2 #Parti

75 7 1
                                    

Odama sakin bir giriş yaptım ve kendimi öylece yatağıma bıraktım. Göz kapaklarım ağırlaşmaya başladığında kendimi daha fazla tutamayarak uykuya yenik düştüm.

Ama içerden gelen Nermin'in sesi uykumu bölmeyi başardı.

"Seni tembel şey, giyindin mi?" "Sakın bana pantolon giydiğini söyleme!" "Hazır mısın? Baran bizi almaya gelecekmiş." "İnsan bir cevap verir!"

Nermin konuşmaya devam ederken saate baktım ve sadece 10 dakika uyuduğumu görünce; "Salak kız" diyerek dolabımın kapağını açtım.

"Bir şey mi dedin tatlım?"

"Hayır!"

"Tatlım ne giydiğini görmek istiyorum." Der demez içeri daldı. "Daha giyinmedin mi?" "Baran birazdan burada olur."

"Yine mi o gerzek geliyor?"

"Senin o gerzek dediğin benim müstakbel sevgilim." "Eh seninde haliyle "enişten" oluyor."

"O benim eniştem falan değil." "Hem siz hala nasıl ayrılmadınız hayret ediyorum."

"Aaaa, ben o kadar çapkın biri miyim?"

"Nasıl olduğunu ikimizde iyi biliyoruz."

"Gevezelik etme de gel benim dolabımdan sana bir elbise seçelim."

"Nermin çok şükür bir dolabım var ve hatta şu anda karşında duruyor."

"Ha ha ha, çok komik." "Aman ne halin varsa gör!" "Sadece beni rezil etme yeter."

"Seni rezil edeceğimi düşünüyorsan beni çağırmasaydın, sanki sana yalvardım!"

"Tamam tamam, kızma hemen." "Ben odama gidiyorum, yardıma ihtiyacın olursa iki adım uzağındayım."

Nermin odamı terk ettikten sonra rastgele bir üst ve alt seçtim ve saçlarımı da atkuyruğu yapıp odamdan çıktım. Mutfağa girip en büyük hobim olan buzdolabının önünde dikilmeye başladım. Bir şey bulamayınca zulamızdan birkaç şeker araklayarak salona geçtim. Tam koltuğa kendimi atacakken kapı çaldı. Kapıya doğru ilerlerken Nermin odasından fırlayarak kapıyı benden önce açtı. Onların sarılma faslını önemsemeyerek koltuğa kendimi bıraktım.

Baran içeri geçerek; "Selam Hazar" dedi.

En yapmacık gülüşlerimden takınarak şeker dolu ağzımla; "Hoş geldin" dedim.

Üzerime doğru gelerek sıkıca sarıldı. Her zamanki yılışık Baran.

Ben şekerleri bitirmeye uğraşırken Nermin; "Hazır mısınız? Çıkıyoruz!" dedi.

"Şeker yemeyi keser misin?" "Resmen geç kaldık!"

"Bir dakika bekleyin dişlerimi fırçalayıp geliyorum."

Hızlıca lavaboya koştum. Nermin içerden; "Biz arabadayız" diye seslendi. Ve kapının kapanış sesini duydum. Dişlerimi fırçalayıp, uğurlu çantamı sırtıma takarak evden çıktım.

Yol boyunca Nermin kıyafetlerime laf etti. Baran ise sessiz kalan taraf oldu. Eh arada bize gülmeyi de ihmal etmedi. Ranaların evinin önüne geldiğimizde arabadan indik. Evet, ev sahibi Rana'ydı. İçeri girer girmez Rana'nın Melekleri bizi karşıladı. Zorla bulduğumuz bir masanın başına dikildik. Benim deyişimle partiler tam anlamıyla sıkıcıydı. Nermin bu konuda bana asla katılmazdı. Gecenin ilerleyen saatlerine doğru Nermin hafiften kafayı bulunca dans etmeye başladı. Bense sessiz bir köşe bulup içkimden yudumlamaya başladım. Bedenimde hissettiğim uyuşukluk rahatsız olmama neden olunca Nermin ve Baran'ın bulunduğu masaya ilerledim. Nermin iyice kendinden geçmiş dans ederken onu kolundan tutup kendime doğru çektim ve gitmemiz gerektiğini söyledim. Israrlarıma rağmen beni sallamayınca Rana'nın evinden ayrıldım. Yanıma para aldığıma şükrederek taksi çağırdım. Evimin kapısına doğru yaklaşırken bir karaltı fark ettim ve olduğum yerde durarak karaltının ne olduğunu anlamaya çalıştım. Sonra karaltının Ozan olduğunu anlayınca rahatladım ve yanına ilerledim. Oturduğu merdivenlere yavaşça kendimi bırakarak; "Bu saatte burada ne işin var?"dedim.

"Nermin'i bekliyordum."

"Hadi ama yapma, biliyorsun ki siz ayrıldınız." "Ve bana onu unutacağına dair söz vermiştin."

"Biliyorum ama yapamıyorum." "Onu öyle seviyorum ki unutamıyorum."

"Unutursun, herkes unutur."

"Hazar hiç aşık oldun mu?"

"Hayır"

"O zaman bana unutmakla ilgili tek laf etme."

"Tamam, sen bilirsin, burada oturmaya devam et ve sana asla geri dönmeyecek birini beklemeye devam et." "Ayrıca sana küçük bir not daha; beklediğin kişi şu anda sevgilisiyle bir partide çok eğleniyor ve aklında gram sen yoksun."dedikten sonra içeri girdim. Birilerine gerçekleri söylemeyi seviyordum. Her ne kadar da umursamasam da gerçekleri öylece ortaya dökmek hoşuma gidiyordu. İnsanlar fazla saftı. Önce âşık olurlar sonra ayrılıp bir ton acı çekerler... Ne garip. Bu konuya fazla kafa yormamak gerek.

İçkili olmama rağmen bu kadar çok şey söyleyebilmeme şaşırdım. Zar zor da olsa mutfağı bulup bir yudum su almak adına sürahiyi aradım. Sürahiyi bulunca zaferle gülümsedim. Raftan kaptığım bardağa su doldurup kafama diktim. Koşarak yatağıma atladım. Bugün aslında iyi geçmişti. Şükürler olsun ki Nermin bana bir flört bulmaya çalışmamıştı. Gerçi o kafayla bulması zordu. Düşüncelerden sıyrılıp lambamı kapattım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Yalnızlığın KıyısındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin