- Günler Sonra -
Günler geçmiş Karaca'da Azer'de ayrı ayrı hayatlarına devam ediyorlar. Ama Azer Karaca yı hala düşünüyordu bunun aşk olmadığına kendini ve çevresini inandırmaya çalışıyordu ama daha çok kendini
Yılmaz : Abi
Azer : Ne var
Yılmaz : Sana sesleniyorum deminden beri
Azer : Dalmışım lan ne var
Yılmaz : Gene hemşire kızı düşünüyorsun dimi
Azer : Ne alakası var lan
Yılmaz: O yüzden kolundaki saygıyı çıkarmıyon
Azer : Ondan değil acıyor
Yılmaz : Abi yeme beni Allah aşkına sen bu kıza aşık oldun dimi
Azer : Olsam ne olucak
Yılmaz: Abi bi hayatın olucak
Azer : Ama onun hayatı olmuycak Yılmaz belliki iyi bir ailesi var silah ne bilmiyor kızı bu hayata mı alıyım
Yılmaz : Bu hayata girmeyi sen istemedin ki abi başka çaren yoktu ama bir çıkış yolu olur belki sana
Azer : Çıkış yolu için kızın hayatını mahvedemem Yılmaz
Yılmaz : Abi kast ettiğim mutlu huzurlu bir hayat çıkış yolu bu
Aslında içten içe Karaca'nın hayatında olmasını istiyordu da sadece bunu fark etmiyordu daha doğrusu fark etmemek için resmen uğraşıyordu
- Ev -
Selim Ayşe ve Akın sonunda eve dönmüşler şimdi ailecek güzel bir kahvaltı ediceklerdi ama her zaman olan bir klasiği Akın gerçekleştirmeye niyetliydi. Mutfaktan aldığı suyu kardeşinin yüzüne atmıştı bile
Karaca : ABİİİ
Akın : Uyan artık uyan
Hızla aşağı koşmuş Karaca'da peşinden gidince ikiside kaptıkları yastıklarla birbirlerine vuruyorlardı
Akın : Ayıp ayıp abiye vurulur mu
Karaca: Sende düzgün uyandır o zaman ya
Akın : Abiyim ben abi
Karaca : Baba birşey söyle şu oğluna ya
Akın : Baba asıl sen birşey söyle kızına
Ayşe : Aaaa yeter bakıyım ikinizde kesin sesinizi masaya hadi
İkiside mecburen kös kös yerlerine oturmuş Selim ise kızı ve oğluna sadece gülüyordu. Bazen düşünüyordu İstanbul'da o evde kalmaya devam etselerdi bu kadar mutlu olurlar mıydı. Tabiki de olmaz lardı
-Ev -
Duygu sevgilisi Cihan'ı görmek için evine gelmiş ama içinde anlamsız bir huzursuzluk vardı.Eve girdiğinde ise Cihan'ın koşarak yukarıdan geldiğini görünce daha da şüphe duymuştu
Cihan : Sevgilim neden geldin sen hani hastanede olucaktın
Duygu : Süpriz yapmak istedim
Yukarı çıkıcakken Cihan onu engellemeye çalışmış ama başarılı olamaz bütün odalara bakarken en sonuncusunu açtığında başından aşağı kaynar sular dökülmüştü resmen
Duygu: Sibel
Sibel : Abla
Kardeşi kanı canı şuan karşısında yarı çıplak nişanlısının evindeydi. Tutuna tutna aşağı inip evden çıkıp gitmiş arkasından geldiklerinde ise koşmaya başlamıştı
- Gece yarısı -
Karaca hastaneye geldiğinden beri Duygu nun gelmemesine şaşırmış olsada gece yarısı olunca iyice korkmuştu ve arkadaşını aramaya başlamıştı. Şans mı yoksa kader mi önünden geçtiği mekandan Azer ve Yılmaz da çıkıyordu ve onlara çarpmıştı
Karaca : Yok artık ama
Azer : Dünya küçük işte
Karaca : Acelem var arkadaşımı bulmam lazım
Azer : Yardım edelim
Yılmaz : Evet yardım edelim
Beraber neredeyse her yeri aramışlar en sonunda Duygu yu Seyhan köprüsünde bulmuşlar bomboş gözlerle etrafa bakıyordu
Karaca : Duygu canım ne oldu. Cihan mı birşey yaptı
Cihan'ın adını duyduğu anda ağlamaya başlamış Karaca ise elinden geldiğince arkadaşını teselli etmeye çalışıyordu
Azer : Arkadaşın iyi görünmüyor buraya yakın bir mekanımız var orada dinlensin
Karaca : Tamam
Duygu nun bileğini fark ettiğinde kardeşi Sibel ile yaptırdığı dövmenin çizik içinde olduğunu görür birşeylerin ters gittiğini anlamış olsada ne olduğunu çözememişti
- Kahvehane -
Selim Kahvehane yi kapatmaya hazırlanırken içeri girenlerle sinirle kasılmıştı
Selim : Ne istiyorsunuz
Sultan : Seneler sonra aileni böyle mi karşılıyorsun
Selim : Benim ailem yok
Kahraman : Babam gitmene izin verdi daha ne istiyorsun
Selim : Yaaaa ne demezsin
- Aralık 2000 -
Arabada yeni hayatları için yolculuk ederken önlerini kesen araba ordusu ile kala kalır
Akın : Baba
Selim : Yok birşey babacım sakin ol
Arabadan indiğinde abisi Cumali ona silah çekmişti
Cumali : Ver çocukları
Selim : Asla çocuklarımı benden kimse alamaz
Cumali : Babamın emri Selim
Selim : Babam ailemle gitmeme izin verdi
Cumali : Şimdi vazgeçti ver çocukları
Selim : Beni öldürmen gerek o zaman
Cumali : olur
Silahı ateşlediğinde Ayşe korkuyla çocuklarına daha da sarılmış ama sonunda arabayı açıp iki çocuğuda annelerinden alılar. Selim de yarasına rağmen yerinden kalkmaya çalışmış olsada başaramaz