Babanın ve annenin tek gecelik birlikteliği sonucu annen sana hamile kaldı.
Baban bir çocuk istemiyordu. Annen 1 ay sonra hamile olduğunu öğrenince babana söylediğinde baban seni aldırmasını istedi. Ama annen bunun masum bir çocuğu öldürmek olduğunu ve aldırmayacağını söyledi. Baban ise annenin bunu parası için yaptığını düşünüyordu. Sonuçta baban Tony Stark'tı. Ama annende Rose Linden'dı yani en büyük silah şirketlerinden birine sahipti. Annen bir süre sonra babanın ısrarlarına dayanamayarak seni aldıracağını söyledi. Ama baban annenin yalan söyleme ihtimaline karşın takipte kalacaktı. Ve bir süre sonra baban annenin seni aldırmadığını anladığında annenin yaşadığı eve geldi. Ona bir kez daha seni istemediğini söyledi. Ama annen kararlıydı. Ona bunun canice olduğunu böyle bir şeyi yapmayacağını söyledi. Babanda daha fazla bu konu hakkında düşünmek istemediği için bunu daha sonra düşünmeye karar verip gitti. Annende kendi kendine şu soruyu sordu: Ben bu çocuğu neden istiyorum? İlk olarak onu aldırmak fazlasıyla canice olur diye düşündü. Gerçi kendisinin silah şirketi vardı ama aynı şey olmadığını düşünüyordu. İkinci olarak annelik duygusu her yerini kaplamıştı. Annen zaten bunlar olmadan öncede bir çocuk istiyordu. Sadece doğru adamı bulamamıştı. Şimdi de pek bulmuş sayılmazdı aslında ama ne yapabilirdi ki?
Yaklaşık 8 ay sonra...
Annen doğum yaptı. Hemşireler seni ona verdiğinde o kadar sevinmişti ki. Artık ela gözlü sarı saçlı bir kızı vardı. Adını Angelina koydu. Angelina Linden Stark... Aslında annen iki soyadını da kullanmanı isterdi ama sonradan babanın bu konu hakkında sorun çıkarmasını istemediği için seni kimliğine Angelina Linden olarak yazdırdı.
15 yıl sonra...
Sabah erkenden kalktın ve banyoya girdin. Banyoda rutin işlerini hallettikten sonra aşağıya indin. 2 katlı şirin bir evde annenle birlikte yaşıyordun. O gün sebebini bilmediğin bir huzursuzluk vardı içinde. Mutfaktan krep kokuları geliyordu. Mutfağa annenin yanına gittin. "Günaydın anne" dedin "Günaydın kızım" dedi Annen seni çok severdi bunu biliyordun. Ama babanın kim olduğunu ve neden sizinle beraber yaşamadığını bilmiyordun. Annene bunu sormuştun ama annen bunu daha sonra sana anlatacağını daha hazır olmadığını söylemişti. Sende üstelememiştin. Kahvaltınızı yaparken annen sana bugün AVM'ye gideceğini, seninde gitmek isteyip istemediğini sordu. Sende biraz gezmenin iyi olacağını düşünüp kabul ettin. Kahvaltınız bittikten sonra annenin bişey söylemek istediğini ama söyleyemediğini fark ettin ve ne olduğunu sordun. Annen daha sonra anlatacağını söyledi. Sende peki diyip hazırlanmaya odana çıktın. Dolabından birkaç parça kıyafet seçip çantanı da alıp aşağıya indin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kombinimiz bu ama isterseniz siz daha farklı hayal edebilirsiniz. Annen de hazırlanmış seni bekliyordu. Beraber çıktınız. Birkaç saat sonra Annende sende hem yorulmuş hem de acıkmıştınız bu yüzden bir yere oturup içecek almaya karar verdiniz. Oturdunuz ve annen sana içecekleriniz gelene kadar birşey söylemek istediğini söyledi. Sen de dikkatlice ona baktın. Artık 15 yaşına girdiğini ve artık babanın kim olduğunu söyleyeceğini söylüyordu. Veee sürpriiz baban Tony Stark'tı. Ama annenin anlattığına göre baban seni istememişti. Ona kırgınlığın vardı ama hafifti zaten onu televizyon dışında hiçbir yerde görmemiştin nasıl tanımadığın birine kırgın olabilirdin ki? Yinede biraz öfkeliydin tabii. Ama babanın sana zaten babalık yapabileceğini sanmıyordun belki de bu benim için daha iyi olmuştur diyip bunu düşünmemeye çalıştın.
Akşam
Annene AVM'den çıkarken bir telefon geldi. Sana acilen gitmesi gerektiğini, senin eve tek başına gidip gidemeyeceğini sordu. Sende eviniz AVM'ye yakın olduğu için gidebileceğini düşünerek kabul ettin. Annen gittikten sonra kulağına kulaklığını takıp yürümeye başladın.Aynı zamanda da babanın Tony Stark olması hakkında düşünüyordun. Evinin yakınlarına geldiğinde biri seni bir ara sokağa doğru çekti. Tam çığlık atacakken ağzını biri kapattı. Karnına dirseğini geçirmeye bacağına tekme atmaya çalışıyordun ama nafileydi. Son hatırladığın kafandaki acıydı.
Bu yazdığım ilk hikaye. O yüzden yazım yanlışı ve benzeri hatalarım olabilir bu konuda okuyan ya da okuyacak herkesten özür dilerim. Ama bunları bana satır arası yorumlarda ya da direkt olarak yorumlara hangi kısımda hata yaptığımı yazarsanız düzeltebilirim. Vote, yorum ve benzeri için bir sınır koymayı düşünmüyorum ama en azından bir kaç kişi okumaya başladıktan sonra atabildiğim en kısa sürede yeni bölüm atarım. Bu arada bu hikayeyi ilk taslaklarda tutmayı düşünüyordum eğlencesine yazacaktım ilerleyen zamanlarda belki yayınlarım diye ama KookiesDreamer 'a bunu söylediğimde bence atabilirsin güzel olmuş dedi ve bana cesaret verdi açıkçası ve bu hikayeyi yazmayı ilk düşündüğümde kafamda bir şablon vardı ama yinede bana yardım etti yazmamda bu yüzden bu hikayeyi ona ithaf etmek istiyorum. Ben biraz fazla yazdım sanki ama bu ilk bölüm olduğu için böyle oldu diğerlerinde daha kısa yazarım yazar notunu. Bu arada önerilere açığım gidişatı bozmadığı sürece kullanabilirim bu önerileride.
