²

44 4 24
                                    

(Ruby)

Sokakta bas bas bağıran araba kornaları uyanmama neden oldu. Gözlerimi ovuşturup birkaç saniye nerede olduğumu sorguladım. Dün olanları hatırlayınca içimi çektim.

Dikkatlice ayağa kalktım ve düşmek üzere olan eteğimi tutup belime çektim. Üstümü silkeledim ve ara sokaktan dışarı çıktım.

Karnım acıkmıştı. Açlıktan ağrıyan karnımı umursamadan yolda yürümeye başladım. Belki reklam için beleşe yemek satan birine denk gelirdim. Ayrıca kendimi şarj etmem de gerekiyordu. Bu zamana gelmeden önce bütün gücümü harcamıştım.

Sokak lambasının bulunduğu bir ara sokağa girdim. Sokak lambasının arkasını çıkarttım ve elektrik kablosunu söktüm. Kolumu kesmek için yere baktım. Yerde duran alkol şişesini elime aldım ve duvara vurarak kırdım. Bir parça cam alıp tam damarımın olduğu yerden kolumu kestim.

Cam parçasını yere attım ve elektrik kablosunu koluma soktum. Biraz canım yanıyordu ama alışıktım. Elektriğin damarlarıma dolduğunu görmek için koluma baktım. Ara sokak karanlık olduğu için parlayan damarlarımı görebiliyordum.

Damarlarım parlamayı bıraktığında elektrik akımının bittiğini anladım. Tam olarak şarj olmamıştım ama kendimi savunmak için yeterli olabilirdi. Çıkarttığım parçaları yerine taktıktan sonra kesik koluma baktım. Parmağımdan elektrik çıkartarak hızlı bir şekilde yarayı diktim. Bu sarjdan daha çok acıtıyordu ama en azından yaramı kapatıyordu. Ara sokaktan çıktım.

Yolda ellerime bakıp yürürken yanımdan geçen biri bana omuz attı. Arkamı dönünce bir grup erkeğin bana bakıp güldüğünü gördüm.

"Hey! Hoş değildi!"

Adam ağzını açmış konuşacakken birden donuverdi. Adamın gözünün önünde elimi salladım

"Merhaba?"

Sadece adam değil etraftaki her şey donmuştu. Yoldaki arabalar, uçan kuşlar, insanlar. Her şey. Ben neler olduğunu anlamaya çalışırken arkamda duyduğum ses ile yüzüm buruştu.

"Seni tekrardan görmek ne kadar da güzel Ruby."

Kendimi zorlayıp güldüm ve arkamı döndüm. Ağzındaki sigarayı yakarak gözlüklerini çıkarttı ve sigarasını içine çekerek bana gülümsedi.

"Senin için aynısını söylemek pek mümkün değil Handler."

Ağzındaki dumanı üflerken güldü.

"Aww, kırıldım ama şimdi."

Yüzümdeki gülümseme silindi.

"Ne istiyorsun?"

"Sana iş teklif etmeye geldim."

Burnumdan nefes vererek güldüm.

"Yaklaşık birkaç gün önce anlaşmamı bozdum."

Sigarasını tekrardan içine çekti ve üflerken konuştu.

"Durumun değerlendirilirse pek fazla şansın yok gibi duruyor."

Tek kaşım havaya kalktı. Sorgularcasına Handler'a baktım.

"Anlamadım?"

Handler bana doğru birkaç adım attı.

"Gel, tekrardan bizimle çalış, ait olduğun yer orası."

"Anlamadın sanırım. Anlaşmamı kendim bozdum dedim. Beni bu kadar çabuk mu özledimiz?"

"Yokluğunuz Komisyon'da fark ediliyor."

Biraz durdum.

"Sokakta beş parasız yaşamaktan iyidir değil mi? Karnın aç, kıyafetlerin büyük."

Dark Paradise | Five HargreevesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin