selam canim okurlarim 🫶🏻🫶🏻 sabirla beklediginiz icin cok tsk ederim 🫶🏻 umarim bol bol yorum yapan okurlari kaybetmemisimdir. bu bolume cokca yorum gelirse diğer bolumu yarin yazmaya calisicam, bu aralar bolum yazasim geliyo. neyse iyi okumalar 🫶🏻🫶🏻
-----
Orta taraftaki koltuklarda yerimizi almıştık İpek'le. Büyük kova mısır ve bir kola bir de mangolu ice tea almıştık. İpek'in çok sevdiğini bildiğim için ekşi jelibonlardan da almıştım ama şu anlık onun bundan haberi yoktu. Filme gelmeden önce de beraber yemek yemiştik. İkimizin de tercihi pizzadan yana olmuştu.
Öykü'nün seçtiği film animasyondu. İkimiz animasyon izlemeye bayılırdık. Bu animasyonu da izlemeyi çok istiyorduk. Elemental Doğanın Güçleri filminden bilet almıştı. Beraber izleme planımız vardı ama o benim için İpek'le ayarlamıştı bu planı. Ona ayriyetten bir teşekkür borcum vardı. Hatta bu filmden iki bilet alacaktım sonraki güne. Onun da izlemesini istiyordum çünkü.
"Animasyon seviyorsun değil mi?" diye sordum kısık sesle İpek'e.
Kafasını salladı.
"Bayılırım. Bu filmi de merak ediyordum zaten."
Mutlulukla gülümsedim. Film boyunca sıkılmasını istemezdim. Birkaç mısır alıp ağzıma atarken koltukta geriye yaslandım. Reklamlar oynatılmaya başlamıştı. Birazdan da film başlardı.
"Sonunda başlıyor." dedi neşeyle İpek. Heyecanına gülümsedim. Dikkatle ekrana bakıyordu, ben de ona. Cidden Öykü'yle kendime bilet almam gerekliydi. Sanırım ben film oynatıldığı süre boyunca İpek ve tatlı tepkilerini izleyecektim.
Şu an ona sarılmak istemek çok uçuk bir hayaldi. Ama aşırı derecede kolumu omzuna dolayasım geliyordu. Kafamı iki yana sallayıp bu hayalin aklımdan gitmesini sağladım ve kolamdan birkaç yudum aldım. Filme asla odaklanamıyordum. Kendimi bu kadar kaptırıyor olmak kendime sinirlenmeme sebep oluyordu. Üzüleceğimi bile bile ona çekilmekten kendimi alıkoyamıyordum.
Birden kulağımda hissettiğim nefesle irkildim. Bu ani yakınlaşması beklenmedik olduğu için titrememe sebep olmuştu.
"Sen neden mısır yemiyorsun? Kocaman kova aldın bir de." dedi tripli konuşarak.
Kasada ufak bir tartışma yaşamıştık. O küçük boyun ikimize de yeteceğini söylemişti, ben de ısrarla büyük kova almak istemiştim. Biraz açgözlüydüm sanırım, çünkü şu an canım hiç mısır çekmiyordu.
"Özür dilerim, kasadayken canım çok çekmişti ama şimdi hiç istemiyor." dedim kısık bir sesle.
Kaşlarını çatarak eline birkaç mısır aldı, ağzıma doğru uzattığında gözlerimi kırpıştırarak ona baktım. Gözlerini benden ayırmıyor ve yememi bekliyordu. Yüzümde oluşan istemsiz sırıtışla beraber uzattığı bileğini tuttum. Elindeki mısırları dudaklarımın arasına alıp içeri gönderdim. Zafer kazanmış edasıyla gülümsedi. Gözlerini gözlerimden çekerek tekrardan filme döndü. İç çekerek ben de önüme döndüm. Böyle davranmaya devam ederse hâlim hiç iyi değildi.
Film arasına kadar İpek hem filmi izlemiş hem de ağzıma mısır tıkıştırıp durmuştu. Hâlimden memnun olduğum için hiç kendim alma zahmetine girmiyordum. Aldığımda ise ben de İpek'in ağzına uzatıyordum. Bir nevi mısırı sürekli birbirimize yedirmiştik.
Kolamdan büyük bir yudum aldığımda salondaki ışıklar yandı. Araya girmiştik. Cebimdeki sigarayı kontrol ederek İpek'e döndüm.
"Yavrum ben sigara içmeye çıkacağım balkona."