kanlı karanfil

27 3 9
                                    

o lanet alarmın sesiyle günüme karanfil kokusu olmadan baslamıstım.. rüyamda arasla birlikte ucuz bir kebapciden cıkıp ağzımıza karanfiiillll atiyor ve cilginlar gibi cigniyorduk. daha önce hiç bu kadar hayatta hissetmemistim. renkler canlıydı öncesinde sadece gri idi simdiyse ışıltılıydı.. arasla ilgili hiçbirsey aklomdan çıkmıyorduvYA OFFFFFF cigara kokusuuu karanfil ve vanilya karısımı kokusu adeta bir pastaydı bir çörekti ve bense çok çok açtım. ona açtım. (y/n ben de arasa düşüyorum ya uff 🤤🤤)
her neyse sabh sabah bu kadar fantezi beni yormuştu abi resmen kendimi kaybediyorum... başıma böyle bi sey hiç gelmemişti ve ne yapacağımı bilmiyorum. silfeme bu durumdan bahsettim ama o bana arasa çok uaklaşmamam gerektiğini söyledi. neden bende bilmiyorum. ama bu onu dahada cekici yaptı sadece... (silfem değil aras çejici olan!!!!)

otobüste duman yürek loopta çalıyor... of karnımda çok ağrıyor regili olmusum... bugün nasıl geçicek ya ağrılarla 😢 ben cama odaklanmışken şaşırtıcı bir mansara görüyorum. itay değil mi o?
"yaaa teyzoş çantam zaten yirmi kilo ayol. tüm yol boyu sırtımdamı taşıcam ya." gözlerini devirdi. teyzeyse anlaşılmayan bir takım cümleler homurdandı ve ilerledi.
normalde insanlaea hiç yaklaşmam ama itayın otobüste olması dikkat çekiciydi. acaba bursunu mu kaybetmişti? içim içimi kemiriyordu. buna ben ve silfem sebeb olmustu. ne oluyor bana? bir insan için üzülüyor muyum gercekten umrumda mı tüm bunlar??
itayın yanına dikildim
"afrayla ayrılmışsınız"
"he ya." konusmak istemiyor gibiydi. yüzü terliydi. aslında kosma sekli bana sürekli geyleri hatırlatıyordu bile. sanki biraz ibneydi ve bizde doğru bir santaj yapnıştık.
"neyse ya sana kızmı yok canımmm"
"nora. ben fakirim iyide. kim bakıcak bana bu saatten sonra."
o sırada 2002 CLK GTR AMG Roadster mersedesi ile akay karabulut geçiyordu. itayla resmen o üç saniyede gözleriyle bir birlerini yedirler. yada bana öyle geldi. itay iyice terlemişti. okula yaklaştığımızda onun gerginliğin hissedebiliyordum. akay.... bu çocuğa daha ne yapmayı planlıyorsun ya.

koridorda silfemle dedikodu yaparak yürüyorduk. benim tuvalete gitmem gerekiyordu. tuvelete yaklaştığımızda boğulma sesleri geliyprdu. silfemle gergince yaklaştık ve abi şu barista kız, başks bir kızın kafasını kılozete sokup sokup çıkartıyor ve "PARAM NERDE KIZIM SÖYLE ARTIK" kız ağlıyor ve çığlık atıyordu "BELEŞE İÇTİĞİN ALKOLLERİN HESAPINI VERMİCEK MİSİN SANDIN HA?" of çok korkıtucu bir manzaraydı. kızdan glu glu sesler geliyordu. öldürmezdi herhalde ya. o kadar da değil yani. ben yaklaşınca barista kız bi duraksadı. bana bir bakış attı. sanki gözleri anlık kırmızı olmıustı yada bana öyle gelmişti. omuz silktim ve omuz silkmemin etkisiyle gözlerim devrildi. o gün o kadar etkilendğim kız zorba mıydı gerçekten. uf neyse. tuvalete girdim. silfem beni beklerken baristayla konuşmaya başladı. şunları duydum
silfem
"femsil, kızın borcu ne kadarsa söyle ben veriyim." dedi. demek kızın ismi femsildi.
"sen karışma. "
"ya bu ne böyle freakshow gibi izletiyosun bize? sen kendini ne sanıyosun?"
karşılığında tıslama sesi geldi. boğulma sesi kesildi. tuvaletten çıktım. femsilin bakışları üzerimdeydi. gözlerimi devirdim. matamatşk dersine yeştişmem gerekiyordu. ersen korkurt'un dersleri bu okuldaki en buyuk hazzım olmuştur.

