Yazdığım kurguda bir hata olmuşsa affola, kitabda ilk geçmişte ki yaşanan olayları anlatmak istedim. Zaten sonra olaylar kendiliğinden gelişicek,
Hepinize teşekkür ederim kitabımı okuyup bana destek verdiğiniz için...
---------Çiçekler açar elbet, mühim olan beklemektir...
Küçük prens
Gökhan Türkmen - Sen İstanbulsun
---------------
Geçmiş
Şimdi ki zaman...
Küçüklüğümü çok fazla hatırlamıyordum. Fakat annemin söylediği her cümle hala aklımın bir köşesine yer edinmişti.
Bana hep "kimseyi haddinden fazla sevme, yoksa üzülen hep sen olacaksın. Herşeyi dozunda yaşa."Şimdi daha iyi anlıyordum annemi. çünkü babam annemi seviyordu fakat normal sevgi değildi bu.
Haddinden fazla seviyordu ve bu anneme zarar veriyordu.Aslında korkularım sayesinde hayatımda kimse olmamıştı.
Çünkü eyer birisine hayatımın tam merkezine koyarsam, onunda babam gibi biri olacağından korkuyordum.Bazı korkular vardır, benim de en büyük korkularımdan birisiydi bu.
Geçmişim bana bir çok şeyi kafama vura vura öğreti. Hani derler ya geçmiş hala acıtıyorsa geçmemiştir.
Ben şuan o konumdayım,lakin artık acı da hissetmemeye başladım.Ben artık hiçbir şey hissetmek istemiyordum lakin sadece demekle kalıyordu bazı şeylerler.
Çünkü karşıma o çıkmıştı ,belki üzecekti beni belkide kıracaktı beni,fakat ben yine de durduramıyordum kendimi.
Tam 1 yıl önce karşılaşmıştık onunla , şuan nabıyor nerde bilmiyorum.
----------------------1 yıl önce ...
O gün bayıldığımda beni evine götürmüştü sonra bi doktor çağırmıştı. Kendime zar zor gelmiştim, o gün akşama kadar başım da beklemişti.
Sanki vücudum yatağa yapışmıştı, elimi kolumu kaldırcak halim yoktu ,Bir yandan da aklımda babam vardı.
Babam bana öfkelendiğinde yanındakilere zarar verirdi.
En büyük örneği de annemdi.Ne zaman bi hatam olsaydı küçükken, sevdiklerimden vururdu beni.
Annemi döverdi. Bende anneme birşey yapmasın diye hep uslu bir çocuk olmuştum.
Çocukluğumu da doğru düzgün yaşayamamıştım.
Babamı arayıp ona iyi olduğumu söylemiştim.
Fakat on tane soru sormuştu bende kısa kısa cevaplar verip kapatmıştım.
Zaten zar zor konuşuyordum,halim yoktu.
Ateşim bir türlü düşmemişti, alparslan ise elinden geleni yapmış beni iyileştirmişti.
Onun evinde kalmıştım,gitmeme müsade de etmemişti. Bende mecburen kabul etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖNÜL MATEMİ
Teen FictionKurak bi toprağın üstündeki o filiz olurdum herhalde, hiç kimsenin o filizi görmeyip yanından geçmesiyle tanımlardım hayatımı. Eyer görselerdi o filizi ilk diycekleri şey "hiç kurak bi toprak da bi filiz yeşerir mi?" Ama hiçbir zaman düşünemezlerdi...