Black •8•

1K 151 183
                                    

Oy ve yorum🏐
•••

"Aklımı sikeyim gerçekten."

Minho üstündeki formayı düzeltip aynadan kendine baktı. Şu an giyinme odasında yeni formasını deniyordu. Dün gaza gelip özürünü dilemişti ancak farkında olmadığı şey zamanlamaydı. Şehirler arası ilk  turnuvanın öncesi resmen en olmadık şeyi yapmış hem kendinin hem de Jeongin'inin kafasını karıştırmıştı. Yutkundu. Kendine gelmesi gerekiyordu. Bu maç başlangıçtı ve ilerleyen sekiz saat boyunca da neredeyse hep sahada kalacaktı. Formdan düşmesi herşeyin bitmesiyle eş değer olur ve bu iyi bir son olmazdı.

"Kafaya takma. Nefesini kontrol et. O takım kaptanı ve acesi olarak sahada rolünü oynayacak sende pasörlüğünle ona destek olacaksın. Takımın beyni sensin. Takımın beyni benim ve ben başarısız olmam." Ayağının ucundaki topu aldı ve çevirdi elinde. "Ben asla başarısız olmam."

"Evet olmazsın."

Gözlerini ilk önce toptan çekip aynaya baktı sarışın çocuk. Arkasındaki Jeongin'i böylelikle görmüş ve tamamen dönerek çekik gözlerle buluşturmuştu kendini. Yutkunmamak için dişlerini sıktı. Geçen ona bol gelen forma şu an tam üstüne uygundu. Kırmızı ve siyah. Oldukça saygın olan bu iki renk onda hem asil hemde tatlı durmuştu.

"Hyung. Dün mesajına cevap vermedim çünkü bugünün büyük gün olduğunu birilerinin aksine biliyordum." Yediği lafla burnundan nefes alıp gülümsedi Minho. Bir şey diyemezdi. Sonuna kadar haklıydı küçüğü. "Kafan daha çok dağılmasın diye bu cevabı maç sonrasına sakladım. Sen asla yenilmezsin. Bunu kabul ediyorum ve gocunmuyorum. Sadece... Bu sefer kibrine daha çok ihtiyacımız var."

Minho'nun elindeki topu almak istediğinde Minho topu tuttuğu elini tuttu ve iyice yaklaşıp başını eğdi çocuğa. Cüretkar bir tavır olsa da o Lee Minho'ydu. Ani şeylerin adamıydı. "Motivasyona ihtiyacım yok bebeğim. Sahaya çıkacak ve hepsini teker teker ezeceğim. En iyi destekçin olacak ve seni yere indirmeyeceğim bugün. Maç sonrası ise cevabını alıp güzel bir duşa gireceğim. Katılmak istersen beklerim. Sekizinci duşta olacağım."

Topu eline verip yanından geçtiğinde hareketleri baskındı. Kazanması gereken bir maç vardı ve Jeongin'in şimdi yanına gelmesi az da olsa kendisini affedebileceğini gösteriyordu. Bu ona yeterdi. Lee Minho affedilmek için en iyisini yapmaya işte bu maçla başlayacaktı.

.
.
.

Voleybolcular

Jisung:
Bunu demekten nefret ediyorum ama
Cidden
Bu sefer
Bu sefer hepsinden farklıydı

Hyunjin:
İlk defa tam potansiyelimde oynadım ve
Yani beni harekete geçiren bir güç vardı sanki

Chan:
O gücün kim olduğunu çok iyi biliyoruz

Changbin:
Lee Minho
Sen harbiden manyaksın

Seungmin:
Daha önce hiç bu kadar hırslı görmemiştim
Geçen senede bu turnuva vardı ama yani
Wow
Sahaya adım attığım anda alan küçüldü ve topla tek kaldım sanki

Changbin:
EVET ABİ
BÜTÜN TOPLARIN GELİŞ AÇISINI GÖRDÜM RESMEN

Hyunjin:
Bende smaç basarken açık noktaları hissettim sanki
oha
Sanırım kendime aşık oluyorum

Jisung:
Salak

Chan:
Bu arada ben sadece Minho'dan kaynaklı olduğunu düşünmüyorum
Jeongin üçlü bloktan topu attı
Ondan sonrasını hatırlamıyorum zaten
Adrenalinden mutluluktan adımı unutmuş haldeydim

Felix:
Uzun zaman sonra terden sırılsıklamım ve diyorum ki
Chan haklı
Maç boyu bende yapmak istiyorum diyerek oynadım
Aşırı havalıydı

Seungmin:
Üstünü değiştirmeyi unutma
Hasta oluyorsun sonra
Sizlerde öyle
Telefonu bırakın
Duşunuzu alın ve temiz kıyafetlerinizi giyinip saçınızı kurutun

Chan:
Evde alacağım duşumu

Changbin:
Ya çok uzun iş o ya
Gerek yok ben
Yazıyor...

Seungmin:
Dediklerimi yapana ikişer kiss

Felix çevrimdışı
Chan çevrimdışı
Changbin çevrimdışı

Hyunjin:
Tamam şey
Duşa girecektim ama şu an vazgeçtim

Jisung:
İlk defa sana katılıyorum

Hyunjin:
Eve birlikte yürüyelim mi
Konuşuruz

Jisung:
Olur
Ne konuşacağız bu arada
Yorgun olduğumdan kafam çalışmıyor

Hyunjin:
Beni öptüğünü felan

Jisung:
Tamam
Kafamın çalışmasına gerek yokmuş


Soğuk su giyinik bedeninden aşağı kayarken kollarını duvara yasladı çocuk. Chan'ın dominantlığına ve yeteneğine güvensede maçta kalmak için herşeyi yapmıştı. Bir süre sonra bedeni sadece refleks olarak çalışmaya başladığında herşey Minho için daha kolaydı ancak işte maç bittiğinde o adrenalin salınımı durmuş ve bedenini kasıp kavuran bir yorgunluk bahşetmişti ona.

Derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştı. Garip hissediyordu. Kazanmışlardı. Hemde ezici bir galibiyet ile sahadan ayrılmış Jeongin'in gözündeki parıltıları da görmüştü. Yine de neden... Neden ağlamak istiyordu? Ağrıdan mıydı? Anlayamıyordu.

"Hyung? Minho? Beni duyuyor musun?"

Omzuna dokunan eli hissetmesine rağmen bir şey demedi. Yüzünü bile dönmedi tilki çocuğa. Oysa cevap isteyen oydu. Yaptığı saçmalık olsa da devam etti ve buz gibi su da formasıyla ıslanmaya devam etti.

Ta ki arkasından ona sarılan kolları hissedene dek.

"Seni affetmiyorum. Şu anlık değil. Şu anlık değil ama yine de... Yine de teşekkür ederim. Bu maçta çok iyiydin. Biletimi ileriye çektim. İptal etmek için vaktim var." Soğuk suyun altında olduğundan bir yandan da o titriyordu. "Kendini affetirmek için yeterli olmalı."

Çocuk gülümsediğinde sarıldığı kişinin de gülümsediğini hissetmişti. Kendini geri çekti. Üşümüştü. Hala soğuk suya alışamamış bir sporcuydu o. Bir ses gelmeyince geri döndü ve kapının kulbunu kavradı. Tam açtığı sırada omzuna koyulan kafa onu durdurmuştu. Islak saçlarını çocuğun boynuna değdirirken konuştu Minho. "Teşekkür ederim. Şans verdiğin için."

"Şey... Bana her kötü şey dediğinde durgunlaşıp gözlerini kaçıran birinin kötülüğüne inanmak istemedim sadece."

"Ben-"

"OUYYYYYY MİNHO JEONGİN'İN IRZINA GEÇİYOR!"

•••
Pofuduk gecelerr

Redblack •Jeongho• ⚜️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin