Black •10•

893 139 180
                                    

Oy sayısı cidden çok azaldı. Lütfen unutmayıp o küçük yıldıza basalım🧡
•••

"Harbiden tüm gece böyle mi duracaksın?"

Minho aniden yanına döndüğünde banyodan çıktığı andan itibaren göz teması kuramadığı çocuğun gözünün içine bakmıştı. Planlı değildi. Öyle ki bütün suç kendisinde olmasına rağmen ataklar üstüne atak yapıp kendini sakince affettirmek yerine üstüne giden o, bir anda yutkunup bakışlarını başka yöne çevirmişti. Hay Allah duvarda ne güzeldi yahu öyle beyaz beyaz.

"Ben bir şey yapmıyorum. Gayette her zaman ki pozisyonum."

"Her tarafına yastık koyup bana dolaylı yoldan ana baba yolu açman mı her zamanki pozisyonun? İlginç zevklerin var Yang."

Bayan Yang'ın getirip yatağın yanındaki komidine bıraktığı meyve tabağına uzandı büyük olan. Yüzünde hala biraz sıcaklık vardı. Bu yüzden de laf çarpıp zaman kazanmaya çalışıyordu kendince.

"Seninle alakası yok. Herşeyi kendinle alakalı düşünmemelisin. Ayrıca hey. Kavuna acı çektiriyosun şu an."

Sondaki ani yükselişle güldü ve elindeki çatalı bıraktı Minho. Zavallı kavunların sonlarını bölmüş ve sadece tatlı kısımlarını yemişti. Ekmek konusundada böyleydi. Sadece orta kısmını yer herkesi deli ederek masadan kalkardı. "Güzelmiş tadı."

"Cidden... Annem hadi davet etti çünkü aradan çok zaman geçmişti. Peki ya sen? Resmen meraklı gibi kabul ettin teklifi. Beynin çalışıyor mu Lee Minho benim kim olduğumdan haberin var mı?"

"Yang Jeongin." Yatağın başlığına yaslanıp devam etti. "Ders notları ve voleybol kaptanlığı ile herkesin kıskandığı o kişi. Ha bir de benim bir zamanlar salaklık edip zorbaladığım çocuk. Bak Wattpad hikayeleri gerçekmiş insan cidden-"

Kafasına yediği yastık ile öne savruldu çocuk. Şaşkınlık içinde Jeongin'e baktığında onun sinirli ifadesini görmüştü. "Sen harbiden patavatsız herifin tekisin. Kendimi affettireceğim demenin üstünden bir gün geçmedi sanki kendimi affettirmesi gereken kişi benmişim gibi ne afra tavra bu. Kendine gel. Yarın maç var. Tek sayı kaybedersen senin yüzünden ağzına sıçar o değerli yüzünü top manyağı yaparım."

Sözleri yetmedi tekrar vurdu Minho'ya. Aslında durması gerekiyordu. Sonuçta konuşmanın başında ve sonunda vurmuş, iyice etkili kılmıştı konuşmayı ancak... Çocuk sevmişti bunu. Öldürmezdi canını çokta yakmazdı bu yüzden en iyi stres atma şekli olduğunu fark etti Jeongin. Vurdu. Ciddi anlamda hızını alamadı ve yatakta dizlerinin üstünde yükselerek vurmayan başladı. Minho ilk başta duracağını sansa da sonra durumun ciddiyetini kavrayıp kendini korumaya almıştı. Kafasına sarılan kaslı kollardan açık yakalayamayan Jeongin ise yastığı beli tamamen bükülmüş çocuğun üstüne koyarak üstüne zıplamıştı bu seferde. Madem gelmişti. O zaman sonuçlarına da katlanmalıydı.

"Senden var ya nefret ediyorum!" Bu sert ve yüksek çıkan sesi biri duysa karşısındaki kişiyi öldürüyor sanırdı ama tek yaptığı yastık üzerinden Minho'ya vurmaktı şu an. "Hiçbir şey dinlemeden herşeyi bok ettin egoist kibirli aptal herif!"

"Ama sende açıklamaya öyle çalış- siktir BU ACIDI YASTIKTA OLSA HİSSEDEBİLİYORUM"

"BANA NE?! Bütün kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir duruma sokup sonrada açıklamaya çalışmadın diyemezsin bana. Seni gebertirim."

Diğer yanındaki yastığı alıp bu seferde onla vurmaya başlayınca güldü Minho. Bir noktada bir şekilde bu durumdan memnundu. Sonuçta içindeki şeyler boşaltıyordu Jeongin. Bu da onun rahatlaması demek oluyordu. "Gülme aptal!"

Yastıkların hedefi olan çocuk son kez büyük bir kahkaha atıp Jeongin'in belini kavradı tek koluyla. Amacı onu yatağa düşürmek olsa da unuttuğu bir şey vardı ki Yang Jeongin takımın acesi boşuna olmamıştı. Belini kavrayan kolu boşa çıkardı çekik gözlü ve omuzlarından iterek Minho'yu az önce kendisinin yapmaya çalıştığı pozisyona soktu.

İkili ani hareketlerden nefes nefese kalmış birbirine bakıyorlardı şu an. Jeongin üste Minho ise alttaydı. Sırıttı büyük olan. "Bak. Bir de iftira diyorsun. Gözün var bende."

"Senin yüzünden şekilden şekile giriyoruz hep. Boş yapma."

Geriye çekilecekken duyduğu gıcık kahkaha ile durdu. Resmen altında kahkaha atıyor yüzüne bakarak sinir ediyordu Minho. Dişlerini sıktı çocuk. Bir yandan da bahane uydurup durumu kendi lehine çevirmeyi düşünüyordu. Tch cidden. Lee Minho onunla uğraşacağı zamanı dersleri için ayırsaydı çoktan en iyi üniversitelerin mektubunu almış olurdu.

"Ne olursa olsun ne dersem diyeyim kendine çekip okulda yayacaksın değil mi?"

"Tabi kii!"

Kahkahanın hemen bitik sorunun yanıtlanması bile 'gıcıklığına yapıyordum' cümlesini doğruluyordu. Kaşlarını çattı ve artık daha sakin bir şekilde onu izleyen bedene baktı. Büyük gözler, kalp şeklinde dudaklar ve o bilmiş ifade... Kafasında ne tür bir dedikodu çıkarsam diye düşündüğü belliydi.

Bilmediği şey ise Jeongin'in artık bundan sıkılmasıydı. İçi boş dedikodular canını sıkıyordu. Bundan ötürümüdür ki kararını verdi çocuk ve kendinden asla beklenilmeyeni yaptı.

Eğildi ve dudaklarını onunkilere bastırdı. O bilmiş ifade anında değişirken geri çekilmedi Jeongin ve devam etti öpmeye. Minho şaşkınlıkla karışık heyecanla ilk başta tepki veremesede en sonunda kendine geldi ve sağ eliyle ensesinden tutup iyice kendine çekti çocuğu. Bu dengesini kaybedip bedenlerini birleştirmesine neden olsa da ikisi de umursamadı. Aksine bunu sevdiler. Garip bir açlıkla uzun uzun öptüler birbirlerini. Bazen dilleriyle savaş açtılar bazense yıllardır sevgiliymişcesine tatlı tatlı öptüler birbirlerini. Jeongin nefesinin kesildiğini hissettiğinde kendini geri çekmişti ki sırtını yatakla temas eder halde buldu. Minho üstüne çıkmıştı bu sefer. Sarı saçları çocuğun vişne rengi saçlarına karışıyordu. Bir süre birbirlerini izledikten sonra öpücük aynı açlığı ile devam etmişti. Lee Minho ve Yang Jeongin dudakları kızarana kadar birbirlerini öpmüşlerdi.

Voleybolcular

Seungmin:
Sanki bir dedikoduyu kaçırıyorum
Kulağım çınlıyor reseptörlerim uyarı veriyor
Kim kimle şey ediyor lan

Chan:
Şey etmek?

Seungmin:
Adını tam koyamıyorum ama eminim
Shibisudan önce öğrenmem lazım bu dedikoduyu

Chan:
Sen ilk önce bir kendi duygularını mı öğrensen ya

Felix:
+1

Changbin:
+1

Seungmin:
A
Tünele girdim
Hay Allah
Mesajlar gelmiyor

Felix:
Yarın yarı final var
Gelmek zorundasın okula
Kaçmanın sonu çok yakın be güzelim

Changbin:
Tünelden çıkacaksın kısaca

Seungmin:
Çığlık

•••
Son dört bölüm...

Redblack •Jeongho• ⚜️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin