|4|§ +18

17 4 0
                                    

🌙

-First Fance-

-What falling in love-

+18

Kar yağmaya devam ediyordu. Camlar buhulanmış ve sertçe esen rüzgarı ardında bırakmasına rağmen dışardaki savaştan haberdardı. Beyaz bir fırtına kopuyor, kasıp savuran bir soğuk ufacık bile açılan bir camda kendini ele veriyor, feryat ediyordu.

Camdan dışarıyı izliyordum. Aslında tek amacım bu değildi. Karı ne kadar sevsem de istediğim şey daha çok evi öğrenmekti. İçinde bulunduğum ilişki çok garipti ve bunu anlamak ta bir yandan oldukça zordu.

Normalde umursamayacağım bir konu artık umrundaydı. Ona soracaktım. Ne kadar şuan arkamda, üzerinde bulunduğu deri koltukta bakışları bir bende, bir de dizlerinin üzerindeki evraklarda olsada da içten içten onunda benden şüphelendiğini biliyordum. Beni engellemeye çalışacaktı. Ama bu bu konuyu daha da eğlenceli yapacak gibiydi.

Abim hapisten çıkmış olmalıydı. Ama neden bana 4 aylık bir süre verdiğini bilmiyordum. 4 ay sonra hala dışarda olmayacak mıydı? Hala başı boş sokaklarda dolaşmayacak mıydı? Arkamı hafifçe dönüp ona doğru baktım.

Ne düşünüyorsun, Kim Taehyung?

Önündeki evrağa bakarak sağ elindeki kalemi çeviriyordu. Düşünceliydi. Her yönden bir iş adamına benziyor olsa da ne iş yaptığını bilmiyordum.

Eğer onu bölüp soru sorarsam bana kızar mı diye düşündüm ve soru sormaktan vazgeçtim.

Gerek yoktu. En azından daha sonrasını bekleyebilirdim.

Önüme döndüm ve dışarıyı izlemeye devam ettim. Bu pencere dünki eve ilk girdiğim yer olan dış kapıyı gösteriyordu. Kapının dışında iki tarafta bulunmak üzere toplam sekiz koruma vardı. Kapı açıldığında ve içeriye giriş yapıldığında ise tekrardan sekiz koruma daha vardı. Hepsi silahlanmıştı. O an fark etmemiştim bu kadar güvenlik olduğunu ancak oldukça korunaklı görünüyordu.

Neden bu kadar güvenliğe ihtiyaç duyduğunda anlam veremedim. Böyle bir evi korumak için bir yere kadar mantıklı olsa da sonrasında yine yetersizleşiyordu.

Kim Taehyung mafya olabilir miydi?

Düşününce en mantıklı görünen buydu. İçten içe sorguladım bunu. Silahlı onca koruma, oldukça fazla para, inanılmaz bir bilgi erişimi ve daha fazlası. Hepsi tek tek onayladı.

"Sıkıldın mı?" Gelen sesle başımı çevirdim. Elindeki dosyaları bir kenara bırakmıştı ve bana bakıyordu. Başımı pencere pervazına yaşlı kollarımın üzerine yatırdım ve ona bakmaya devam ettim.

"Biraz."

"İstersen dışarı çıkabiliriz." Neydi bu şimdi? Bir adım mıydı? Yoksa sadece sıradan bir teklif miydi?

"İstemiyorum." İstiyordum. Şuan belkide en çok istediğim şeydi ama bende ona karşı bir sınır dizmek istemiştim.

Kaçmak fazla aksiyonlu bir olaydı ve yorulmak istemiyordum. Sınırlarını genişletmesini şimdiden sağlamalıydım.

Wine To You +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin