"E.. Aeris bir şey sorabilir miyim?"
dedi Karl biraz ürkek bir ses ile. Karl'a doğru başımı çevirdim ve samimi bir sesle cevap verdim.
"Evet tabii ki?"
"Şey.. Daha öncesinde neden hiç seni göremedik? Yanlış anlama lütfen, Jimmy kendi isteğinle onun arkadaşlarıyla görüşmediğini söylemişti. Nedenini merak ettim."
Karl'ın sorusuna hazırlıksız yakalanmıştım. Özel bir sebebi yoktu bunun. Sadece utangaç biriydim. Haliyle böyle çevrelere pek alışkın değildim.
"Bilmem.. Pek sevmem kamera karşısına geçmeyi. Ondandır belki."
dedim.
"Oh... Anladım. Aa bekle lütfen seni biriyle tanıştırmak istiyorum."
dedi ve hemen elini cebine atarak birini aradı ve konuşmaya başladı. Meraklı bir şekilde ona bakarken karşısındaki kişiyle konuşmasını dinledim.
"Hey naber? Bende iyiyim. Müsait misiniz? Yanımda biriyle sizin eve gelmek istiyorum. İnan bana görünce şok olacaksın! Ha bu arada, Jimmy ile bugün hiç konuştunuz mu? Anlık gelen bir telefon konuşmasıyla gitmişti de. Anladım tamam o zaman. Yarım saate orada oluruz. Görüşürüz dostum."
Meraklı bir şekilde ona bakıyordum. Nereye götürecekti beni? Konuşmanın içinde abimin adı geçtiğine göre abimin de tanıdığı biriydi. O halde güvenerek gidebilirdim sanırım. Telefonu kapatınca Karl bana döndü.
"Biraz emrivaki gibi olacak ama seni bir arkadaşım ve ailesiyle tanıştırmak istiyorum. İnan bana çok seveceksin."
Şimdi kim olduğunu daha da çok merak etmiştim gülümseyerek cevap verdim.
"Pekala güveniyorum sana. Neyle nasıl gideceğiz peki?"
Karl bir kaç saniye düşündü ve bana döndü.
"Bak bunu hiç düşünmemiştim. Hmm.. Araba sürmeyi biliyor musun? Ehliyetin var mı?"
Bana sorduğuna göre kendisi bilmiyordu sanırım.
"Evet biliyorum ve ehliyetim var. Neden soruyorsun ki?"
Karl güldü ve 'hadi gidelim' manasında kolumdan tutarak yürümeye başladı.
"Bugünlük kaptan sen ol o zaman. Bakalım ne kadar iyi kullanıyorsun."
Gülümsedim ve yürümeye devam ettim. Kısa bir yürüyüşün ardından geldiğimiz yer olan stüdyoya geri geldik. Bu sefer direkt garaja indik. İçeride siyah zarif görünümlü bir araba duruyordu. Karl cebinden arabanın anahtarlarını çıkartıp kapıları açtı. Ardından anahtarı bana uzattı. Araba sürmeyi seviyordum fakat kendi arabamla. Bahane uydurmam biraz zordu. Basit bir yolu denedim.
"Şey... Yolu bilmiyorum. Kullanamam ki."
dedim bu işten sıyrılmayı umarak. Karl tebessüm ederek cevap verdi.
"Yanında navigasyon oturacak. Al hadi."
O bunları söyledikçe içime bir anda güven dolmuştu. Normalde böyle bir şeyi asla kabul etmezdim. Abimin arabasını bile daha önce hiç kullanmadım. Anahtarları Karl'ın elinden gülümseyerek aldım. Aldığımı görünce mutlu olmuştu. Ben sürücü koltuğuna o da yan tarafımdaki koltuğa geçti. İkimizde kemerlerimizi taktık. Anahtar hala elimdeydi. Arabayı nasıl çalıştıracağımı bilmiyordum. Karl'a döndüm ve..
"Nasıl çalıştıracağım?"
Karl biraz kıkırdadı.
"Bugün iki kişi uçurumdan yuvarlanacak sanırım."
"Dalga geçme! Sürmeyi biliyorum ama daha önce kendi arabamdan başka araba kullanmamıştım."
"Tamam tamam. Şaka yapıyordum. Bak şöyle yapacaksın..."
Karl arabayı çalıştırmak adına bana doğru eğildi. Elimdeki anahtarları aldı ve taktı. Kafası yüzüme çok yakındı. Kabarık kumral saçları çilek kokuyordu. Ne hoş bir kokuydu böyle. Bir kaç hızlı hamleden sonra işi bitmişti. Geri çekildi ve bana bakıp 'Tamamdır.' der gibi baktı. Gülümsedim ve gaza bastım. Tarif ettiği yoldan dediği yere ilerledim..
Yaklaşık 20 dakikalık bir yolun ardından güzel bir evin önünde Karl beni durdurdu.
"Varış noktasına ulaştınız."
Dedi gülerek.
"Yol tarifiniz çok iyiydi sayın navigasyon."
dedim bende gülümseyerek. Tebessüm ederek karşılık verdi ve,
"Bekle sakın inme."
dedi arabadan hızlı bir şekilde. Ne olduğunu anlamaya çalışırken bir yandan da onu izliyordum. Arabanın önünden dolanıp benim yanıma geldi. Kapıyı centilmen bir şekilde açıp inmem için elini uzattı. Arabadan inip gülümsedim ve konuştum.
"Teşekkürler. Ama ne gerek vardı ki?"
"Bilmem, içimden geldi. Hadi gidelim."
Eve doğru yürümeye başladık. Zile bastık ve biri kapıyı açtı. Bu Chris Tyson'dı. Abimin videolarından tanıyordum onu. Burası onun evi miydi yani? Chris gülümseyerek bize baktı. Sıcak bir şekilde önce Karl'a sonra da bana sarıldı.
"Hoşgeldiniz. Sen Aeris olmalısın. Jimmy senden hep bahsediyor."
Dedi biz içeri girerken. İçeri girdiğimde salondaki büyük koltukta oturan abimi, abimin arkadaşı Chandler'ı ve yine abimin arkadaşı olan Nolan'ı gördüm. Onları burada görmeyi beklemiyordum. Yoksa bu abimin düzenlemiş olduğu bir plan mıydı?..
İçerideki herkesle selamlaşıp tanıştım. Çok samimi insanlara benziyorlardı. Bana karşı çok sıcakkanlı davranıyorlardı. Biz konuşurken salona 3-4 yaşlarında sarı saçlı bir çocuk gelmişti. Bu Chris'in oğlu Tuckermış. Onunla da tanıştık. Bu ortamı çok sevmiştim. Yaklaşık yarım saat sonra abim Karl hariç diğer arkadşlarına bakıp kaş göz işareti yaptı ve bana dönüp konuştu.
"Aslında bugün bir video çekecektik. Hep beraber. Fakat Tucker'ın annesinin bir işi çıktı. Yani birinin Tucker'a bakması gerekiyor. Sizin için sorun olmazsa siz bakabilir misiniz, Aeris Karl?"
Ne diyeceğimi bulamamıştım. Daha doğrusu Karl'ın tepkisini merak etmiştim. Videoda gözükmek ya da bir günlüğüne çocuk bakmak benim için sorun olmazdı fakat o ne düşünüyordu bu konuda?..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
New Girl ꕥ Karl Jacobs x Okuyucu
FanfictionBu kitapta Jimmy'nin kız kardeşiyiz. 23 yaşındayız ve genel olarak pek sosyal olmayan yalnız biriyiz. Abimiz sosyalleşmemiz adına bizi ekibine alıyor ve Karl ile arkadaş olmamızı sağlıyor. Aramızdaki samimiyet ilerledikçe yakınlığımız da ilerliyor...