Black •9•

1K 119 224
                                    

Oy ve yorum🏐
•••

"Ben hala... buraya geliş amacımızı anlamadım."

Seungmin üstündeki tülü düzeltti ve tekrar sarışın çocuğa baktı. Bu sırada minho giydiği takım elbise içinde rahat etmeye çalışıyordu. Daha önce hiç giymediğinden garipti hissiyatı. Hem kendisini havalı hissediyor hemde boynundaki papyonu çıkarmamak için kendini tutuyordu. Changbin ise... Sadece Seungmin'e bakmakla meşguldü.

"Kafanız bozuk değil miydi sizin?" Sarışın çocuk başını sallayarak saçlarını dağıttı. "Bende sizi düğüne getirdim. Ne güzel işte tanıdık olmadığı için istediğiniz gibi hareket edebilir ve rahatlayabilirsiniz."

Wangnan gülümsediğinde üçlü göz devirmek istese de kendilerini tutup gülümsedi. Çocuk sonuçta yardımcı olmaya çalışıyordu. Değerini bilip iyi davranmalıydılar. "Çok iyi düşünmüşsün ya. Bizde diyorduk böyle kulak kanatırcasına müzikli bağırmalı kimin ne olduğunu bilmediğimiz bir düğüne gidip eğlenelim. Çok sevindim. Teşekkürler wangnan'cım."

"Her zaman~ hadi hadi eğlenmenize bakın."

Gülüp kalabalığa karışında gülümsemeler söndü. Ciddi ciddi bu tantana da mı duracaklardı yani? Baş ağrısından başka bir şey değildi resmen.

"Elden bir şey gelmez sanırım. Changbin oynamayı biliyor musun?"

Aniden yanına, onun güzelliğine hipnoz olmuş gibi bakan çocuğa, döndüğünde karşılaştığı bakış Seungmin'in gözünü kıprıştırmasına neden oldu. Sanki... Sanki dünyadaki en güzel kişi oymuşcasına bakıyordu o koyu gözler. İkili yutkunup anlık girdikleri transtan çıktılar. Gözlerini birbirilerinden kaçırırken yüzlerine de renk gelmiş ortamda bir sıcaklaşmıştı sanki.

Minho arkasındaki bu garip sahneyi görünce yüzünü buruşturup ileriye doğru adımlamaya başları. Bu aşk dörtgeninde yer almaktansa onları boş bırakmak daha mantıklı gelmişti çocuğa. Bir noktada da haklıydı. Eski sevgili olarak iyi bit konumda değildi.

"Oy çocuğum sen çok yakışıklıymışsın. Kızıma alayım mı seni erkek seviyorsan oğlumda olur ay ayol cidden kaslı da maslı. Minnie'nin damadından yakışıklı da hem. Kız onun damadı çok ketumdu ya la."

Hayatında daha önce hiç görmediği teyzeler tarafından etrafı sarılmaya başlanan Minho hızlı hareketlerle ortamdan ayrılıp sağa doğru hareketlendi. Tam derin bir nefes alıp olayın komikliğine gülecekken bir anda bindallı takım elbisenin önünde bulmuştu kendisini. Bir dakika. Bindallı?

"Abi sen?"

"Kayınçonun düğününde kına yapalım masraftan kaçınalım dedik." Adam kollarını havaya kaldırıp bir anda oynamaya başlayınca geriledi sarışın çocuk. Arkasında oynayan başkaları da vardı gördüğü kadarıyla. Siktir çekti sessizce. Pistin tam ortasındaydı şu an!

"Hay şansıma edeyim. Bende şans olsa zaten ahahaha yakışmış üstünüze yeni moda mı bu?" Bir yandanda ellerini kaldırıp oyuna uyum sağlamaya çalışıyordu çocuk. Adam gururlu bakış atıp kıvırmaya başladığında ise Minho oynayışını bozmadan anında arkasını döndü. Hepsi deliydi. Burada ki herkescikler deliydi ancak en çokta onları buraya getiren Wangnan deliydi!

"Ah. Minho... Hyung?"

Eller havada, üstünde takım elbise, ayak bir adım ileri ve karşısında hiç beklemediği birini gören o malum şaşkınlık ifadesi. Jeongin'in karşısında işte böyle bir durumdaydı saçı sarıdan turuncuya kaçan çocuk. Öyle ki şoktan elleri havada hareket etmeden kalmıştı öylece.

"Je-Jeongin. Sen. Aha. Yoo. Fazla ses var beynim tutukluluk yapmış olmalı."

"Şey bende aynısını düşünüyorum." Ses çok fazla olduğundan biraz yaklaştı büyük olana. "Kız tarafı biziz. Siz hangi taraftansınız? Seni veya Sieyon teyzeyi hiç görmedim."

Minho sesini duysun diye dibine girmişti ama bilmiyordu çocuk. Bu kadar yakın olursa, bu kadar güzelken dudaklarını bir de hareket ettirirse Minho duymazdı onu. Kimseyi duymazdı. Sadece onu görür sadece yutkunmakla kalırdı hareketleri. Öyle ki Jeongin sorusunun karşılığını alamayınca görmüştü. Aynı Seungmin'in Changbin'e bakması gibiydi sahne. Birbirine kitlenmiş yoğun bakışlardan ibaretti.

"Şimdi romannnnnntik bir müzikle devam ediyoruz. Hanımlar beyler eller omuzlara ve bellere lütfen!"

Mikrofonla bağıran adamın dediğini yaptılar. Jeongin'in elleri Minho'nun omuzlarına, Minho'nun elleri ise Jeongin'in belinde yerini buldu. Birbirleriyle tek kelime etmeden bunu yapmaları planlı gibi dursa da değildi işte. İstemsiz bir hareketti onlarınki.

"Bu şarkı kalbimin tek sahibine..."

"Değişik bir... Şarkı seçimi." Dudaklarını yalayıp o yoğun bakışlardan gözlerini kaçırdı ki küçük olan. "Yine de güzelmiş."

"Hmm. Bence de öyleymiş."

Sesi o kadar yumuşaktı ki Minho'nun, Jeongin'in kaçan bakışları bile tekrar gözlerine baktı. "Yarın. Yarın yine maç var. Erken ayrılalım ki dinlenelim. İkimizde önemli oyunculardanız sonuçta."

"Hmhm. Bence de öyle."

Yine aynı tepkiydi. Boğazını temizledi çocuk. Bu şekilde dans etmeleri bir yana Minho'nun bu şekilde uysal olması garipti. Acaba ağrısı mı var diye düşündü. Ağrısı olduğu için durgunlaşmış olabilirdi sonuçta.

Evet evet. Kesinlikle o yüzdendir.

"Jeongin." Çekik gözler ismini duymasıyla büyük olana baktı. Bir gülümseme vardı Lee Minho'nun yüzünde ama anlamını çözememişti. İyice yaklaşıp kulağına nefesini verdiğinde ise nefesini tuttu istemsizce. Neden niye yani o neden böyle şeyler yapıyordu ki?!

"Ortalık karıştığında tek kelime etmedin. Yalanlamadın kimseyi. Seni sinsi tilki. Başıma iş açtın ve bundan mutlu oldun. Kendimi affettirmek istemem sana karşılık vermeyeceğim anlamına gelmiyor küçüğüm. Bil istedim ve hm. Çok güzel olmuşsun. Kırmızı yakışmış."

Voleybolcular

Jisung:
Bir şey diyeceğim
Niye ses seda yok

Hyunjin:
Seda kim Jisung
Hayır
Kabul etmiyorum
HETERO OLAMAZSIN
GAYSIN SEN KENDİNE GEL
BEN BUNUNLA YASAYAMAM
ESKİDEN EN AZINDAN GAYDİYORDUM ARTİK ODA DEĞİL
BEN GİDİYORUM

Jisung:
Bazen regl olduğunu düşünüyorum biliyor musun
Sonra ise aklıma her gün bunun olamayacağı geliyor
Biyolojiksel olarak mantıksız bir kere
İşte sonra ben
Sinirleniyorum
Çünkü hani bir sebebin yok
Sana sebep veresim geliyor Hyunjin
Böyle senin saçını başını yolup kafanı kafanı bir yerlere vurmak istiyorum

Hyunjin:
Ya
Beni sevdiğini kabul etsen herşey çok güzel olacak
Ne yapacağım illa dizilerdeki gibi ölümden mi döneyim beni sevdiğini fark etmen için

Jisung:
Hayatımın draması
Sayın Hwang Hyunjin
Bak
Sana açıklama yaptım ben zaten

Hyunjin:
Eskiden sana aşıktım senin çok sevgilin olunca vazgeçtim dedin
SEVGİLİM YOK HEPSİ OYUN SADECE SEN VARSIN AL GÜL 🌹

Jisung:
Sen
Sen adam olmazsın

Hyunjin:
İn aşağı
Adamın geldi

Jisung:
Ney

Hyunjin:
Evinin önündeyim Jisung
Uyku tutmadı
Gözlerim seni aradı gece gece
Birkaç saat önce görüştük ama olmadı
Bu kalp sensizliğe dayanamadı

Jisung:
Saat 19.43 mal
Neyin uyumasından bahsediyorsun
Romantik olacaksan mantıklı da ol
Neyse
İniyorum
Bak gerçekten gelmediysen ağzına SIÇARIM ha

Hyunjin:
Ben geldim de
Niye o kelime büyük ya
Üzüyon beni
Öpte iyleşim

Jisung:
İyileşme Hyunjin
İniyorum Hyunjin
Ömrümü yedin Hyunjin

Hyunjin:
Ulan platonik olan benim
Ben mi bir şey kaçırıyorum
Neyse
Şstt
Üstünde ne var
Direk inebilirsin öhöm

Jisung:
Tamam

Hyunjin:
Ney

•••

Redblack •Jeongho• ⚜️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin