¼

38 20 29
                                    

Yeonjun

Uyandığımda biri elleriyle hem yüzümü hem de saçlarımı seviyordu. Hayatım da ilk defa böyle güzel uyanmıştım.

Gözlerimi açtığımda karşımda soobin'i gördüğünde şok oldum. Demek ki soğuk insanların içinde de sıcak yanları vardı. İyilik ve kötülüğün simgesi gibi.

Her iyiliğin içinde bir kötülük her kötülüğün içinde de bir iyilik vardı. Soobin de öyleydi.

"uyanmalısın geldik"

Kullaklığımdan ses gelmeyince telefonuma baktım, şarkı kapatılmıştı. Sanırım Soobin rahatsız olmamam için yapmıştı.

Dağını saçlarımla ve dolgun dudaklarımla kalktığımda herkes otobüsten iniyordu.

Çantamı alıp bende onlarla beraber indiğimde Soobin de arkamdan geliyordu.

Otobğsten inip bagaj kısmından valizlerimizi de alınca hocayı takip ettik.

Bir ormanın içindeydik ama burada minik yazlık ev gibi minik evler vardı. Çok şirindi bu hoşuma gitmişti.

Hoca hepimizin ortasına geçip herkesin susması için eline mikrofon alıp bağırdı. Herkes susunca sesini düzenleyip konuşmaya başladı.

"öncelikle hepiniz hoş geldiniz çocuklar. Burada görmüş olduğunuz bu minik evlerde kalacaksınız. Herkes sıra arkadaşıyla kalacaktır. Erkek kız erkek olan varsa bana söyleyebilirsen isterlerse onları değiştiririz. Burada yaklaşık 2 veya 3 gün kalacağız belki isterseniz biraz daha kalırız. Sizi zorlamayacağız istediğiniz zaman yatabilir istediğiniz zaman kalabilirsiniz. Her evde mutfak lavabo ve birçok şeyler vardır ihtaçlarınızı görebilirsiniz. Bir tatil gibi düşünün lütfen. Akşam olunca ben sizi çağıracağım güzel aktivite ler yapacağız. Hepinize iyi eğlenceler. "

Ben heyecanla hocayı dinlerken birden Soobin'e gülerek döndüm ve onun beni izlediğini fark ettim.

" Soobin duydun mu yine benden kurtulamadın"

"maalesef"

"şuradaki eve geçelim mi, eşyalarımızı yerleştirelim"

"tamam"

Ben eve geçtiğimde o da arkamdan gelmişti. Evin içi o kadar çok tatlıydı ki tam bir tatil evi gibiydi. Fakat çok küçüktü. Bence çok iyiydi.

Eve hayranlıkla bakarken Soobin çoktan odaya gitmişti.

Onun peşinden odaya gittiğimde yataklarımızın ayrı olduğunu gördüm. Bu hoşuma gitti.

"yataklarımız ayrı"

"evet"

"ben burayı çok sevdim, sen sevdin mi?"

"hm, güzel evet"

"hangi tarafta yatacaksın"

"sağ"

Onun cevap vermesiyle sol taraftaki yatağın üzerine zıplayıp yatağa uzanmıştım.

Soobin ise valizinden birkaç şey çıkarmış yerleştiriyordu.

Bende valizimi alıp içinden kıyafet çıkardım.

"üstünü neden giyineceksin"

"ikimiz de de aynı kıyafetler var, herkes çoktan yanlış anlamıştır ama ben yine de değiştireyim malum sınıf arkadaşım biraz sinir bozucu da"

"hayır giyinme böyle iyi"

"emin misin"

"evet"

Kıyafetlerimi tekrar valize koyduğumda yatağa tekrar geri yattım.

Öylece tavanı izlerken gözlerimin kapandığını fark ettim.

Gözlerimin kapanmaması için yerimden kalkıp Soobin ile uğraşmaya başladım.

"Soobin"

"efendim"

"Soobin"

"ne var"

"Soobin Soobin you know you know Soobin"

Soobin bu halime gülmüştü. Gülünce çok çekici oluyordu.

"biraz gezelim mi"

Soobin'in soru sormasıyla gözlerim parlamıştı. Hemen onun bu sorusuna evet diyip dışarı çıkmıştık.

Dışarısı o kadar soğuk olmasa da soğuk esen bir rüzgar vardı bu insanı üşütüyordu.

"Soobin"

"efendim"

"bana kendini anlatsana"

"neden"

"kaplumbağa deden. Şey yani seni merak ediyorum."

"önce oturalım mı bir yere"

"ileri de oturma yerleri gibi bir şey var sakin görünüyor oraya gidelim"

İkimizde oraya doğru yürüdüğümüz ikili salıncak olduğunu gördüm ve koşarak salıncağa oturdum ve Soobin'in gelmesini bekledim. Geldiğinde o da yanıma oturmuştu.

"anlat hadi"

Derin bir iç çekti ve manzaraya doğru konuşmaya başladı.

"Ben, ailem tarafından sevilmemiş daha doğrusu kimse tarafından sevilmemiş biriyim. Sevgi nedir tam bilmiyorum ama tek bildiğim şey segi kelimesinin sen olduğuydu. Aileme daha fazla katlanamayıp ayrı bir eve çıktım ve uzun zamandır orada tek yaşıyorum. Hiç arkadaşım olmadı. Hiç sevgilim de olmadı. Yani anlayacağın sessiz ve sevilmeyen biriyim. "

O anlatırken masum bir kedi gibi ona bakıyordum. Çok güzel konuşuyor, çok güzel gülüyor, çok güzel bakıyordu. Resmen ona aşık oluyordum.

" seni iki yıla yakındır takip ediyorum. "

Ne beni takip mi ediyor.

" çünkü seni ilk gördüğümde aşık olmuştum. Her şeyini biliyorum her ayrıntısına kadar."

"o zaman neden benden uzak dur diyorsun bana"

"çünkü sevilmemiş birisiyim seni üzer veya kırarım ya da sana sevgimi veremem diye korkuyorum"

"korkma Soobin"

"Benim hiç arkadaşım olmadı ve şuan sana nasıl davranacağımı da bilmiyorum açıkçası sadece öyle konuşuyorum."

"Soobin iyi ki beni sevmişsin."

"neden?"

"çünkü benimle beraber olduğun için değişeceksin bambaşka biri olacaksın"

"beni sen değiştirebilir misin yeonjun"

"değiştirebilirim"

"yeonjun, beni sevebilir misin?"

O an bir duraksadım çünkü şok olmuştum. Soobin gibi birinden böyle kelimeler duymak aşırı garip hissettirmişti.

"sevebilirim"

Soobin ile göz göze geldiğimiz de bana yaklaşıp dudaklarıma bir öpücük bırakmıştı.

"teşekkür ederim"

Utancımdan kafamı aşıya yediğimde yanaklarımın ısındığını ve tıpkı bir dometes gibi olduğumu hissedebiliyorum.

Merhabaaaa bölümü nasıl buldunuz beğendiniz miii??
ฅ⁠^⁠•⁠ﻌ⁠•⁠^⁠ฅ

Love me • YeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin