0.1

101 4 1
                                    


6 ay sonra

Acı. Çok fazla acı. Dayanamayacağım bir acı bütün vücudumu çevrelemişken nefes almakta zorluk çekiyordum. Acıyla inledim. Nefes alışverişlerim hızlanırken ve vücuduma çok az oksijen girerken nerede olduğumu anlamamı sağlayan ses ile nefes alışım daha da hızlandı.

Teröristler. Bomba. Kurşun. Ölüm.

Sandığım gibi ölmemiştim. Kurtulmuştum ama hissettiğim acı ve ağrı ölümden de beterdi. Gözlerimi aralamaya çalıştım. Yapamadım. Ben daha fazla çabaladıkça alet o kadar çok ötüyordu. Başımda hissettiğim kalabalık bana sakinlik vermek yerine daha da korku veriyordu.

"Anne!"

Yaren'imin sesini duyuyordum değil mi? Yanlış değildi. Hareket etmeye çalıştım. Gözlerimi açmak istedim. Kızıma sarılmak istedim. Ayağa kalkmayı arzuladim. Tek istediğim uyanmaktı.

"Sakin olur musunuz anneniz sizin sesinizle daha da kötüleşiyor."

Doktor olduğunu zannettiğim adam kızıma kızarken konuşabilsem onun ancak beni sakinleştirdiğini söylemek isterdim.

"Annecim ben yanındayım hadi uyan artık. Çok uzun zaman oldu."

Yarenin sakin çıkan sesiyle gözümden bir damla yaş aktigini hissettim. Verilen sakinleştirici ile gözlerimi açamadan geri uykuya daldım.

‡‡‡‡

Yaren.

Adım buydu. Annem koymuştu. O melek yüzlü kadının yüzünü unutalı çok oluyordu. Annemi özlemiştim. Çocukken hatırladığım birkaç anımda yaşıyordu sadece. Ama bana onu unutturan benim için dünyadaki her şeyden daha değerli bir kadın daha vardı.

Meva annem.

Onu daha çok özlemiştim. Altı aydır ne sesini duymuştum ne de her gün gördüğüm gibi yüzünü görmüştüm. Sesini unutmak üzereydim ve bundan çok korkuyordum.

Annemin odası askerler tarafından korunuyordu. Annemin operasyon için kilit nokta olduğunu düşünüyorlardı bu yüzden ona çok iyi bakıyorlardı. Onlara olan nefretimin hafiflemesine yönelik minicik bir işaretti. Yine de onlardan nefret ediyordum.

Zamanında kurtaramamışlardı, zamanında annemi ölümden döndüremediler.

"Küçük hanım?"

Sadece yüzüne sertçe baktım. Binbaşı Arslan Akkurt. Her gün annemi ziyarete geliyor, bizzat doktorlardan annem hakkında bilgi alıyordu. Yine de onu sevmiyordum. Duyduğum kadarıyla annem onun yüzünden buradaydı. Bana anlatmadıkları çok şey vardı.

"Evinize gitseniz iyi olur. Daha fazla beklemenin ne size ne de annenize bir faydası var."

Hayır, biliyordum ki annem burada olduğumu hissediyordu.

"Bunu size soracak değilim polis bey."

"Binbaşı."

"Peki nasıl derseniz öyle olsun başkomiserim."

Gülüşünü duydum. Sessizdi.

Annemin camına yaklaştım. Tepki vermeden yatışı canımı acıtırken monitörden gelen seslerin çoğalması beni korkutmaya yetmişti. Ne oluyordu?

İçeriye koşarak giren hemşirelerin peşinden gitmek için hareketlendiğimde binbaşı kolumdan tuttu. Ondan kurtulmak için çırpınırken elleri belimi buldu ve beni sıkıca göğsüne hapsetti. Nefes alamıyordum. Annemi düşünmekten başka bir şey yapmazken durumunun kötüye gittiğini düşünmekten başka bir şey yapmıyordum.

"Anne!"

Monitörden gelen sesler çoğalırken yanımda geçen hemşire sinirle karışık beni uyardı.

"Sakin olur musunuz anneniz sizin sesinizle daha da kötüleşiyor."

Kafamı kaldırdım. Yer yer saçlarına ak düşmüş olan adama baktım.

"Onu kurtarmalarını söyle. Yalvarırım annemi kurtarsınlar."

Yavaşça kafasını salladı.

"Annene hicbir şey olmayacak küçüğüm."

"Annecim hadi uyan artık çok uzun zaman oldu."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 21, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BombaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin