altıncı bölüm

41 3 6
                                    

Jungkooktan

Arabamla evimin bahçesine girdiğimde kucağımda oturan çocuk etrafa bakmaya başlamıştı. Arabayı durdurdum ve kapıyı açtım. "İn bakalım bebeğim." Kollarının altından tutup onu aşağıya indirdiğimde yan koltuktaki çantasını alıp sırtıma takmıştım. Sonra da arabanın kapısını kapatıp elimi Jeongsan'a uzattım. O da beklemeden elimi tutmuştu. "Burası senin evin mi Jungkook?"

"Evet, beğendin mi?"

"Beğendim ama biraz büyük, burada tek başına kalmaktan korkmuyor musun?" Eve doğru yürürken bir yandan da Jeongsan'ın sorularını cevaplamaya çalışıyordum. "Hayır, aslında genelde evimde hep birileri oluyor. Bazen arkadaşlarım bazen de ailem, bugün de sen varsın. Korkmayacağım yani." Cebimden anahtarı çıkarıp evin kapısını açmıştım. "Ben seni koruyamam ki Jungkook, o yüzden korkmalısın." Jeongsan'ı kucağıma aldım ve kapıyı kapattım.

"Bu evde bir sürü güvenlik var zaten, onlar bizi korur." Kucağımdaki çocukla içeriye girdiğimizde ailem buradaydı, gerçekten o kadar yanlış bir zamanlama olmuştu ki. Ne işleri vardı evimde? "Nihayet gelebildin oğlum, kucağındaki çocuk kimin?" Jeongsan, boynuma sıkıca sarıldığında annemden korktuğunu anlamıştım. Ben de ona daha sıkı sarıldım rahatlaması için. "Eski arkadaşımın çocuğu, siz çok daha iyi bilirsiniz sevgili anneciğim." Jeongsanın yanındayken sevgilim diyemezdim ve bu yüzden arkadaşım demek zorunda kalmıştım. Annem şaşırmış olmalı ki gözlerini büyütmüştü ve daha dikkatli bakmıştı.

"O kızı nerden buldun Jungkook, bana bir daha senin karşına çıkmayacağını söyledi!"

"Daha ne kadar yalan söyleyecektiniz? Her şeyi öğreneceğimi düşünmediniz mi? Bu kadar kötü müsünüz gerçekten?" Annem bana yaklaşıp karşımda durmuştu. "Annesini ara gelsin alsın ya da güvenliklere söyle annesine götürsünler. Sen de hemen bu hafta içinde bulduğum kızla evleneceksin! Maria, hemen güvenliği ara buraya gelsinler." Kız kardeşim gözlerime bakmıştı benden işaret beklemek için, ben de aramasını söylemiştim.

"Jungkook ben korkuyorum." Karşımdaki kişi annem olmasa bu yaptığının hesabını ona sorardım. "Sana güvenlikler varken korkma demiştim, bak geldiler bile." 4-5 güvenlik içeriye girince direkt bana bakmışlardı. "Bay Jeon, bir sorun mu var?" Başımı sallayıp annemleri göstermiştim. "Lütfen onları evimden çıkartın, bahçesinde ve çevresinde bile görmek istemiyorum." Annem ve babamı işaret ettiğimde güvenlikler dediğimi yapmak için harekete geçmişlerdi. "Biz senin aileniz, sırf o sürtüğün çocuğu için yaptığına bak!" Jeongsan kucağımda ağlarken ne yapacağımı bilememiştim. Güvenlikler kız kardeşimi de götürmek istediklerinde buna engel olmuştum.
Artık annemlerle yaşayamazdı.

"Maria kalsın, her şey için teşekkürler."

"Peki efendim." Güvenliklerin hepsi ve annemler evden çıktıktan sonra sırtımdaki çantayı yere bıraktım. "Jeongsan ağlama, geçti artık." Koltuğa oturduğumda o hala boynumda ağlıyordu. "Annemi istiyorum, anneme götür beni."

"Annene zaten yarın götüreceğim, bugün benimle kalacaksın."

"Ama Jungkook..." Ağlamaya devam ettiğinde sırtını okşadım. Kız kardeşim yanıma oturup Jeongsan'ın başını okşamıştı. "Senin adın ne?" Jeongsan başını boynumdan kaldırıp kız kardeşime bakmıştı ve adını söylemişti.

"Jeongsan, ya senin?"

"Adım Maria, kucağında oturduğun adamın kız kardeşiyim." Jeongsan kucağımdan inmeye çalışırken Maria hemen engel olmuştu. "Oturmaya devam edebilirsin." Maria güldüğünde ben de gülmüştüm. "Ben kıskandığını düşündüm ve bu yüzden inmek istedim."

still with you /jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin