32 2 17
                                    

(Five)

Ellerimi ceplerime sokup karşısına geçtim. Şapkasındaki tülü arkaya attı ve gözlüğünü çıkarttı.

"Merhaba, Five."

Sessiz kaldım.

"İyi görünüyorsun, durumu düşürsek yani."

"Seni yeniden görmek güzel."

"Sanki daha dün tanışmışız gibi. Tabii o zaman biraz daha büyüktün. Tebrikler, yaşını geriletmişsin. Çok akıllıca, hedef şaşırttı."

"Keşke kendime mal edebilsem. Zaman genişlemesi iz düşümünü yanlış hesaplamışım ve... görüyorsun işte."

"Çabaların boşuna, farkındasındır. Asıl istediğin şeyi söylesene."

"Buna bir son vermeni istiyorum.'

Ellerimi arkamda birleştirdim.

"İstediğin şeyin benim için bile neredeyse imkansız olduğunu biliyorsun. Bir şeyin olacağı varsa olur. Bizim varoluş sebebimiz bu."

Belimden silahı çıkartıp ona doğrulttum.

"Öyle mi? Sebep olarak hayatta kalmaya ne dersin?"

"Yerime başkası gelir. Ben... kuruluşta önemsiz biriyim."

Üstüme yürümeye başladı.

"Hani şu... kıyameti durdurmak için aileni bir araya getirme hayaliniz var ya. Sadece hayalden ibaret. Ama şu var ki, girişkenliğinden, azminden hepimiz etkilendik. Gerçekten muhteşem. Bu yüzfen sana Komisyon'da yeni bir pozisyon teklif ediyoruz..."

Tek kaşımı kaldırıp cümlesini bitirmesini bekledim.

"Yönetimde."

Nefes verip güldüm.

"Pardon, bu ne şimdi."

"Yine bize çalış. Ait olduğun yer orası, biliyorsun."

"Geçen sefer pek iyi sonuçlanmadı."

"Ama artık düzeltme bölümünde olmayacaksın. Ana merkezden bahsediyorum. Sağlık sigortan ve emekli maaşın en iyisinden olacak ve artık sürekli yolculuk yapmayacaksın."

Silahı tutuşumu gevşettim. Komisyona girersem kıyamet ile ilgili ipucu bulabilirdim.

"Sen seçkin bir profesyonelsin. Okul sortu içinde. Bu işlemi tersine çevirecek teknolojimiz var. Yani, mutlu değilsindir..."

Silahı tutan elimi aşağı indirdi.

"...bu hâlde."

"Mutluluk aramıyorum."

Elinin tersi ile sol yanağımı okşadı.

"Hepimiz mutluluk arıyoruz. Bunu yapabiliriz. Seni yeniden... sen yapabiliriz."

Düşündüm. Mantıklı geliyordu.

"Ya ailem?"

"Ne olmuş onlara?"

"Kurtulmalarını istiyorum."

Önce Luther'a sonra dondurma kamyonuna baktı.

"Hepsinin mi?"

"Hepsinin."

İç çekti.

"Ruby kendini kurtardı zaten. Diğerleri için de elimden geleni yaparım."

Gözlüklerini takarken söylendi.

Söylediği şeyleri sindirmek için biraz durdum. Kulaklarım beni yanıltmıyordur umarım.

Dark Paradise | Five HargreevesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin