1.6

689 101 131
                                    

Her ne kadar elinden geldiğince hareket etmeden parmaklarını klavyede oynatmaya çalışsa da, Felix'in uyanmasına neden olmuştu Seungmin. Saat ikiye geliyordu, yani Felix yaklaşık üç saat uyumuştu.

Kafasını Seungmin'in omzundan kaldırdı, kısık gözlerle etrafa bakındı. Seungmin Felix'in bu şapşal halini oldukça tatlı bulmuş, kıkırdamadan edememişti.

"Dalmışım." dedi Felix gözünü ovuştururken. Bu sırada Seungmin de omzunun uyuştuğunu yeni fark etmişti. "Ne kadardır uyuyorum?"

"Birkaç saat oldu." diye cevap verdi Seungmin yüzündeki gülümsemeyi silmeden. Felix gerçekten bir civcivi andırıyordu kabarmış saçlarıyla. Seungmin'in bu bakışlarını fark ettiğinde utanmış, yanakları kızarmıştı sarışının.

"Neden uyandırmadın?" Saçını düzene sokmaya çalışırken sordu.

"Çok yorgun görünüyordun."

"Yine de uyandırman gerekirdi, bu gece zaten çok fazla iş çıkardım sana." Seungmin iç geçirdi, Felix yine aynı şeyleri söylemeye başlamıştı. "Saat kaç?"

"İkiye beş var." Felix gerindi ve ceketinin cebinden telefonunu çıkardı, bildirimlere bakmasıyla da panikle ağzını kapatması bir olmuştu.

"Öldürecekler beni." Elleri titremeye başlamış, gözleri dolmuştu.

"Noldu?" diye sordu Seungmin, Felix gerçekten iyi görünmüyordu.

"Annemler kırk kere aramış, yüzlerce mesaj var Seungmin. Bittim ben." Felix telefonunun ekran kilidini bile açmadan bildirimleri inceliyordu. Başlarda sakin bir şekilde nerede olduklarını soran mesajlar zaman ilerledikçe sinir ve endişe dolu azarlamalara dönüşmüştü.

"Felix şimdi arar ve haber veririz, sakin ol."

"Anlamıyorsun, polisi aramış bile olabilirler." Seungmin Felix'in ailesinden neden bu kadar korktuğuna anlam verememişti, sonuçta o da abisi de yetişkin insanlardı.

"Baskıcılar mı?"

"Hayır değiller ama zaten sorun bu saatte dışarda olmamız değil. Sorun telefonlarını açmamış olmam, üç saat boyunca." Seungmin bir süredir ailesinden uzakta, arkadaşlarıyla yaşıyor olduğu için bu durum başına gelmemiş olsa da Felix'i anlayabiliyordu. O yüzden sorgulamayıp çözüm üretmeye karar verdi.

"Tamam, önce dediğim gibi bir sakin ol. Anneni arayıp abinin ateşlendiğini ve arkadaşının da sizi hastaneye getirdiğini söyle."

"Neden haber vermedin derlerse?"

"O an panikle aklına gelmemiştir." Felix derin bir nefes aldı, kafasıyla onayladı. Daha sonra telefonunu açtı ve direkt annesini aradı.

Seungmin az da olsa telefondan Felix'in annesinin sesini duyabiliyor, ne dediğini anlayabiliyordu. Kızgın değil de telaşlıydı daha çok sesi, kadın gerçekten endişelenmiş olmalıydı.

Birkaç dakika sonra telefonu kapattıklarında Felix arkasına yaslandı ve iç çekti. Seungmin'in dinlediği kadarıyla iyi geçmişti.

"Seungmin özür dilerim."

"Neden?"

"Annemler seninle tanışmak istiyormuş, gecenin bu saatinde çıkıp gelen arkadaşın kimmiş merak ettik dediler." Seungmin gülümsedi.

"Tanışırız." Felix ofladı.

"Zaten çok fazla yordum seni. Bir de bu iş çıktı başına." Seungmin artık dayanamadı, direkt Felix'e döndü ve yanaklarını avcunun içine alıp kafasını kendine çevirdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 23, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

hype boy | seunglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin