0.7

637 42 12
                                    

tolga: o günden sonra kayboldun kızım

tolga: nerelerdesin

tolga: çocuk yanlış bir şey yaptım diye geziyor ortalıkta

tolga: her zamanki gibi alkole vurdu kendini

tolga: en kısa sürede gelmezsen komaya falan girecek sik kafa

Tolga'nın mesajlarını okurken gerginlikten görüldüde bırakmıştım. O ise aktif olduğumu görünce aramaya başlamıştı, derin bir nefes alıp telefonu açtım.

"Kızım sen ne aptalsın? Bana geliyorsun çabuk." diyerek suratıma kapattığında başka çarem olmadığını kabullenip hazırlanmaya başladım.

Utku'yu öpmüştüm ve bu kötü hissettirmemişti ama içimde bir şeylerin yanlış olduğuna dair bir his vardı.

Utku'ya beslediğim duygulardan şüphe duymuyordum.

Ama Utku'ya uyum sağlayamazdım. Sürekli bir olayı vardı ve hayatımı onu düşünerek harcayamazdım.

O öpücük ise benim tüm bu negatif düşüncelerime ilaç gibi gelmişti.

Sadece kendimi bir ilişkiye hazır hissetmiyordum.

Tolga'nın kapısını çaldığımda kapıyı açan Utku olmuştu.

Ama sen bana öyle bakarsan kendimi tutamam ki.

"Hoş geldin, ben de çıkıyordum şimdi."

Cevap vermemi beklemeden ilerlerken konuşmaya başladım.

"Gitmesen olmaz mı?"

Bana döndü ve tatlı bir şekilde gülümsedi.

"Olur."

Kolunu omzuma attı ve Tolga'nın yanına geçtik.

"Sanırım benim araya girmeme gerek kalmamış?"

Gülüştük.

O ise dudağımın kenarını öpüp Tolga'ya gereken cevabı vermişti.

"Alin, alt mahalledeki torbacıyı sen mi bıçakladın, öyle diyorlar?"

Müco sorar gözlerle bana baktığında gözlerimi kaçırdım.

"Aslanın eşi de aslandır."

---

iliskiye hazir utkuya hazir degil bence

outro, uziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin