"FLASHBACK"O gün 6 arkadaş kafayı bulmuş bir şekilde barın en arka koltuğuna yerleşmişlerdi. Kahkahalar eşliğinde masanın üzerindeki cam şişeyi çeviriyorlardı.
Hande elindeki cam bardağın içindeki viskisinden bir yudum alarak sertçe boğazından akmasına izin vermişti. Hemen karşısında oturan çocuk, Hande'nin gözlerinin içine bakarak elini masanın üzerinde duran cam şişeye götürdü.
"Veeee bingooo" dedi yanındaki kafayı bulmuş arkadaşı kahkaha eşliğinde. Hande viskisinden bir yudum daha alarak gözlerini masadaki şişeye çevirdi. Şişe, karşısındaki çocuk ve Hande'yi hedef gösteriyordu.
Hande, dudağındaki hafif sırıtışıyla yavaşça arkasına yaslandı. Bir eliyle viski bardağını taşırken diğer elinin parmaklarını saçlarına dolayarak kıvırdı. Karşısındaki daha adını dahi bilmediği çocuk ilk kafasını yere eğerek gülümsemiş ardından direkt olarak Hande'nin gözlerinin içine bakarak sormuştu.
"Hiç aşık oldun mu?"
Hande gelen bu saçma soruyla koca bir kahkaha attı. Aşk sadece aptalların işiydi ona göre. Konuşmadan önce kıpkırmızı dudaklarını diliyle ıslattı. Masaya yaklaşarak çocuğa doğru yanaştı.
"Aşk sadece aptalların işidir. Benlik bir şey değil"
dedi ve son kez viskisinden bir yudum alarak bitmiş bardağı masanın üzerine bıraktı. Yan tarafında duran siyah çantasını alarak ayağı kalktı ve tuvalete doğru ilerledi.
Tuvalete girdiğinde aynanın önünde durarak çantasından koyu kırmızı rujunu çıkarttı ve sürmeye başladı. Sarhoş değildi. 3 bardak viskiyle sarhoş olacak en son insandı kendisi. Ama kafasının çok da ayık olduğu söylenemezdi. Rujunu sürdükten sonra çantasına geri bıraktı rujunu ve saçlarına eliyle şekil vererek tuvaletten çıktı.
Sağa dönmüştü ki kolundan sıkıca tutularak duvara yapıştırılması bir oldu. Sırtının duvara çarpmasıyla gözlerini kapattı ve açmaya fırsatı olmadan dudağında hissettiği sert baskıyla gözlerini yarım araladı.
Masadaki çocuk. Gözlerini geri kapatarak çocuğun sert baskısına ısırığıyla karşılık vermişti. Çocuk bu harekete karşı daha da sert öpmeye başlamıştı. Hande çocuğa karşılık vermeye yetişemiyor ama oldukça iyi hareket ettiriyordu dudaklarını.
En sonunda çocuk nefes almak için durup geri çekildiğinde Hande yemyeşil gözlerini ona dikmiş gülümseyerek bakıyordu. Çocuk Hande'nin kolunu sıkıca tutarak onu v.i.p odaların olduğu bölüme çekiştirmeye başladı. Hande ise gülümseyerek takip etti çocuğu.
...
"O çocuğun burada ne işi var!?"
Hande'nin sesi neredeyse tüm koridoru inletmişti. O geceden sonra bir daha karşılaşacağını düşünmediği çocukla aynı üniversitede bulunuyordu şu an. Zaten tam anlamıyla ilişkiye bile girememişlerdi. Daha birbirlerini bile soyamadan Hande'nin gitmesi gerekmişti.
"Hande sakin olur musun? Biz nereden bilebiliriz ayrıca?"
Diye soran Gökçe'ye çevrildi Hande'nin yemyeşil gözleri. Hande sinirli bir şekilde oturduğu sandalyeden kalktı ve neredeyse ateş çıkan gözleriyle masada oturan iki arkadaşına
"Ben de Handeysem o çocuğu bu okuldan attırmasını bilirim"
dedi ve arkasından seslenen arkadaşlarını takmayıp ilerlemeye başladı.
...
"İşin gücün eğlenmek kızım senin"
Karşısındaki arkadaşının bu sözleri karşısında 32 diş sırıttı Hande.
"O çocuk bu okuldan gidecek"
Dedi ve kararlı bir şekilde arkasına yaslanıp saçlarıyla oynamaya başladı. O çocuğu tam olarak okulda istememesinin sebebi yoktu. Sonuçta ilişkiye girmemişlerdi. Ama Hande istemiyordu işte. Ve Hande bu dünyada istediği her şeyi almıştı. O çocuğu okuldan attırmak istiyordu ve öyle de olacaktı.
...
Handa otoparkta arabasını nereye park ettiğini ararken gözü sadece arabalarda olduğu için önüne dikkat etmiyordu. Genelde arabayı nereye park ettiğinin resimini çekerdi ama bu sefer çekmemişti ve arabasını bulamıyordu.
Yemyeşil gözleri tüm arabalarda gezinirken birden bir şeye çarptı ve tam yere düşecekken belinden yakalandı. Gözlerini onu tutan kişiye çevirdiğinde şaşkınlıktan ağzı kocaman açılmıştı.
Şaşkınlığını üzerinden attığı gibi doğruldu ve çocuktan 2 adım uzaklaştı. Çocuk şaşkınca Hande'ye bakarken, Hande
"Senin ne işin var burada?"
dediğinde çocuk sessiz kalmış ve Hande'nin sorusunu yanıtsız bırakmıştı. Hande iyice sinirlenerek
"Attıracağım seni bu okuldan. Siktir olup gideceksin"
Dedi sinsi bir sırıtış eşliğinde. Çocuk o gün bardaki gibi başını yere eğip iki yana sallayarak gülmüş ardından Hande'yi hiç takmayarak yanından geçip gitmişti.
Hande 2. şokunu yaşarken hızlıca arkasına döndü ve çocuğun arkasından sinirle bağırdı.
"Gül sen gül. Göreceğiz kimin güldüğünü. Gideceksin bu okuldan"
Sonlara doğru sesini iyice yükseltmişti. Ama çocuk dönüp arkasına bakmamıştı bile. Çocuk otoparktan çıkarken Handa arkasından "geri zekalı" diye söylendi. Nasıl olur da onu takmazdı. Bu güne kadar asla böyle bir olay yaşanmamıştı ve yaşanmasına da izin veremezdi.
...
Selamlaaar. Böyle garip bir kurgu yazmaya karar verdim. Umarım hoşunuza gider. Son olarak kurgu bana aitdir. Görüşmek üzereee.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
From Hate To Love
Novela JuvenilÜniversitenin popüler kızı o gün ona sorulmuş saçma "hiç aşık oldun mu?" sorusuna "aşk aptalların işidir" ile yanıt vermişti. Nerden bilebilirdi ki en büyük aptalın kendisi olacağını?