5

72 3 3
                                    

Okul çıkışıydı, Erkan ve Hürkan sırtlarına aldıkları çantalarıyla beraber yavaş yavaş sınıftan çıkıyorlardı. ''Eve gidiyorsun değilmi?'' diye sordu Hürkan cevabını bildiği hale. ''Evet, sen?'' dedi Erkan beklenen cevabı vererek. Elleri cebine ağır ağır yürüyen Hürkan '' Aliyle Stara geçicez ondan sonra da geç olmadan eve geçerim bugün boş bir gün''dedi. Erkan derin bir nefes aldı ve ''Hürkan hayatın çok güzel ''dedi ''istediğin gibi dışarı çıkabiliyorsun, arkadaşların var'' Hürkan durdu ve Erkan'a döndü. ''Ne?'' dedi tekrarlamasını istercesine.  ''Öyle işte Hürkan. Buralarda gezilecek çok iyi yerler biliyosunudr, heryerlerden tanıdıkların vardır. Benim öyle değil, okulumdan, evimden ve çok kötü olduğum doktorumdan başka bi yer bildiğim yok.'' dedi Erkan durup. Birazcık öyleydi hürkan yalan söyleyemezdi. Yine de Erkan'ı sevindirmek için ''Erkan, sana dedim ya istediğin zaman bile buluşabilirsin. Okul çıkışlarında bizle takılabilirsin''dedi. Erkan bunun Hürkan'dan kaynaklanmadığını biliyordu, ailevi sorunları vardı. Bunları Hürkan'a yansıtıp onun da moralini bozmak istemiyordu. ''boşver Hürkan önemli değil'' diye kestirip attı. Bunu söyler söylemez Hürkan Erkan'a kolunu attı ve '' Erkancığım istemediğinde ağzını bıçak açmadığını biliyorum. Şuan seni konuşturmaya çalışmayacağım ama'' dedi ardından Erkan'ın saçlarını eliyle kulağının önünden çekti. Kulağına yaklaşıp ''Akşam sana yazacağım ve bunların hepsini bana anlatacaksın'' dedi. Artık Hürkan'ın dudakları ve Erkan'ın saçları arasında santimetreler vardı. Ayrıca Hürkan'ın kolunun altında olmak Erkan'ı tuhaf bir şekilde iyi hissettirmişti. Yakın olduklarından biraz tedirgindi ama Hürkanla yakın olmayı seviyordu. Hiçbirşey demeden sadece başını salladı. Hürkan olumlu yanıtın üzerine kolunu çekti ve durdu. ''Ali gelir biraz sonra, istiyorsan sen git. Ama akşam yazacaklarıma bakacaksın'' dedi tek parmağını Erkan'ın gözüne sokarak. Erkan gülerek başını salladı ve tuhaf bir heyecanla servisine doğru yollandı. Hürkan da Aliyi beklemeye başladı. Ali de gelince Starbucks a gittiler ama Birşeyler Hürkan ın aklını fazlsaıyla kurcalıyordu. Aklında sürekli Erkan'ın gülüşü vardı. Onu neden bu kadar çok düşünüyordu? Bugün avuçladığı saçlarının hissiyatı hala ellerindeydi.  Bu çocuğu garip bir şekilde çok seviyordu. Aliyle oturduklarında cesaretini topladı ve ''Ali, sana çok önemli birşey söyleyeceğim bu konu kafamı çok kurcalıyor'' dedi. Ali ise ilgiyle ona baktı ve ''neymiş bu konu?'' dedi kahvesini yudumlarken. Hürkan da kahvesinden bir yudum aldı ve '' konu erkan'' dedi. ''ne olmuş erkana?'' dedi Ali biraz sıkkın bir tavırla. ''Ali bugün Erkan sence de yakışıklı değil mi?'' dedi. Ali nin yüz hatları bir anda değişti, gözleri faltaşı gibi açıldı. ''Ne? Hürkan?'' dedi afallamış bi şekilde. Hürkan sıçtığını anlasa da devam etti. ''Saçları çok hoş durmuyor mu?'' Ali etrafına bakıyor, Hürkan'ın ne demek istediğini anlamaya çalışıyordu.  ''Hürkan sen g-'' derken Hürkan öküz gibi öksürdü ve Aliyi susturup ''HAYIR'' diye haykırdı. '' Çocuk çok yakışıklı diyorsun saçları çok güzel diyorsun. '' dedi ve fısıldadı ''seviyor musun erkanı?'' Hürkan güldü, ''Ne anlamda?'' Ali gözlerini devirdi ve ''eşek sanki anlamıyon'' dedi. Hürkan bu sefer sessizleşti ve '' arkadaş olarak çok seviyorum daha ilerisi var mı bilmiyorum. Aklım şuan çok karıştı. Belki de iyi düşünemiyorumdur''' diyerek kestirip attı. ''Hürkan tekrar düşün bence ama sen bilirsin yani diyebileceğim hiçbirşey yok'' dedi konuyu kapatmak istercesine. Hürkan ise kalkmak için hazırlanmaya başlamıştı, tadı kaçmış morali bozulmuştu. ''Ali bunları kimseye anlatmayacaksın tamam mı?'' dedi kalkarken. ''Anlatmam da nereye?'' dei Ali. Çantasını sırtına alıp ''eve gidiyorum bu gece erken yatıcam'' dedi ve starbuckstan çıkıp gitti. Evi ile Starbucks arası çok uzak değildi bu yüzden yürümeye karar verdi. Biraz soğuk bir hava vardı. Hürkan yine düşünüyordu, bu günü, Erkan'ın ona anlattığı ve anlatmadığı şeyleri. Düşünmekten başı ağrıyordu artık, düşünmeye alışık değildi. Bu yüzden eve gidene kadar gözlerini yavaş yavaş kararn gölyüzünden ayrımadı. Eve gelince de çantasını bir kenara fırlatıp duşa girivermişti. Duştan çııkınca da kururken telefonuyla oynamaya başlamıştı. Bir anda Erkan'a yazacağı geldi aklına. Çocuğun telefon numarası olmadığından dmden yazmaya karar verdi. Hürkan iyi bir stalkerdı, isntagramı kullanmasını iyi bilirdi ve fazla çaba harcamadan Erkan'ın hesabını bulmuştu. Sade bir hesaptı bu . Ppsi yoktu simsiyahtı. Biosunda da sadece 1-2 tane müzik notası vardı. Soyadını bile yazmamıştı, sadece Erkan yazıyordu.  Dm e girdi ve ''erkaaan'' yazdı hiç düşünmeden. Aniden cevap geldi ''hürkaaan'' 

H- erkan anlatıcam demiştin anlatacakmısın

E- zorundamıyım

H-evet ya hiçbişey anlatmıyosun

E- hürkan kimse bilmiyo bunları anlatamam

H- erkan ben bilsem nolucak yayacağımımı düşünüyorsun hiç güvenmiyormusun

E- güveniyorum da

H- erkan sadece çok az anlat en azından

E- sen sor 

Hürkan direkt ailenden şiddet görüyomusun demek istese de erkanın üzerine gitmek istemedi. Onu daha hafif sorularla konuşmaya ikna etmeye çalıştı.

H-  kardeşin var mı?

E- hayır beni bile zor idare ederken kardeşim asla olmazdı.

H- nası yani

E- detaylarını belki ileride anlatırım

H- annen ve baban seni neden sevmesinki

E- annem diyelim babam yok 

H- buna çok üzüldüm

Erkan cevap vermedi. Daha fazla konuşmak istemiyor gibiydi. Hürkan konuyu değiştirmeye karar verdi. Gece geç bir saate kadar konuştular ve Erkan normalde 11 gibi yattığı halde saat 1e gelirken hala uyanıktı. Annesi eve geldiğinde Erkan'ın ışıklarının açık olduğunu görünce çok sinirlenip odaya dalmışıtı. Annesinin odaya girmesiyle Erkan ne olduğunu şaşırdı. ''Kaç kere dedim erkan geç yatarsan kötü olur diye salak mısın sen anlamıyor musun?'' diye bağırdı annesi ''Bir de gerizekalı gibi telefona bakıyorsun, ne işe yararsın ha sen? başıma beladan başka birşey değilsin!'' Erkan korkuyla titremeye başladı. Bahane uydurmak istese de işlerin daha kötüye gideceği kokrusuyla hiçbişey diyemedi. Annesi Erkan'ın kolunu sertçe yakaladı ve sıkarak ''Bir daha asla böyle birşey yapma, yaparsan seni okuldan alırım ve yaşama şansın da kalmaz. Aç açıkta kalırsın sana bakmak zorunda da değilim'' diye haykırdı. Ardından Erkan'ın kolunu çizerek telefonunu elinden sertçe çekti ve cebine soktu. ''Artık bakabileceğin hiçbirşey de yok,'' dedi ve kapıya yöneldi ''şimdi zıbar gözüm görmesin seni'' Annesi gittiğinde Erkan annesinin sıktığı bileğine baktı. Burada zaten büyük bir morluk vardı ve daha kötü olmuştu. Dokununca da canı çok yanıyordu. Sürebileceği hiçbir krem veya alabileceği hiçbir ilaç yoktu. Aniden aklına dank etti. Hürkan acaba ne düşünüyordu şuan! yazışırken bir anda yok oluvermişti. Başını öne eğdi bileğini sıvazlarken. Kendini çok kötü hissediyordu. Bileği sızlıyordu, artık telefonu yoktu ve tuhaf bir şekilde midesi bulanmaya başlamıştı. Yatağının üstünde oturdu uyamaya çalıştı. 

----------------------

Erkan sabah çok erken bir saatte uyandı, mide bulantısı geçmemişti ama azalmıştı. Kolundaki acı ise dayanılmaz bir hale gelmişti ve mosmor olmuştu. Artık oraya dokunamıyordu. Erkan a kalsa bugün full yatıp okula gitmezdi. Bunu denemek için yatağına uzandı ve tekrar uykuya dalmaya çalıştı. Birkaç dakika sonra annesi odaya girdi ve ''tembel teneke kalk ve defol git okuluna'' deyip onu kaldırdı. Erkan'ın başka çaresi olmadığından güç bela kalkıp üstüne bir hoodie geçirip aynaya bile bakmadan servis için aşağı indi.

*******************

OMG ULTİ AÇTIM ACAYİP Bİ İLHAM VAR ÜSTÜMDE PAUHAUAHAUAH btw hikayenin ppsini ve açıklamasını değiştirdim bence böyle daha güzel duruyo :) ve allahım bu başlık bulma sorunsalı nedir ya delircem 

bi sonraki bölümde görüşmek üzere bb canolarrr <333


You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 02, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

-Let Me Be Your Everything-Where stories live. Discover now