yine harika geçen 40 dkdan sonra arasla bulusma vaktim gelmişti. bundan onun haberi yoktu tabi. çünkü ben onu okul çıkışı takip edicektim. sınıfından çıkmasını bekliyordum. karanfil kokusu burnuma gelince başımı kaldırdım. ve gizlice onun arkasından yürümeye basladım. silfeme bunu yapacağımı söylediğimde bana o animeci çocukta ne bulduğumu sormuştu ve bende omuz silkmiştim. o böyle şeyleri anlayamazdı. anime bir yasam bicimiydi.
okuldan çıktığımızda dahada dikkatli olmam gerekmişti. nefesimi tutuyor ve beni görmememsi için elmden geleni yapıyprdum. daha önce denk gelsem yolumu değştireceğim sokaklardan geçiyprduk ve aras sanki burda buyümüs gibi rahattı. onun bu tavrına göz devirdim bu çocuk tam bi çılgındı. tedirgin bir şekilde onu takip ediyordumki birden 8 serseri adam önümü kesti ABİ NAPICAM ŞİMDİ sevdiğim çocuğu takip ediykrken mi hayatımı kaybedicem yani abi nefret ediyorum bu hsyattan. korkudan omuz silkyordum. gözlerim doldu. adamlsrın ellerinde keskin objeler vardı. o sırada arasın karanfil kokulu içimi ferahlatan kurtarıcı sesini duydum. bana doğru şu sözleri söyledi "bu kadar ara sokaklardan geçmem rağmen beni yine takip ettiğine göre inatçı olmalısın haa" OF NE DİYODU BU ÇOCUK takip ettiğimi ennn basndan beri biliyo muydu ya ooffff çok utanmıştım, gözlerimi devirdim. konuşmaya devam etti "pşt gençler bırakın elinizden o çakıları bakayım" demek çakıydı onlar. aras... senin bana öğreteceğin çokşey vardı. çocuklardan biri "sen garışma gardaş". (y/n bu ankara şivesi arkadaşlaaaarrrr 😅😅)
arasın gözleri kızarmıstı. sinirleniyordu anlaşılan. çocuklardan birine yumruğu yapıştırdı ve kıyasıya kawga etmeue başladılar. bu erkekler neden hep böyleydi? işleri gğçleri anca kawga ve döwüş.
arasın gücü elbette sekiz adama yetmemişti ve kendini yerde bulmuştu. birden zihnimin içinde arasın sesi yankılandı
" git "
omuzlarımı devirdim ve gözlerimi silktim. bu cocuk kim oluyordu da bana emir veriyordu. ben onun dayak yemesini izlemekten zevk alıyordum. o sırada karanlık bir ses duyuldu "dikkat et bebeğim."
sesin sahibi beni bir kenara çekti. ve kawgaya karıştı. aras da ayağa kalkıcak gücü bulmuştu ama morali de bozuk gibiydi. anlaşılan gitmemem onu üzmüştü. patlamış kaşından damlayan kan dudağıma düştü. istemsizce yaladım. hayatımda tattığım en leziz kandı. alyuvarları dilime yapışmış, akyuvarları damağıma yayılmış, demir ve mineralleri kanıma anında karışmıştı. aklım başımdan uçmuştu. galiba bilincimi kaybediyordum. gözlerim kararırken arasın ve akayın panik dolu suratlarını zar zor seçebiliyordum.

DENKLENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin