Bir insanı unutmak zorundaysan; bunu sindirerek yapmalısın.. Çünkü; aklın zamansız öldürdükleri, yürekte amansız dirilir
Bir insanı unutmak kaç ay kaç yıl sürerdi bilmiyorum ama ben 11 yaşımdan beri unutmadım.
Adım Daisy Malfoy 16 yaşındayım ve hogwarts'a başladığımdan beri Tom Riddle'a aşığım ama o beni hiç bir zaman görmedi her gün onu izliyorum ama bir kere bile o çift yeşil gözle göz göze gelmedim.
Hogwartst'ın bitmesine 1 yıl kalmıştı ve biz ne hiç konuşmuştuk ne de bir kere yan yana geldik.
Draco: Daisy! Nereye daldın yine?
Daisy: Ha?..
Draco: kalk diyorum ders bitti gidiyoruz.
Daisy: iyi tamam.
Draco beni kolumdan tutup ortak soluna indirdi.
Pansy: sonunda geldiniz. Hadi oturun büyük dedikodum var.
Draco: korkmalı mıyım?
Pansy heyecanla başını salladı ve karşısına oturduk.
Pansy: Daisy beni iyi dinle bu akşam Riddle'ların evinde bir parti varmış!
Draco: bizde mi davetliyiz? gördün mü Daisy sana söylemiştim Tom sana ilgi besliyor yoksa ne diye bizide çağırsın.
Draco'ya anlamsız bakışlarla baktım ve Pansy konuşmaya başladı.
Pansy: aslında tüm slytherinler davetli.
Daisy: Ha ha ha.
Yapay bir gülüş yaptıktan sonra pansy konuşmaya devam etti.
Pansy: gidiyoruz değil mi?
Daisy: Oraya çok gitmek isterdim ama olmaz Pansy kim bilir o partide Tom için kaç kız süslenip onun için savaşıcak ben bunu görüp kendimi üzmek istemiyorum.
Pansy: O zaman sende aşkın için savaş! Gidiyoruz o kadar.
İtiraz etmedim çünkü gitmek istiyordum sadece, sadece korkuyordum işte. Pansy kolumdan tutup beni odaya çıkardı.
Pansy: hmm bakalım bakalımm
Eline bir elbise aldı ve bana fırlattı.
Pansy: Giy bunu Daisy sana çok yakışacak.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lavaboya gidip elbisesi giydim bu elbisenin dolabımda olduğunu bile unutmuştum ve evet bana yakışmıştı çıkıp Pansy'in yanına gittim.
Pansy: Bu nee Tom Riddle buna bir düşmesinde göreyim!
Pansy'e gülümsedim, saçlarımı ve makyajımı yapmaya başladık.
Pansy: Kızım çok güzel oldunn.
Daisy: Sağol pansyy.
Draco Birden kapıyı çaldı.
Draco: Kızlar anadan doğma değilseniz gelebilir miyim
Draco'ya hazır olduğumuzu söyledikten sonra çıkıp Riddle malikanesine ışınlandık.
Daisy: Çok heycanlandım ben..
Draco: Abartma gel hadi.
İçeri girdik çok çok büyük bir malikaneydi. Biz etrafımıza bakarken yanımıza Mattheo geldi. O Tom'un aksine bizle iyi anlaşıyordu sanırım pansy'den hoşlanıyordu.
Mattheo : Kızlar bu ne güzellik!
Pansy: her zamanki halimiz canım.
Onlar konuşurken benim gözüm Tom'u arıyordu.
Mattheo: abimde iniyor.
Matteho'nun sözü ile hemen merdivenlere baktım siyah bir gömlek giymişti her zamanki gibi çok çok yakışıklı ve ciddiyi onu görünce istemsizce yüzümde bir gülümseme oluştu. Ve bizim yanımıza geliyordu aslında gözü Matteho'daydı onla konuşmaya geliyordu ama teknik olarak doğru bazim yanımıza geliyordu. Nasıl görünüyordum nasıl durmalıydım!?
Tom: Matteho Mia nerede?
Mia mı!? Mia kimdi Sevgilisi mi hoşlandığı kız mı kimdi o!?
Mattheo: Neden?
Tom: düşündüğümden daha fazla ses var birazdan elektrik kablosunu kapatıcam ki parti hemen bitsin Mia'nın korkmasını istemiyorum.
Bide korkmasını istemiyormuş! Kimdi bu kız Tom neden bu kızı bu kadar düşünüyordu sinirden ellerimi sıkıyordum Tom farketmiş olucak ki elime bakıp sırıttı sonra hemen önüne dündü.
Mattheo: tamam ben bulurum o cadıyı.
Hay ağzına bal süreyim Mattheo evet tam bir cadı!
Tom gittikten sonra Pansy lafı ağzımdan aldı.
Pansy: Mia kim?...
Mattheo: kedi.
Daisy: Ha?
Matteho: bildiğin hayvan böyle dört ayaklı tüylü bir şey Tom geçen getirildi baya tatlı bir şey.
Rahatlamıştım.
Mattheo: şimdi şu küçük şeyi bulmam lazım. Mia!
Arkamdan kedi sesi geldiğimde hepimiz arkama baktık. Simsiyah bir kediyi Tom riddle'ın kedisi
Daisy: oww çok tatlı.
Mattheo: o zaman ben onu üst katta bırakıp geliyorum.
Birden dans müziği başladı.
Pansy: hadi dans edelimm Matteho. kediyi Draco bırakır.
Draco: ben ona elimi sürmem....
Draconun kedi korkusu vardı birden tüm gözler bana baktı. Ve Matteho kediyi bana uzattı.
Daisy: tamam ben götürürüm.
Mia'yı alıp üst katta çıktım. Ve elektrikler gitti müzik sesi devam ediyordu Tom elektrikleri kesmişti. Ve birden Mia kucağımdan inip bir odaya girdi.
Daisy: Hassiktir!
Mia'nın peşinden odaya girdim. Ve evet o koku Kahve ve sigara burası tabiki Tom'un odasıydı önümü göremesem bile gidip yatağa oturup yastığını kokladım çok güzel kokuyordu. Belki bana kokusunu hatırlatan bir şey olur diye çekmecenin önüne geldim ve göz gezdirdim.
Tom: Kimse sana başkalarının eşyalarını karıştırmaman gerektiğini öğretmedi mi Bayan Malfoy?
büyük sıçtın kızımm hayatının orta yerine!
Daisy: şey oldu şey Mia kaçtı onu bulmak için girdim ben
Tom: Doğru söyle sırf bana bakmak için kediyi zorla buraya sokmadın değil mi?
İyi fikirmışş ama hayır yapmadım.
Daisy: hayır tabiki ne alaka. Mia'yı bulmam lazım.
Tom: bu karanlıkta simsiyah kediyi nasıl bulucağız acaba?
Daisy: eğer bizi göndermek için elektrikleri kesmeseyin bulurdum.
Tom: Seni göndermek için değil diğerlerini göndermek için.
Daisy: Ne?
Tom: Kediyi bul.
Birden Mia Tom'un ayaklarına dolandı. Ve elektrikler geldi büyük ihtimal Mattheo açmıştı
Tom: çıkabilirsin Daisy.
Hiç bir şey demeden odadan çıktım kalbim... Kalbim çok hızlı atıyordu.