha iyi olacak"
"Ama ben söylemeni istiyorum. Sanırım yanağında da var."
Cevap vermek yerine sessiz kaldım.
"Peki. Sen söylemiyorsan nedenini ben kendim öğrenirim"
Cebinden bir mendil çıkardı.
"Efendim gerek yok. Lütfen daha fazla uzatmayalım bu konuyu."
Dememe rağmen kral yüzümü mendil ile silmeye başladı. yüzümdeki morlukları, çizikleri ve sararmaya durmuş darp izlerini gördü.
"Bunu sana kim yaptı?"
"Efendim bilmenizi istemiyoru-"
"BANA CEVAP VER KİM YAPTI SANA BUNU!"
Sinirle bağrınca irkildim
"Annem ve babam efendim."
Sesimin titremesine engel olamadığım için sanırım korktuğumu anlamıştı. Gözlerinde ki ifade yumuşadı yeniden yanağımı tuttu. Beni kendine çekti.
"Özür dilerim. Lütfen affet beni."
Diyerek önce anlımı sonrada saçlarımı öptü.
"Önemi yok efendim alıştım artık."
"Hayır. Önemi var. Alışmanı falanda istemiyorum. Nasıl bu kadar kontrolsüz olabildim. Aklım almıyor."
"Peki efendim."
"Efendim demeni de istemiyorum. Yani yalnızken sadece ismimi söylesen yeterli."
