"Pekâlâ. Bugün Cumartesi. Evde uyumak, bütün gün televizyon izlemek dahası öğlen kadar uyumak varken ben aileme, Elçin'le matematik sınavına çalışacağımla ilgili aptal bir yalan söyleyerek senin yanına geliyorum ve emirlerine uyuyorum ama sen hala beni neden buraya çağırdığını söylemiyorsun. Öyle mi?!"
Barış eliyle ağzımi kapattı. "Sus. Yalvaririm sus. Uslu bir kelebek ol."
Ben göz devirirken o da elini ağzımdan çekti.
"Buraya geldik çünkü sana türümüzle ilgili bilgi vereceğim. Öncelikle gözü sarı olan kurtlar gerçek kurtlardır. Yani doğuştan kurt olanlar. Kurt adam olmak ısırık ile olmaz. Bu yüzden bir Alfa sürü kurduğunda bulduğu bütün kurtları kendi sürüsüne eklemeye çalışır. Bu yüzden genelde sürü kavgaları çıkar. "
Kaslarimi çatarak "Sürü kavgası mı? " dedim.
Ofladi ve "Susmanı istiyorum. Sadece susmanı. Ve ben konuşmaya başlayalı en fazla bir dakika oldu!"
"Tamam sustum. "
"Kırmızı gözlü kurt adamlar Alfa, yani sürü lideri. Gözü mavi olanlar ise sahte kurtlar? "
"Sahte mi? "
Gökyüzüne bakarak derin bir nefes aldı.
"Tamam Barış susuyorum! "
"Konuşacaksın değil mi? " dedi inanmayan gözlerle.
"Evet. "
Elini öne uzatıp "Sormadım var say. " dedi. Bu defa konuşmamak için başımı sakladım.
"Bir kurt adamı öldürdükten sonra onun kanını içersen sen de kurt adam olursun."
"Kan içmek mi? Vampir gibi mi?"
Bana açılmış ağzı ve kısılmış gözleriyle, mal mısın, bakışı atınca elimle ağzıma vurdum ve "Sustuuuumm. " dedim.
"Bak bu çığlık meselesiyle ilgili bir fikrim var; kurt adamları avlayan avcılar var. Çığlık atmak bir güçtür ve kurt adamlar bu güce sahip kisilere Gardiyan Melek deniyor. Gardiyan Melekler taraf seçer; Avcılar ya da Kurt Adamlar. Ya Avcılar tarafında olup Kurt Adam avlarlar ya da Kurt Adamlardan yana olup kurtları korurlar. Hep çığlıklarla. En büyük güçleri bu çığlıkları olmuştur her zaman. Ve-ben senin Gardiyan Melek olduğunu düşünüyorum. "
"Peki bunu nasıl anlayacağız? "
"O bahsettiğin ruhlarla iletişim kuracağız. "
"Nasıl? "
Cebinden bir şey çıkarıp elime tutuşturdu.
"Bu ne?" Dedim elimdekine bakarken.
"Dedem bir kurt adamdı yani senin Gardiyan Melek olup olmadığını anlayabilir. "
"Ama sen ruh demiştin? "
"Öldü zaten. Onlar dedemin pençeleri. "
Çığlık atarak elimdekileri yere attım. Bu pençeler kocaman.
Dehşet dolu gözlerle Barış' a baktım. "Bir kurt adam dönüştüğünde böyle tırnakları kocaman mı oluyor? " dedim.
Barış sırıtarak "Tırnak değil PENÇE." dedi. Sonra yere attığım pençeleri aldı.
"Uzak tut onları benden! "
"Yasemin! Gel buraya! "
"Barış iğrenç bu! Ne demek ölünün tırnaklarını koparmak?!"
"Yasemin! Kızdırma beni! Bu, insanlar kurt adamların DNA'sını çözemesin diye yapılması gereken bir şeydi. Şimdi tut şunları. "
Elime zorla tutuşturduğu pençelere baktım.
"Şimdi gözlerini kapat ve ruhu hisset. "
Gözlerimi kapatıp bir süre bekledim. "Olmuyor. Ruh falan hissetmiyorum. "
"Odaklan. Ne bileyim yap bir şeyler. Odaklanmanı sağlayacak bir şeyler..."
Pençeleri sol elime aldım. Sağ elimi açtım ve yumruk yaptığım sol elimin üstünde dairesel hareketler çizerek "Omm... Omm..." diye mırıldanmaya başladım.
"Sen n'apıyorsun? "
Gözlerimi açıp Barış'a baktım.
"Bunu yogada odaklanmak için yapıyorlar. "
Barış elini yüzüne vurdu ve yanaklarını çekiştirerek yüzünden çekti. "Ben ne günah isledim de başıma senin gibi bir bela aldım?"
Ağzım kocaman açıldı. "Ne mi yaptın? Okulun bodrum katına çocuk kapatıp öldüresiye dövdün. Benim boğazımı sıktın. Elçin'i psikopat bir çocuğa emanet ettin ve Elçin'in burnuna yumruk atıp bayılttılar. "
Elini sallayarak "O Elçin'i bayıltma da benim suçum yoktu! "
Tek kaşımı kaldırdım. "Diğerlerine bir şey demedin. "
Göz devirdi. "Sadece odaklan."
"Peki odaklandım diyelim, Melek Koruması-"
"Gardiyan Melek."
"Iste ondan olduğumu nasıl anlayacağım ki?"
"Bilmem. Hissedeceksin sanırım. "
"Cidden mi? Her şeyi ayarladın bunu mu unuttun? "
Elini tekrar yüzüne vurdu. "Artık dener misin?!"
"Tamam! "
Tekrar denedim.
Kapat gözlerini.
Odaklan.
"Yasemin? "
"Ne? Odaklan maya çalışıyorum! "
"Bir saattir öylece duruyorsun. Gel evine bırakayim seni."
"Tamam ama otobüs falan-" diyemeden beni sırtına aldı ve koşmaya başladı. Her zamanki gibi!