bir hafta sonra okuldaki herkezin ağzında tek bir olay vardı... itay'ın gey olduğu ve afra'yı aldattığı. bu şok dalgası hocalara bile ulaşmıştı ve derslerde bunun etkisinden çıkılmıyordu adeta. dağlar ve sulardan bahseden kadının ağzından o yakısıklı ve beyefendi cocugun NASILLL GEY OLDUĞU sorusundan baska bir sey çıkmıyordu.
bu olaydan sonra din hocamız abdülrezzak bey bir süre ortalıklarda görünmedi. sebebini herkez biliyor ama kimse bilmiyprdu.
yanında adeta kara bulutları ve seksi gök gürültülerini getiren, deri kıyafetlerinin kaslarını adeta bir müze gibi sunduğu ve herkesi bastan cıkaran aurası ve ağır çekimde yürüyüşüyle o cannnn yakan akay karabulut okul cıkısı silfemle yanımıza sırıtarak geldi. belliki yaptığımız işi oldukça sevmişti. "gelin önce size bir bira ısmarlıyım"
silfemle keyif içinde yürüdük. yanımızda çekici bir çocuk olduğu için kendimi bulutlarjn üzerinde hissediyor, yolda bana bakan abazalara göz deviriyordum.. yüz tanesi birleşse bir AKAY KARABULUT etmezdi.barista nedense gözlerini bize dikmiş öylece işini yapıyordu. bu kızda değişik bir hava vardı. sanki biraz ucubeydi. gözleri ateş kırmızısı, kısa küt beyaz saçları ve solgun mu solgun teniyle resmen insanları kendine cekiyor ve onlara onların bile bilmediği sırları açıcakmış gibi duruyordu... nedense onunla konuşmak istiyordum ama yanımdaki kaslı cool çocuğun varlığı buna engel oluyordu... akay "bu işi bu kadar da iyi yapıcağınızı düşünmemiştim açıkçası." silfem "memnun kaldıysan ne âlâ."
güzel bir sohbet ve cebimize giren para ile oradan huzurla ayrıldık. YA BANA NE OLUYO BÖYLE. merak, gülümsemeler, HUZUR... bunların benim hayatımda bir yeri bile yoktu daha önce.. akayın teklifi ve şu karanfil çocuktan önce.. sahi acaba aras şuan ne yapıyordu..... keşke o karanfil kokusunu şuan içime cekebilseydim. o kokudan boğulmaya ve nefesimi kaybetmeye çoktan razıydım.pembe malikanenin önünde esmer guzeli afra eski sevgilisini bekliyordu. onunla böyle ayrılmayı hiç düşünmemişti. sevgilisinin o tatlı birixik itayının ona boylesi bir ihanet yapacağı kırkyıl düşünse o sim kapli aklının ucundan bile gecmezdi... gözlerini devirdi. nerde kalmıstı bu aptal cocuk. telefonuna baktı. eskiden kilitekranında O vardı.... simdiyse babasının işyerinden bir arkadaşının oğlunun tişörtsüz fotoğrafı vardı. ilişkilerine ne olmuştuböule? itaya ne olmuştu böyle? itayın kiralık arabası önünde durduğunda derince bir nefes aldı. ve onu rahatsız bu düsüncelere bir omuz silkti.
"ya bebeğim sahte diyorum sana neyini anlamıyosun???"
"SAHTEYSE SENİNKİNİN FOTOSUNU BULMUŞLAR İTAY"
"bilmiyorum yavrum. ben de anlamadım ama bana inanman lazım. eğer gey olsam bu kadar kaslı olur muydum?"
"ben de anlamıyorum neden yaptın bunu bize NEDEENNN iki haftamızı nasıl çöpe atabildin böyle benden bukadar mı sıkıldın neden söylemedin bana ibne olduğunu... NEDEN DİYORUM SANA İTAY NEDEN"
itayın süt tankeri gibi kaslı göğüslerine yumrukluyor ve ağlıyordu.böyle birşey yaş ayağım asla aklıma gelmezdi. bu nasıl bir şantajdı... benim gey olduğumu nasıl öğrenmişlerdi! AĞLAMAK İSTİYORDUM. bunu her kim yaptıysa belasını bulucaktı. umarım %25lik bursum bu aptal şantaj yüzünden kesilmez.
yolda akay aptal karabulut beni arabasını yanıma sürdü. gözlerimç devirdim ve onu umursamadım. yoluma devam ettim. daha eve gidecek üstüme çeki düzen verecek ve o para domuzu afra ile buluşacaktım. tüm bu kaos içinde bu çocukla da uğraşamam ya. işine baksın velet. (ama bilmiyordu ki akayın tek işi itaydı.) kornalarını duymazlıktan geldim. ve otobüs durağına vardım. karşı cadde kuytu bir yerde iki kız yiyişiyordu. of allam ya ben ne zaman böyle şeyler yaşauacaktım benim beyaz atlı prensim nerdeydi ya.....
otobüse bindim ve kartımı makineye uzattım.
yetersiz bakiye
otobüsten inmek üzereyken kaslı bir kol benim yerime kart bastı. o ağır cigara çikolata ve vanilya kokusu başımı döndürmüştü. sıkış dıkış otobüste ilerledik ve yanyana ayakta kalmaya calıstık. tutunacak yer olmadığı icin kaslı kollarına tutundum. kafam kaslı göğüslere yaslandığında o çekici erkek parfümü ile neredeyse bayılıcaktım artık. bana ne olmuştu böyle... bu çocuğu daha az önce umursamıyordum bile. gözlerine bakamadan tesekkur ettim. gülümsediğini hissetmiştim. nedense omzuna başımı koyup ağlamak geldi içimden sanki beni birtek o anlayabilir bu dunyada. acaba o benim hakkımda ne düşünüyordu? boynundan bir ter damlası dudağıma dustu. eridim... bu yolculuk nasıl geçicekti ya offf
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENKLEN
عاطفيةARKADASLAARRR İLK HİKYEM YAAAA UMARIM BEĞENİRSNİZ LÜTFEN YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN ÇOKÇA ÖPÜYORUM 😆😆😆 (kapak için karanfile tesekkurler<33333) MELEZ #125