"Ona güvenme, göründüğü gibi değil."

36 2 1
                                    

Merhabaa. Şu sıralar aşırı yazma isteği duyuyorum. Neyse iyi okumalar :€ (Medyada Göktuğ var.)

Uyandığımda saat 12'ydi.
Allah kahretsin, 1 saat sonra hayatımın gününü yaşamaya başlayacağım ve bu güne hazırlanmak için sadece 1 saat'im mi var ? Wtf!?!?

Tabiki de bir Miray Yıldırım atlayışıyla yataktan zıpladım ve ilk işim belimin üzerine düşmek oldu.

Hah bi de sakatlan tam olsun Miray
Mal olduğumu biliyorum içses, bu kadar yüzüme vurma -.-

Daha sonra banyoya gittim, hazırlandım tabi bunları yaparken belimin ağrısından ölüyordum.
Herşeyim hazır olduğunda aşağıya indim ve Kaan'ı beni bankta oturarak beklediğini gördüm.

Allam çok tatlı yeağ

"Günaydın." Deyip gülümsedi. Tam olarak gülmemiş, hafif sırıtmıştı.

"Günaydın" deyip onun yüz ifadesini taklit ettim. Umarım maymuna benzememişimdir.

"Hazırsan gidelim."

"Hazırım." Dediğimde yürümeye başlamıştık. Evinin önündeki arabaya bindik. Arabaya bindiğimizde sordum;

"Sen kaç yaşındasın ki araba kullanabiliyorsun?"

"17."

"Ama ehliyetini almana daha bir yıl var.

"Dışarıdan bakınca umrumdaymış gibi gözüküyor mu?"

"Hayır."
Böyle şeyleri kafaya takan bir insan olmadığım için akışına bıraktım. Ama ceza yersek kötü olurdu.
Yanlız, arabayı müthiş kullanıyordu. 18'lik hız manyağı gibi değilde, daha mütevazi bir şekilde her kurala uyarak, olgun bir şekilde kullanıyordu.

"Bana daha ne kadar öyle bakacaksın?" Deyip güldü. Hatta kahkaha attı.

Töbe Allam çk töbe.

O bunu dedikten sonra çocuğa cidden öküz gibi baktığımı farkettim.

"Afedersin." deyip önüme döndüm.

"Önemli değil. Bu arada sen kaç yaşındasın?"

"16. Bir ay sonra 17'me gireceğim."

"Vaay demek bir ay kalmış. Doğum günü kutlamayı sever misin peki?"

"Hayır, pek değil. Benim doğum günümün kimsenin umrunda olmadığını düşünüyorum."

"Belki benim umrumdadır?."

Mide bulantısı. Kalp çarpıntısı. En hızlısından hemde. Karındaki kelebekler. Donup kalma.

Miray iyi misin yavrum.
Çalışıyorum içses.

Araba durduğunda geldiğimiz yere baktım. Burası küçük, çiçeklerle süslü bir kafe'ydi.
İçeri girip üst kata çıktığımızda; 4-5 kişiden oluşmuş, kızlı erkekli küçük bir grup gördüm. Ve Kaan'la birlikte oraya yürüdük. Bir sandalye çekip aralarına oturduğumuzda bütün gözlerin bana dönük olduğunu gördüm. Tabiki Kaan durumu farketmiş, hemen açıklama yapmıştı.

"Bu Miray. Bizim siteye yeni taşındı."
Herkes bir anda, "merhaba Miray" demeye başladı. Sonra arkalarda oturmuş bir taş, meteor,gezegen,uzay,evren artık ne deniyorsa elini uzatıp,

"Ben de Göktüğ. Tanıştığımıza sevindim." diyerek elimi sıktı.

Valla buradaki her çucuk taşsa, bilemiyom nolacak #.#
Bari burada sus içses.

"Bende" diyerek karşılık verdim. Bu sırada Kaan'ın bir bana bir Göktüğ'ya hayvan gibi baktığını gördüm ama aldırmadım.

Aradan bir-iki saat geçtikten sonra ortama iyice alışmış, muhabbetin içine girmiştim. Herkesin adını ezberlemiştim.

Hafif şişman Zeynep,
İnce Sarı saçlı İzgi,
Kısa boylu Merve,
Taş kaya meteor Göktuğ,
Ve aşırı güzel tarzı olan Ali.

Hepsiyle iyi anlaşmıştım ama favorim Ali'ydi. Çünkü birsürü ortak yönümüz vardı, sanırım iyi bir arkadaştı.
Aradan yarım saat geçtikten sonra kalktık ve herkes arabalarına bindi. Herkes dediğim, tüm erkekler kızları evine bıraktı. Kaan'ın yanında yürürken Göktüğ yanıma geldi ve;

"İstersen seni evine bırakabilirim?" diye sordu.

"Gerek yok Göktüğ, Miray benimle." dedi Kaan sinirli bir şekilde.
Sakince;

"Teşekkürler." Dedim. Birşey demeden arabasına bindi ve gitti.
Yol çok sessiz geçiyordu.

"Göktüğ ile iyi anlaştınız sanırım." dedi Kaan yolun ortasıda sinirli bir şekilde.

"Evet, iyi biri."

"İyi mi? Hahaha."

"Neden gülüyorsun?"

"Hiç. Boşver."
Daha fazla üstelemedim ve yola daldım. Geldiğimizde arabadan indim ve teşekkür ettim. Tam evin kapısını açarken seslendi;

"Ona güvenme, göründüğü gibi değil."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 11, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hayat çok saçma!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin