Hala heyecanlı bir şekilde bekliyordum. Yemeklerimizi yedikten sonra garsonlar şampanya ve konfeti patlatmaya başlamıştı. Tam o sırada önüme bir pasta gelmişti. Pastanın üzerinde yazan yazıyla neyi kutladığımızı anlamıştım. Pastanın üzerinde yazan 'Aramıza hoş geldin Aeris♡' yazısı sayesinde anlamıştım. Benim için kutlama düzenlemiştiler. Kafamı kaldırıp diğerlerine baktığımda sürprizin sadece bana özel olduğunu anladım. Ne diyeceğimi bilememiştim. Bir süre güzel pastayla bakıştıktan sonra kafamı kaldırıp etraftaki sessizliği bozdum.
"Çok teşekkür ederim... Hepinize."
Abim gülümseyip bana sarıldı. Pastamı kesip yedik ve güzel vakit geçirdik.
Restorandan ayrıldığımızda gece 2'ye geliyordu. Yarı sarhoş bir şekilde ayrılmıştık oradan. Uzun zamandır hiç bu kadar çok eğlenmemiştim. Tekrardan eve gelip kendimi yatağıma attığımda ne kadar yorgun olduğumu hissettim. Üzerimi değiştiremeden uyuyakalmıştım...
Uyanmıştım fakat üzerimdeki yorgunluğu hala tam anlamıyla atlatamamıştım. Telefonumu açıp saate baktığımda saatin 13.27 olduğunu görünce ufak çaplı bir şok geçirdim resmen. İlk defa bu kadar geç uyanmıştım. O kadar uyumama rağmen hala yorgundum. Bir an önce üzerime batan bu elbiseden kurtulmak istiyordum. İstemeye istemeyede olsa yatağımdan kalktım ve üzerime rahat bir şeyler giyindim. Aynanın karşısına geçince dağılmış makyajımı ve kabarık saçlarımı gördüm.
(11 eylül sabahı böyle olacağıma o kadar eminim ki...)
Saçlarımı topuz yapıp makyajımı temizledim. Hala göz altlarımda rimel kalıntıları vardı. Duş alınca geçer diye umarak aşağı indim. Dalgınlıktan mutfaktan gelen konuşma seslerini duymamış olacaktım ki mutfakta büyük bir sürpriz ile karşılaştım. Abim, Chandler ve Karl masanın etrafında oturmuş bir şeyler konuşuyorlardı. Beni görünce hortlak görmüş gibi bakıyorlardı. Abim bu halime az çok alışık olduğu için onlara gülüp bana döndü.
"Günaydın uyuyan güzel. Kalkabilmişsin sonunda. Kahvaltı yapmak ister misin?"
Karl ve Chandler'a onların bana baktığı gibi bakınca Chandler bakışlarını masanın üzerinde duran laptopa yöneltti. Abimin sesiyle ona dönüp cevap verdim.
"Günaydın. Daha sonra gelip kahve alırım. Şimdi odama çıkacağım."
deyip odama doğru yürümeye başladım. Odamdaki banyoda soğuk bir duş aldıktan sonra üzerime bir şeyler giyinip saçlarımı topladım. Etraf biraz dağınıktı. Yerde dün akşamki elbisem duruyordu. Hala kaldırmamıştım..
Laptopumu alıp yatağıma oturdum ve biraz video izlemeye başladım..
[ O sırada Karl'ın gözünden mutfak. ]
Hep beraber oturmuş yeni video fikri için konuşuyorduk. Kris ve Nolan meşgul oldukları için gelememişlerdi. Aeris'i ilk defa bugün o halde görmüştüm. Ev hali ayrı bir tatlı gelmişti gözüme.. Birden aklıma kahve almak için geleceğim demişti ama neredeyse 1 saat olmuştu. Unutmuş muydu acaba?
"Hey Jimmy, Aeris kahve almaya geleceğim dememiş miydi?"
Jimmy ve Chandler birbirlerine bakıp biraz gülüştüler sonra Jimmy bir şey demeden masadan kalkıp büyük bir bardağa filtre kahve doldurdu ve bir tabak elmalı kurabiyeyle beraber tepsiye koydu. Tepsiyi bana doğru uzatıp konuştu.
"Unutmuş olmalı. Sen götür istersen. Ne dersin?"
Bir anda gelen bu ani teklif karşısında şok olmuştum. Hiç beklemiyordum. Kabul etmek istiyordum, ret edemezdim. Fakat bu oldukça gericiydi. Cesaretimi topladım ve ayağa kalkıp tepsiyi Jimmy'nin elinden aldım.
"Peki o zaman, ben bu tepsiyi bırakıp geliyorum. Şey odası neredeydi bu arada?"
"Yukarıya çıkınca sağdan ilk oda."
Kafamı onaylarcasına sallayıp tarif ettiği odaya gittim. Kapıyı çalmadan önce derin bir nefes aldım ve kapıyı nazikçe çaldım.
[ Aeris'in gözünden ]
Çalan kapımın sesiyle laptopu bir yana koyup ayağa kalktım ve kapıyı açtım. Karşımda Karl'ı görünce şaşırmıştım. Elindeki tepsiyi görünce daha bir şaşırdım. Karl utangaç bir ses tonuyla konuştu.
"Şey, kahve alırım demiştin sen inmeyince ben.. Yani daha doğrusu Jimmy bu tepsiyi hazırlayıp sana getirmemi istedi. Rahatsız etmemişimdir umarım."
Bir yandan göz ucuyla kapının aralığından odama bakmaya çalıştığını fark ettim. Onun bu meraklı hali çok sevimli gözüküyordu. Kıkırdayıp cevap verdim.
"Teşekkürler iyi yapmışsın. Elmalı kurabiye mi? En sevdiğimden."
Dedim tabaktaki kurabiyeleri kast ederken. Karl yüzüme baktı ve tebessüm ederek konuştu.
"Aa senin de mi en sevdiğin? Jimmy koydu bunları. Bende çok seviyorum."
Gülümseyip tabaktan bir kurabiye alıp elimle iki böldüm.
"Pekala o zaman bu centilmenliğini karşılıksız bırakmayayım."
dedim ve kurabiyenin bir yarısını Karl'ın ağzına attım diğer yarısını da ben yedim. Birbirimize bakıp biraz güldük.
"Kibarlığın için teşekkür ederim."
Karl'ın dediğini dinlerken hala elinde duran tepsiyi fark ettim.
"Ah az kalsın unutuyordum."
deyip tepsiyi elinden aldım ve masamın üzerine bıraktım. Tekrardan kapıya döndüğümde hala meraklı bir şekilde odama baktığını fark ettim.
"Fazla meraklısın sanırım."
dedim kıkırdarken. Aynı muzip ses tonuyla bana cevap verdi.
"Sende 1 saat içinde nasıl değiştin öyle hiç anlamadım."
Beraber gülmeye başladık sonra Karl tekrardan konuştu.
"Aşağıya inecek misin? Yeni video hakkında konuşuyoruz. Senden de fikir almak isteriz açıkçası."
Biraz düşünüp cevap verdim.
"Hmm.. Bir yarım saate inerim o zaman."
Karl cevabımı duyunca gülümsemeye başladı.
"Tamamdır o zaman. Aşağıda bekliyorum.. Bekliyoruz seni."
dedi ve tekrardan aşağıya indi. O gidince bende kapıyı kapattım ve masanın üzerindeki kurabiyelerden bir tane elime alıp kendimi yatağıma bıraktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
New Girl ꕥ Karl Jacobs x Okuyucu
FanfictionBu kitapta Jimmy'nin kız kardeşiyiz. 23 yaşındayız ve genel olarak pek sosyal olmayan yalnız biriyiz. Abimiz sosyalleşmemiz adına bizi ekibine alıyor ve Karl ile arkadaş olmamızı sağlıyor. Aramızdaki samimiyet ilerledikçe yakınlığımız da ilerliyor...