¹

86 6 51
                                    

(Ruby)

Five portalı açarken çimen tepeden konvoyu izliyordum. Yan tarafımda radyo açıktı. Tahminlerime göre yaklaşık 3-4 dakika sonra başkan ölecekti.

"Ruby."

Arkamı döndüm. Portal hazır gibi görünüyordu. Bir nefes verip Five'ın yanına gittim. Denklemleri bulmak için Vanya'nın yazdığı kitabı karıştırıyordu.

"Sence yaptığımız mantıklı mı?"

Kitaptan kafasını kaldırıp bana baktı.

"Üç yıldır bu an için çabalamadık mı? Tabii ki mantıklı. Bana güven."

Histerik bir şekilde güldüm.

"En son bana güven dediğinde ikimizi kıyamete ışınlamıştın."

"Bu seferki farklı! Denklemlerime güveniyorum."

"Ben pek güvenmiyorum. Bence tekrar bakmakta fayda var Five."

Kitabı kapattı ve elini bana uzattı.

"Buraya gelmeden çokça kontrol ettik zaten. Artık hazırız."

Konvoy köşeyi dönmek üzereydi. İç çekip elini tuttum. Portala girecekken portaldan bir yangın tüpü fırladı.

Portala baktım. 5 kişi gözüküyordu. İkimiz de portala girdiğimiz zaman bir gariplik sezdim. Kendi tarafımda farklı bir yer gördüm.

"Five!"

Çok geçti. Vortex'e girmiştik. Elini daha da sıkı tutmaya çalışırken birden Five'ı elimden kaçırdım.
___________________

Yere düştüm. Kalkıp üstümü silkeledim. Yanımda Five'ı aradım. Yoktu. Ayrıca burası bahçemiz değildi. Üstüme baktım. Eteğimin bana tam olması gerekirken bana büyük geliyordu. Ellerime baktım. Küçüklerdi.

"Kahretsin!"

Ayağımı hışımla yere vurdum. Akşamdı. Dar bir sokaktaydım. Yanlış yere ışınlanmamı hâlâ anlamamıştım. Çok düşük ihtimal ile olan bir şeydi. Umarım yanlış bir zaman dilimine ışınlanmamışımdır.

Dar sokaktan çıkıp etrafa goz gezdirdim. Yolda kimsecikler yoktu. Kaldırımlarda yürümeye başladım. Sadece ay ışığı ve sokak lambalarının ışığı vardı. Evlerin ve dükkanların hiç birinin ışığı yanmıyordu.

Bir dergicinin önünde durdum. Gazetelerin durduğu standın içinden bir gazete aldım ve tarihe baktım.

24 Mart, 2019

"Tanrıya şükürler olsun."

Sesli bir nefes verdim. Olmam gereken tarihteydim. Peki olmam gereken yerde miydim? Aklımda çok fazla soru vardı.

Gazeteyi aldığım yere koydum. Yürümeye başladım. Arkamda bir arabanın farlarını görmem ile birlikte yumruğumu öne uzatıp baş parmağımı kaldırdım. Araba yanımda durup ön pencereyi açtı.

"Kayıp mı oldun tatlım?"

Sürücü koltuğunda oturan orta yaşlı kadına bakıp gülümsedim.

"Size birkaç soru sorabilir miyim acaba?"

"Tabii."

Pencereye ellerimi koydum ve başımı eğdim.

"Nerede olduğumu ve saatin kaç olduğunu öğrenmek istiyorum."

Dark Paradise | Five HargreevesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin