medya: kerem
taslakta bolum kalmadi hajsnajqneks. ama merak etmeyin yazcam !!!
bu arada talyanin model karakteri biraz kisa. ama kitapta uzun arkadaşlar, uzun hayal edin. ipekle arasinda 8 cm falan var.
iyi okumalar, optummm 🥺 (cok yorum yapin lutfen)
------
İpek kapıyı açarak içeri geçmem için eliyle gösterdi. Kendisi de geçtikten sonra kapıyı kapadı. Hemen girişte bulunan dolaptan terlik alıp bana uzatırken ben de ayakkabımı çıkarıyordum. Elindeki terlikleri alarak giydim. O da aynı işlemi yaptıktan sonra koridor boyunca ilerlemeye başladı. Peşi sıra onu takip ediyordum.
"Ailen yok mu evde?" diye sordum etrafı incelerken.
"İkisi de işte şu an. Gelmelerine daha birkaç saat var."
Rahat bir nefes aldım. Ailesi evde olsa aşırı gerilirdim muhtemelen. Şimdi de yeterince gergin sayılırdım zaten.
Koridor bizi salona çıkartmıştı, büyük bir salondu. Etrafta krem, gri ve siyah tonları hakimdi. Benim tarzıma uyuyor denebilirdi.
"Sen beni burda oturup beklesen olur mu? Hemen üstümü değiştirip geleceğim."
"Sıkıntı yok, beklerim ben." dedim gülümseyerek.
Krem rengi koltuklardan birine oturduğumda o da merdivenlere yönelmişti. Odasının üst katta olduğunu da böylece öğrenmiş olmuştum.
Bu iki gündür 3 yılda olamadığımız kadar yakınlaşmış ve sohbet kurmuştuk. Evine davet etmesi bile şaka gibi geliyordu şu an. Arkadaş grubu bu durumu öğrenirse hiç iyi karşılamayacakları bir gerçekti. Özellikle Ahmet tüm dramaqueenliğini sergilerdi. Ama İpek'in elbette beni kahve içmeye davet ettiğini söyleyeceğini düşünmüyordum. Ben de söylemeyeceğime göre haberleri olmayacaktı.
Etrafta çerçeveler asılıydı. Ama fotoğrafları incelerken yakalanma klişesini yaşamak istemediğim için olduğum yerde oturmaya devam ediyordum. Bir süre sonra merdivenlerden gelen adım sesleriyle o yöne döndüm. İpek üniformalarını çıkarmış üstüne lacivert, üzerinde ayıcık bulunan bir tişört giymişti. Altına giydiği şort ise pürüzsüz bacaklarını bana manzara yapacak cinstendi. Dışarının aksine evin içi sıcacıktı ve ona göre giyinmişti. Gözlerimi vücudundan çekmeye çalışarak yüzüne sabitledim.
"Çok bekletmedim umarım."
Bu klasik ev hâli bile eşsiz görüntüdeydi ve bunu görmek için sonsuza kadar bile bekleyebilirdim.
"Hayır, bekletmedin."
Merdivenden inmeyi bitirerek yanıma adımladı ve önümde dikildi. Bakışlarım bacakları ve gözleri arasında mekik dokumaya başlamıştı. Bu durumun farkında mıydı hiç bilmiyordum.
"Sen burda mı beklemek istersin? Yoksa mutfağa gelip kahve yapmamı izlemek mi istersin?" diye sordu gülümseyerek. Gülümsemesi bana neden cilveli gelmişti şu an?
Kaşlarım yukarı doğru havalanırken çarpık bir şekilde gülümsedim. Sorunun cevabı oldukça basitti.
"İkinci seçeneği tercih ederim sanırım."
İşaret parmağını ileri uzatarak öne arkaya oynattı ve "Beni takip et o zaman." dedi. Yerimden kalkarak yine peşinden ilerlemeye başladım.
"Kahveni nasıl içersin bu arada?"
"Filtre kahve içiyorum genelde."
Ona bakmadan bile yüzünün buruştuğundan emindim.
"Hiç sevmem ama sanırım senin için yapabilirim."