storm

160 24 71
                                    

kimgyunii-parkgunuk

parkgunuk:
dışarı da fırtına var
iyi misin

kimgyunii:
bunu nasıl hatırlıyorsun

parkgunuk:
zor değildi
o gün yaşadıklarımızdan sonra

kimgyunii:
iyiyim
şarkı dinliyorum
korkuyorum ama yani etkilenmemem gerek
evde tekim etkilenemem

parkgunuk:
ricky nerde

kimgyunii:
dışarı çıktı
biriyle buluşacaktı

parkgunuk:
mükemmel arkadaş gerçekten

kimgyunii:
rickye suç bulma
benim yüzümden dışarı bile çıkmadı
şimdi bırakta mutlu olsun

parkgunuk:
bir şey demedim tamam

kimgyunii:
asıl bombayı sana vereyim
takıldığı kişi taerae

parkgunuk:
ne
bunu neden senden duyuyorum

kimgyunii:
biz sevgiliyken de takılıyorlardı zaten
ilerletmişler sanırım
mutlu olsunlar ne diyeyim
ricky üzmez taeraeyi merak etme :))

parkgunuk:
rickyden nefret ediyorum ve bu yüzden hiçbir şey öğrenemiyorum
bırakın bana kalsın neden nefret ettiğim

kimgyunii:
kendi hırsın yüzünden nefret ediyorsun
taeraede ona karşı geleceksin diye anlatmamıştır

parkgunuk:
|hayır senin yüzünden nefret ediyorum
|sana çok yakın diye
tamam neyse
dikkat et kendine
kötü hissedersen söyle
(görüldü 17.42)

-

flashback-

penceremin camından yağan yağmuru izliyordum. yağmuru izlemek her zaman huzur verirdi.

aklımda olan düşüncelerimle boğuşurken saniyelik bir şekilde etraf aydınlandı. büyük bir gürültü gelmesiyle gyuvin'in odasına doğru koştum. fırtınadan korkuyordu.

başını yastığın altına gömmüş, bitmesini bekliyordu. yavaşça yanına yaklaştım.

"bebeğim, düşen yıldırımı arıyorsun yastığın altında?" "hıı, yok yatıyorum!" heyecanla söylediği şeye karşı güldüm. "kafanı kaldır da bir göreyim seni."

dağılmış saçları, kızarmış yanakları ve büzülmüş dudaklarıyla karşımda çok güzel bir görüntü oluşturuyordu. hala korktuğunu arada sırada yerinde sıçramasından anlayabiliyordum. "benimle uyumak ister misin?"

olur anlamında başını salladı. elinden tutup onu kaldırdığımda yastığını ve illa ki onunla yatacağını söylediği kırmızı battaniyesini peşinden sürüklemeye başlamıştı. iggle piggle'a benziyordu.

benzetmemle küçük bir kahkaha attığımda gözlerini büyütüp neden güldüğümü sordu.

"gece bahçesindeki iggle piggle'a benziyorsun." o da gülmeye başlamıştı. gülümsemesini kesince inkar etmeye başlamıştı. "yah gunwook. ne alaka!" yanağını öpüp eşyalarını elinden aldım. odaya geçip yastık ve battaniyesini yatağa koyup yatırdım. ben de yanına yatıp gyuvin'i kollarım arasına aldım.

alnını öptüm. "iyi geceler bebeğim."

yarı uykulu sesiyle bana cevap verdi. "sana da iyi geceler sevgilim."

-flashback end-



flashbackleri yazarken daha cok egleniyprum

GYUVININ IGGLE PIGGLE GIBI CARSAFINI PESINDE SURUKLEDIGINI DUSUNUN COK SEVIMLI

song lovers/gyuwookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin