dördüncü bölüm

28 4 11
                                    


Jungkook'tan..

Elimde duran telefonumun açık ekranına bakıyordum. Bir yanım ekrandaki numarayı hemen aramamı söylese de diğer yanım buna engel oluyordu. Arayıp ne diyecektim ki? Gecenin bu saatinde oğlumu bahane ederek Haru'yu arayamazdım. Sahiden benim oğlum vardı, varlığını bile bilmediğim bir oğlum. Annesinin aldığı kararlar yüzünden benden uzakta büyüyen bir oğlum...

"Oğlum, gecenin bu saatinde neden uyumadın?" Annem elini omzuma koyduğu zaman kendime gelip arkama dönmüştüm. Haru gerçekten doğruyu söylüyorsa ben annem yüzünden ikisinden de uzak kalmıştım.

"Uyku tutmadı, zaten kendi evime gideceğim."

"Yarın buraya tekrar gel o zaman, seni bir kızla görüştüreceğim." Reddedeceğim zaman annem bana engel olmuştu ve hiçbir şey diyememiştim. Koltuğun üstünde duran ceketimi üstüme giymiştim ve evden çıkmak için kapıya doğru ilerlemiştim. "Abi." Kız kardeşimin sesini duymam olduğum yerde kalmama sebep olmuştu ve ona dönmüştüm.

"Abi ben de seninle gelebilir miyim?"

"Gelebilirsin istiyorsan." İkimiz de anneme bakmıştık. O bu konularda katıydı, erkek olmama rağmen ben bile büyük zorluklarla ayrı eve çıkabilmiştim. "Gidemezsin Maria, hala tam olarak iyileşmedin." Maria bir ameliyat geçirmişti ve vücudunu istediği kadar hareket ettiremiyordu. Bazı hareketleri yapmakta zorluk çektiği için annem onu yanından uzaklaştırmak istemiyordu.

"Anne, ben onun abisiyim. Benim yanımdayken endişelenmene gerek yok. Hem eğer bugün Maria benimle gelirse yarın buraya gelince tekrar getiririm. Bir gün bende dursa bir şey olmaz."

"Tamam oğlum ama dikkatli ol."

"Merak etme sen, ona gözüm gibi bakacağım." Maria'ya göz kırptığımda odasına çıkıp küçük bir çanta almış ve tekrar yanımıza gelmişti. Evimde ona ait bir oda olduğu için başka bir şeye ihtiyacı yoktu. "Görüşürüz anne, görüşürüz baba." Maria ikisine veda edip benim koluma girmişti ve arabaya kadar yürümüştük. Sonra onu arabaya bindirdim ve kendim de binince arabayı sürmeye başladım. Bir süre sessizce gittiğimiz zaman Maria boşta olan elimi ellerinin arasına almıştı. Gözlerimi çok kısa bir süre ona çevirmiş ve yüzümdeki gülümsemeyle tekrar yola dönmüştüm.

"Hiç konuşmuyorsun ve çok düşüncelisin, bir sıkıntı mı var abi?"

"Yok ufaklık, hem sen de konuşmuyorsun?"

"Ne konuşabilirim ki, okuluma bile gidemiyorum? Evde gün boyu ya yatıyorum ya da oturuyorum." Maria'yı dinlerken aklıma sürekli başka şeyler geliyordu. Onun sesi benim düşüncelerimin arka fonu gibi bir şeydi, onu kesinlikle duymuyordum. Evime geldiğimiz zaman arabayı durdurup aşağı inmiştik. Sonra evime girmiştik, Taehyung bile buradaydı. Salonda oturuyordu.

"Taehyung oppa, sen de mi buradaydın?" Kız kardeşim hyungımın yanına oturup ona sarıldığında Tae hyung da ona sarılmıştı. İkisi birbiriyle çok iyi anlaşırdı, bazen abisinin Taehyung olduğunu bile düşünürdüm.

"Güzelim, sen odana çık. Benim Jungkook'la özel bir şey konuşmam gerek?"

"Bana da söyle?"

"Erkekler arasındaki muhabbetler işte, hoşlanacağını düşünmüyorum." Taehyung sırıttığı zaman kardeşim onun bu dediğine inanmıştı ama ben sırf onu kovmak için böyle dediğini anlamıştım. "O zaman ben odama çıkıyorum ve abi sen de konuşmanız bitince odama geliyorsun, tamam mı?"

"Tamamdır hanımefendi." Maria yanıma gelip beni öpmüş ve sonra da odasına gitmişti. Taehyung ayağa kalkıp karşıma geçmişti. "Haru'nun evine gitmişsin, neden gittin Jungkook? Sana kaç kez şu kızın peşini bırak dedim ama sen beni hiç dinler misin?"

still with you /jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin