bölüm 5

989 78 161
                                    

"More Precision, More Gavi."

Gülerek başımı öne eğdiğimde yanlış anlaşılmamak için kimseyle göz göze gelmemeye çalıştım. Bugünden sonra fanların üzerinden türlü mizah döndüreceği yeni ikonik Gavi repliğini bulduğumuzu düşünüyordum. Önceki de bayağı ses getirmişti neticesinde. It's not football, it's la liga.

Kıkırdama işini biraz abartmış olmalıydım ki kameranın arkasında duran kamera asistanlarından biri başını çevirip bana baktı. Anında yüzümü kapatmak için elimdeki kupayı dudağıma götürdüğümde dikkatini tekrar Gavi'ye vermişti.

Gavi ise halinden memnun gibi görünüyordu. Kameralara doğrudan bakmadığı zamanlarda tabii. Kameraları sevmediğini anlamıştım, o oynarken çekim yapmanızda sıkıntı yoktu ama doğrudan kameraya odaklandığı zamanlarda rahatsız oluyordu. Reklamın içeriğinde bulunan topla havadaki disklere isabet ettirme aktivitesi onu eğlendirmişti çünkü oyun oynamayı, rekabeti ve en çok da kazanmayı seviyordu. Beklediği ya da korktuğu gibi bir reklam çekimi olmadığı için iyi hissedeceğini ve bana ne kadar iyi bir menajer olduğumu söyleyeceğini umuyordum.

İkincisinin gerçekleşmesi Gavi'nin maçlarda sarı kart almama ihtimaliyle eş değerdi ama yine de... umut ediyordum işte.

"Kestik!"

Gavi derin bir nefes verip kendini rahat bıraktığında ben de bana gülümseyerek yaklaşan danışmana dönmüştüm. "Harikaydı! Teşekkür ederiz."

"Biz teşekkür ederiz." dedi ismini tam olarak hatırlayamadığım hanımefendi. Başından beri iletişim kurduğum kişi oydu ama isim hafızam gerçekten kötü olduğundan ve dürüst olmak gerekirse ismini pek önemsemediğimden aklımda kalmamıştı. Yüzünde sıcak gibi duran ama refleksleştiğinden emin olduğum bir gülümseme vardı. Dün gece konuştuğumuzda pek ılımlı değildi çünkü ama bugün Gavi'nin markanın reklam yüzü olmasından çok memnunmuş gibi davranıyordu. "Gavi harika iş çıkardı, herkesin bayılacağından eminim."

Onu kesinlikle anlıyordum, işi gereği iki yüzlülük artık zorunluluk haline geliyordu.

Ben iş ahlâkı gereği herkesle vedalaşıyorken Gavi tabii ki şaşırtmıyor ve hiçbir şeyi umursamadığı gibi bunu da umursamayıp öylece ileride dikiliyordu. Birazdan çocuğummuş gibi yanıma çağırıp hadi, bay yap misafirlere! dersem kimse için şaşırtıcı olmazdı sanırsam.

Sosyal anksiyetesi olduğunu düşünmeye başlamıştım.

Ekip, Gavi yanlarına gelme zahmetine girmediği için ayaklarına kadar gidip onunla el sıkışıyorken arada göz teması kuruyorduk ve adeta bakışlarıyla kurtar beni! diyordu. Bense ona karşılık biraz daha dayan, bitiyor. içerikli bakışlarımdan atmaya çalışıyordum.

Ne kadar anlaşabildiğimiz konusunda emin değildim ama geçen bu bir iki dakikanın Gavi'nin başından beri kaçtığı şey olduğuna emindim.

Çekim başı sadece selam vererek yırtmıştı ama bundan kaçışı yoktu maalesef ki.

Sonunda tüm ekipmanları toplayıp video hazır olduğunda sosyal medya paylaşımları için tekrar iletişime geçeceğimizi bize hatırlattıktan sonra gittiklerinde rahatlama sırası bendeydi.

Yanımda duran Gavi'ye dönüp göz kırptım, sabaha göre morali biraz daha yerinde gibi görünüyordu. "Fena değildi, ha?"

Donuk bakışlarıyla suratıma baktıktan hemen sonra ayaklarının dibindeki topu çevik bir hareketle kolunun altına aldı ve bana bir daha bakmadan dönüp tesislerden içeri yürüdü.

set fire to the rain ᥫ᭡ p.gaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin